Arama
İbadetlerin temel esasları
İman etmenin en güzel yansımalarından biri olan ibadetler bireysel ve toplumsal faydaları olan eylemlerdir. Müslümanlar Allah Teala'nın rızasını kazanmak için ibadet eder ve sevabını yalnızca Alemlerin Efendisi'nden beklerler. İbadetler kişiyi Allah'a (CC) yaklaştırır, sabrı ve şükrü öğretir, olumsuz hasletlerden kurtarırlar. Sizler için ibadetlerin temel meselelerini araştırdık.
◼ Bir eylemin ibadet olabilmesinin ölçütleri samimiyet, teslimiyet, tam manasıyla inanma, niyet ve yalnızca Hak Teala'nın rızasını kazanmadır.
◼ Bu güzel huy, taabbüd olarak anılır. Taabbüd, ibadetleri Allah rızası ve Allah Teala'nın emirlerine karşı bağlılık, saygı çerçevesinde idrak etmenin adıdır.
◼ İmanın tezahür eden hali olan ibadetler insan fıtratının da bir gereğidir. İbadete alışan bir ruh bu hususta gösterilen en ufak bir zayıflıktan dahi rahatsız olur.
◼ Allah Teala ibadetin kime yapılması hususunda Taha Suresi 14. Ayette,"Kuşkusuz ben, yalnız ben Allahım. Benden başka tanrı yoktur. O halde bana kulluk et, beni hatırında tutmak için namazı kıl." buyurur.
◼ İbadetler dinin değişim kabul etmeyen sahasını oluştururlar. Bundan dolayı Kur'an-ı Kerim'de emredildiği, Resulullah'ın (SAV) uygulamaları ile eda edilirler.
◼ Zamanın geçmesi, toplumun değişmesi gibi amiller ibadetler için bir değişime sebep olamaz. Bu da ibadetlerin tevkifi oluşudur. Yani ibadetler değişmezler.
İbadetlerin kolay olması
◼ Allah Teala biz kullarına karşı merhametli ve şefkatli olduğu için üzerimize kaldıramayacağımız yük yüklemeyeceğini Bakara Suresi 286. ayette dile getirmiştir. İslam ibadetler noktasında oldukça kolaylaştırıcı hükümleri haizdir.
◼ İbadetlerin kullara zor gelmesi şüphesiz tembellik ve şeytanın bir oyunudur. Zira susuz bir ortamda teyemmüme müsaade edilmesi, yolculukta seferi olunması ve sağlık sorunlarından dolayı oturarak namaz kılınması gibi ilk akla gelen kolaylıklar ibadetin sürekliliği için güç yetirilebilir amillerdir.
Gösterişten uzak olma
◼ İbadetler hususunda belki de en önemli nokta kulun Allah Teala ile kurduğu müstesna bağın gösterişten uzak ve biricik olmasıdır. Bu, rıza-i ilahi yolunda atılan mümtaz bir adımdır.
◼ Bu durum ahiret ameliyle dünyalık istemek olarak tasvir edilmiş ve kınanmıştır. Dinimizde kulun başkalarına gösteriş yapmak için değil kendisi için ibadet etmesi esastır.