İslam'ın bayraktarlığını üstlenen 4 mücahit
İslam coğrafyası çok büyük direniş hareketlerine tanıklık etti. Müslüman halklar işgale uğradığı anda tekkeleriyle, müritleriyle ayağa kalkan mücahit mürşitler, bu hakikatin en önemli delilleridir. Bineğinin eyeri tahtı olan mücahit Abdülkadir El-Cezâirî, Şeyh Şamil, İzzettin el-Kassam ve İtalyanları durduran çöl aslanı Ömer Muhtar, direnişin akla gelen büyük isimlerindendir. Hepsi var oldukları kadim topraklarda İslam'ın bayraktarlığını üstlendiler ve sömürgecilere karşı durdular.
Giriş Tarihi: 17.09.2019
09:16
Güncelleme Tarihi: 17.09.2019
10:04
1931 yılında Mussolini'nin de onayıyla İtalya bölgede kanlı yeni bir taktiğe girişti. Cebel Ahdar bölgesindeki yaklaşık 100 bin kişilik sivil yerel halk, sahil şeridindeki toplama kamplarına getirildi ve Mısır sınırı da kapatılarak, Libya direnişçilerinin destek hattı kesildi. Muhtar'ın liderlik ettiği Senusi birlikleri mücadelesine devam etti ancak yerel halktan İtalyanlarla iş birliği yapanlar ve İtalya hava kuvvetlerinin saldırılarıyla, Muhtar, 11 Eylül 1931'de Slunta bölgesinde pusuya düşürüldü, yaralandı ve yakalandı. İtalyan güçleri tarafından Slunta savaş esirleri kampında çıkarıldığı sözde mahkemede idama mahkum edilen Muhtar , 16 Eylül 1931'de idam edildi.
Libya'da sergilediği direnişle dünya çapında tanınan Muhtar'ın 16 Eylül 1931'de işgalci İtalya güçleri tarafından idam edilişinin üzerinden 88 yıl geçti. Arap Baharı isimli süreçte, 2011'de NATO'nun askeri müdahalesi ile Libya'yı 42 yıldır "demir yumrukla" yöneten Muammer el-Kaddafi yönetimi devrildi. Ancak Libya, yedi yıldır bölgesel güçler tarafından desteklenen savaş beylerinin doğal kaynaklar ve iktidar için kanlı mücadelesine sahne oluyor.
Filistin cihadının kilometre taşlarından ve bu topraklarda İslâmi kimliğin korunması yolunda çok yönlü mücadele eden önderlerden olan İzzeddin el-Kassam, 1880'de Suriye'nin Lazkiye şehrine bağlı bir sahil ilçesi olan Cebele'de dünyaya geldi. İlköğrenimini doğduğu yerde yaptıktan sonra 1896 yılında Mısır'daki el-Ezher Üniversitesi'nde tahsil görmeye başladı. El-Ezher'de öğrenim gördüğü süre içinde Mısır'daki İslâmi hareketin ileri gelenleriyle ilişkide bulundu. 1906'da buradaki ilmi tahsilini tamamladıktan sonra çeşitli yerlerde davet ve eğitim faaliyetleri yürütmeye başladı. 1909 yılında büyük alim İzzeddin Tennuhi'nin derslerine ve sohbetlerine katıldı.
Hayfa'da ders vermeye başlayan ve bir yandan da İstiklal Camii'nde imam-hatiplik yapan Kassâm 1926'da Cem'iyyetü'ş-şübbâni'l-müslimîn'e girdi ve bir süre sonra da başkanlığına seçildi. Bu vesileyle köyleri dolaşmaya başladı. İngiliz işgaline ve siyonist harekete karşı halkı bilgilendirmek imkanı elde etti. Yahudilere arazi satılmasına şiddetle karşı çıkarak bunun önlenmesini istedi. Çevresinde toplanan ve "meşâyih" (kendisinin ölümünden sonra Kassâmiyyûn) denilen taraftarlarının örgütlenmelerini sağladı. 1930'dan itibaren resmi nikah memuru olarak görevlendirildi.
Kassâm, siyonizmin İngiliz manda idaresi tarafından desteklendiği kanaatiyle esas mücadelenin İngilizler'e karşı yürütülmesi gerektiğine inanıyordu. Dolayısıyla genel bir mücadele için hazırlıklarını tamamladıktan sonra Balfour Deklarasyonu'nun yıldönümünde hareketi başlattı (2 Ekim 1935). Fakat ilerleyen günlerde İngilizler teşkilâtın gizli karargâhını bastılar ve Nablus-Cenîn arasındaki Ya'büd mevkiindeki çatışma neticesinde Kassâm öldürüldü (20 Kasım 1935).