Arama

İslam düşünce tarihinde psikolojinin öncüsü: Ebû Zeyd el-Belhî

Beden ve ruh sağlığı tarih boyunca insanlığın ilgi alnına giren en önemli konulardan biri olmuştur. Hem geleneksel hem de modern kaynaklarda bu alana özgü birçok tedavi yöntemi mevcuttur. İslam düşünce tarihini incelediğimizde ruh sağlığı çalışmaları ile karşımıza çıkan isimlerden biri de Ebu Zeyd Ahmed El- Belhi'dir. İşte, İslam tarihinde ilk psikiyatrist olarak tanınan Belhi ve çalışmaları...

🔹 Günümüzde bilişsel terapi olarak ifade edilen yöntemi Belhi o dönem, "iç destek" ve "dış destek" olarak ayırt ediyordu. İç destek, insanın aklında önceden hazırladığı düşünceleri bulundurması ve bunları zamanı geldiğinde kullanabilmesidir. Örneğin, öfkenin kendisine ve başkasına verebileceği zararları düşünüp kendine hatırlatmasıyla kendi duygularını yönetebileceğini söyler.

🔹 Günümüzde de Belhî'nin ifade ettiği bu iç destek yöntemi, değişken duygu durumlarında veya anında müdahale gereken durumlara karşı, insanlara kazandırılması gereken bir yöntem olarak görülür. Bugün modern psikolojide Belhi'nin iç destek yaklaşımına benzer olarak iletişim, sosyal ve duygu kontrolünü arttırabilmek adına bireylere beceri eğitimleri tavsiye edilir.

🔹 Tavsiye ettiği bir diğer tedavi yöntemi ise dış destektir. O'na göre bir insan dışarıdan gelen desteklere ve öğütlere daha fazla dikkat eder ve uygular çünkü insanın kendi görüşleri zaman zaman arzu ve istekleriyle iç içe geçmiş durumdadır. Böyle birinin düşüncesini duygularından soyutlaması mümkün olamaz.

🔹 Bu sebeple insan, sıkıntılarını giderebilecek ve işlerini düzenleyebilecek sağlıklı birine ihtiyaç duyar. Tıpkı bedenen bir hastalık yaşandığında doktora başvurulması gibi bugün psikoterapi olarak ifade edilen, bireyin ruhsal ve davranışsal bozuklularının düzenlenmesi ve genel iyilik halinin arttırılması için ruh sağlığı uzmanlarından destek alması bu "dış destek" yöntemine eş değerdir.

İbn Miskeveyh'in Mutluluk ve Felsefe kitabından cümleler

🔹 Ebû Zeyd el-Belhî, ruhi rahatsızlıklarından kurtulmaya çalışan bir kimse kendisine verilen bu dış desteği zamanla öğrenmeli ve bu sıkıntılardan nasıl kurtulacağını anlayarak, dışarıdan destek verecek birini bulamadığı zamanlarda kendini iç desteği ile teskin etmeye çalışmalı ve duygularını kontrol altına alabilmeyi tavsiye eder.

Bu sebeple iç desteğin de yadsınamayacak öneminden dolayı kişinin bu çabasında kendisini geliştirmesi gerektiğini söyler.

🔹 Belhi, Meṣâliḥu'l-ebdân ve'l-enfüs isimli eserinde aşırı hüzün halinin ruha ve bedene yönelik zararlarını ise şöyle açıklar: "Hüzün ve şiddetli ıstırâb, ruh! Hastalıklar arasında önemli bir yer işgal etmektedir. Bu hastalık, insanın kalbinde yer tutunca sıhhate zararlı olur. Istırâb, hüznün aşırı hâlidir ve yakıp kavuran bir ateşdir. Hüzün ise, bu ateşten geri kalan kor gibidir. Bu sebeple bedeni tahrib etmekte, bedenin sıhhatini bozmakta çok etkilidir. Meselâ normal arzuları değiştirip, bunlardaki tadı ve lezzeti yok eder. Huzur ve sürürün faydası neyse, hüzün de bu faydanın zıddını doğurur. Huzurlu insanın yüzü dâima güleçtir. Mahzun olanın yüzü ise tersine soluktur. Hüzün, bâzan çok sevilen şeyin elden çıkması ile meydana gelir."

Orta yolu tutmak: İtidal

  • 10
  • 10

🔹 İslam düşünürünün içinde yaşadığı dönemde ruh ve beden sağlığına yönelik yaptığı tespit ve tedavi yöntemlerinin birçoğu bugün klinik psikolojide uygulamalarında karşımıza çıkar.

🔹 Çağdaşı olan hekimlerin fiziksel hastalıklara önem verip, psikolojik hastalıkları göz ardı etmelerini eleştiren Belhi, ruh ve beden sağlığını bir arada ele alarak bedensel hastalıkların da ruhsal rahatsızlıklara yol açabileceğini aktararak tüm bu ilmi çalışmaları ile psikoloji ilmine büyük katkılar gerçekleştirmiştir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN