Hz. Peygamber'in öğretici vasıfları
Hz. Peygamber tüm ümmet için yegane önder ve rehberdir. Efendimiz gösterdiği merhamet ve keskin zekası ile İslam'ın kısa sürede geniş çevrelerce benimsenmesini sağlayarak ortaya nebevi bir davet metodu koyar. Aynı zamanda bir öğretmen olan Peygamberimizin öğretici ve eğitici vasıfları Kur'an-ı Kerim'de de zikredilir.
Giriş Tarihi: 25.04.2022
09:58
Güncelleme Tarihi: 25.04.2022
10:14
Öğüt vericiliği
"Artık sen öğüt ver, çünkü sen ancak bir uyarıcısın."
Gâşiye Suresi 21. Ayet
Gâşiye Suresi 21. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Gâşiye Suresi 21. Ayet Tefsiri
Allah Teâlâ resulüne, hiçbir baskı ve zorlamaya meydan vermeden insanları uyarmasını ve gerçekleri onlara tebliğ etmesini emretmektedir. Çünkü iman ve ibadet ancak kişinin ikna olmasına, gönülden isteyip benimsemesine bağlıdır. Zor karşısında kalan kimsenin "inandım" demesi ve ibadet etmesi sadece bir aldatma ve durumu kurtarmadır. Bu yüzdendir ki muhtelif âyetlerde peygamberin görevinin insanları mutlaka hidayete erdirmek değil, sadece Allah'ın gönderdiği vahyi tebliğ etmek olduğu bildirilmiştir (meselâ bk. Âl-i İmrân 3/20; Nahl 16/82; Kasas 28/56; Şûrâ 42/48). Bazı müfessirler bu âyetin neshedildiğini yani hükmünün kaldırıldığını söylemişlerse de bize göre bu görüş isabetli değildir.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
◼ Hak Teala bu ayeti kerime ile Peygamber Efendimiz'in (SAV) insanlık için en önemli vasıflarından biri olan öğtü vericiliğinden bahseder. Bu vasıf itibariyle ashabına öğüt vererek onların da etraflarına öğüt vermesini nasihat eden Resul-i Ekrem (SAV) bu şekilde iyiliği daimi olarak genişleyen bir halka şeklinde yayar.
Kur'an-ı Kerim'e gösterilen edep ve adaplar
Hüküm verme
"İnsanlar arasında Allah'ın sana gösterdiğine göre hükmedesin diye hakkı içeren kitabı sana indirdik; hainlerden taraf olma!"
Nisâ suresi 105. ayet
Nisâ Suresi 105. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Nisâ Suresi 105. Ayet Tefsiri
Bu on âyette insanların arasında meydana gelen anlaşmazlıklar, davalar, tartışmalar karşısında Hz. Peygamber'in ve daha ziyade onun şahsında ümmetinin takınması gereken tavır, oynaması gereken rol ve uygulaması gereken muamele şekli açıklanmaktadır. Pek azı müstesna olmak üzere özel bir hadise üzerine gelmiş bulunan bu âyetlerin hedefi, sadece o hadiseyi açıklamak ve hükmünü ortaya koymak değil, bu münasebetle müslümanlara, kıyamete kadar uyacakları kaideleri –detaylı veya çerçeve hükümler olarak– açıklamaktır. Bu âyetlerin gönderilmesinin de şöyle özel bir sebebi olduğu bildirilmektedir: Rifâa b. Zeyd isimli sahâbî, yabancı tâcirlerin Medine'ye getirdikleri has undan bir miktar satın almış ve bunu, içinde silâhlarının da bulunduğu evin sofasına koymuştu.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
◼ Peygamber (SAV) Hak Teala'dan öğrendikleri ile hüküm vererek ümmet arasındaki ihtilafları bertaraf eder. Ayeti kerime Efendimizin (SAV) insanlar arasında bir ictihad merkezi olduğunu kanıtlar. Resulallah (SAV) Kur'an-ı Kerim'deki ayetler üzerinden hüküm vererek ümmetin salahiyetini gözetir. Bu yönü ile ümmeti iyiliğe yönlendirerek kötülüklerden uzak tutma gayreti içerisinde olur.
Ramazan'da göğü süsleyen sanat: Mahya
Hidayet Kılavuzu
"İşte böylece sana da kendi buyruğumuzla bir ruh (Kur'an) vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun; ama şimdi onu, dilediğimiz kullarımızı sayesinde doğruya eriştirdiğimiz bir ışık kıldık. Hiç şüphe yok ki sen doğru yolu, göklerin ve yerin yegâne sahibi olan Allah'ın yolunu göstermektesin. İyi bilinmeli ki bütün işler dönüp dolaşır Allah'a varır."
Şûra Suresi 52 – 53. Ayetler
Şûra Suresi 52 – 53. Ayetleri dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Şûra Suresi 52 – 53. Ayetler Tefsiri
Müfessirlerin genel kanaatine göre 52. âyetin metninde geçen ruh kelimesi mecazi bir anlamda ve Kur'ân-ı Kerîm için kullanılmış olup, asıl anlamıyla bağlantılı olarak "insana hayat veren ilâhî mesaj" şeklinde açıklanmıştır. Fakat bu kelimenin burada vahiy meleği Cebrâil veya peygamberlik anlamında kullanıldığı kanaatini taşıyanlar da vardır (Hâzin, V, 419); Derveze'nin "Müfessirlerin büyük çoğunluğuna göre burada ruh kelimesiyle melek Cebrâil kastedilmiştir" şeklinde verdiği bilgi (V, 196) kaynaklardaki bilgiyle uyumlu görünmemektedir (bk. Taberî, XXV, 46; Zemahşerî, III, 409-410; İbn Atıyye, IV, 44). Hz. Muhammed kendisine peygamberlik verilmeden önce de putperestlikten uzak duruyor, özellikle ahlâkî erdemleriyle yakın çevresinin dikkatini çekiyordu.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın