İslam ve ibadete dair bilinmesi gereken 30 terim
Kulun Allah'a karşı sevgi, saygı ve bağlılığını gösteren duygu, düşünce ve davranış biçimleri için kullanılan ibadet terimini; insanın, hayatını daima Allah'a karşı saygı ve itaat bilinci içinde sürdürmesi şeklindeki kulluk duyarlılığı olarak da tanımlayabiliriz. Sizler için İslam ve ibadete dair bilinmesi gereken belli başlı 30 terimi derledik.
Giriş Tarihi: 16.03.2020
08:24
Güncelleme Tarihi: 16.03.2020
09:36
Cum'a (cumua, cumaa) "toplamak, bir araya getirmek" anlamındaki cem' kökünden isimdir. Cuma namazı farz-ı ayındır. Farz oluşu Kur'an-ı Kerim, sünnet ve icma ile sabittir. Yüce allah, "Ey inananlar! cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, alışverişi bırakıp hemen Allah'ı anmaya koşun. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah'ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz." (Cum'a, 62/9-10) buyurmaktadır.
Hz. Peygamber (s.a.s.) de, "Cuma namazına gitmek, ergenlik çağına ulaşmış her müslüman erkeğe farzdır." (Ebû Dâvûd, Tahâret, 130; Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, III, 245-246) buyurmuştur. Cuma namazı, Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminden günümüze kadar kılınagelmiş ve bunun farz olduğu konusunda herhangi bir farklı görüş ortaya çıkmamıştır.
CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?
Sözlükte "temizlenmek, arınmak" manasındaki tahâret (tuhr) terim olarak "maddî kiri (necâset, habes) veya mânevî pisliği (hades) gidermek" anlamına gelir, isim olarak "temizlik " demektir. Tuhr özellikle "hayızdan temizlenme" anlamında kullanılmaktadır. Tâhir (temiz), tahûr ve mutahhir (temizleyici madde), tathîr (temizlemek), tetahhur (temizlenmek) bu kökün türevleridir.
Tahâret kelimesinin karşıtı necâsettir (pislik). Necîs ve neces "pis" anlamındadır. Hubs (habâse) kökünden türeyen habes "maddî necâset, necis şey" mânasına gelir. Türkçe'de abdest bozduktan sonra yapılan temizlenme için kullanılan tahâret fıkıhta istibrâ ve istincâ terimleriyle ifade edilir.
NECİS OLAN DURUMLAR NELERDİR? NECİS ABDESTİ BOZAR MI?
Sözlükte iftâr ve fıtr kelimeleri diğer bazı anlamların yanı sıra "orucu açmak, oruçluya orucu açtırmak, başlanmış bulunan orucu bozmak veya hiç oruç tutmamak" gibi manalara gelir. Fıkıh literatüründe iftar kelimesi, sözlük anlamıyla bağlantılı olarak ister oruç açma isterse bozma ve oruç tutmama şeklinde olsun "oruca aykırı bir davranışta bulunma" manasında kullanılmakla birlikte, bunlar arasında "oruçlu kimsenin vakti gelince usulüne uygun biçimde orucunu açması" manasının daha belirgin olduğu ve kelimenin bu yönde terim anlamı kazandığı söylenebilir. Nitekim Türkçede de iftar "orucu açma" manasına gelir.
Sözlükte sükut "susmak, konuşmamak" anlamına gelir. Fıkıh terimi olarak sükut irade bildiren veya iradeye delalet eden bir söz, işaret ya da fiilin eşlik etmediği susma halini ifade eder. Aynı anlamda olmak üzere fıkıh eserlerinde samt ve sumât kelimeleri de kullanılır. Bir âyette öfke kelimesine yüklem yapılarak "sekete" fiili (el-A'râf 7/154), diğer bir âyette "sâmitûn" (susanlar) kelimesi (el-A'râf 7/193) geçer. Hadislerde ise her ikisiyle de aynı kökten türeyen kelimeler yaygın şekilde yer almaktadır.
Namazda dua anlamında bir fıkıh terimi.
Sözlükte "itaat etmek, huşû üzere bulunmak, ibadet yapmak, ayakta durmak" gibi manalara gelen kunût kelimesinin bazı âyetlerle, hadislerde sözlük anlamları çerçevesinde kullanıldığı görülmektedir. Fıkıh terimi olarak "taatte bulunmak, dua etmek ve herhangi bir şerden kurtulmak ya da hayrı elde etmek için namazda Allah'a sığınmak" demektir.