Arama

İslam'ın güven çağrısı selamlaşmanın önemi

Dinimiz Müslümanları kardeş ilan etmiş, kardeşlik bilincinin yerleşip devam etmesi için de onlara bazı görevler yüklemiştir. Bunlardan biri de selamlaşmaktır. Öyle ki Peygamber Efendimizin, Medine'ye hicretinde insanlara yaptığı ilk tavsiyelerden biri, "Selamı yayınız." talimatı olmuştur. İslam'ın güven çağrısı selamlaşmanın önemine dair bilgileri derledik.

  • 5
  • 11
Selamlaşmanın önemi
Selamlaşmanın önemi

Selamlaşmak insanlar arası iletişimin anahtarıdır. Bu yolla birbirlerine iyi dileklerini sunan insanlar, iletişimde ilk olumlu sinyali vermiş ve diyalog kapısını açmış olurlar. İnsanların birbirlerini sevmeleri ancak birbirlerini tanımalarıyla mümkündür. "Kişi bilmediğinin düşmanıdır" sözü bunun için söylenmiştir. Tanımak için iletişim kurmak gerekir. İletişimin kapısı da selâmla açılır. Allah elçisinin ifadesiyle, insanların birbirlerini sevebilmelerinin yolu buradan geçer ve kişilerin Allah için birbirlerini sevmeleri de imanlarının bir göstergesidir. Karşılıklı sevgi ve saygı ise anlaşmazlıkların ve düşmanlıkların panzehiridir. O halde selâmlaşma barışın anahtarıdır.

Peygamber Efendimizin insanları birleştiren 40 hadisi

  • 6
  • 11
Selamlaşma nasıl olur?
Selamlaşma nasıl olur?

İki Müslüman karşılaştığında söze başlamadan önce selamlaşmalıdır. Resûlullah (s.a.s.), "Selam, konuşmadan önce gelir" (Tirmizî, İsti'zân, 11) buyurmuştur.

Bunun önemini çok iyi bilen Peygamber Efendimizin, Medine'ye hicretinde insanlara yaptığı ilk tavsiyelerden birisi "selamı yayınız" talimatı olmuştur. (Tirmizi, Sıfatü'l-Kıyame, 42) O bununla, farklı unsurlardan oluşan Medineliler arasında barış ve güven ortamının oluşmasını ve "selâm" kelimesinin temel anlamı olan barışın toplum içinde kökleşmesini amaçlamıştır.

Kur'an-ı Kerim'de, "Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı ile karşılık verin." (Nisa, 4/86) buyurulmuştur.

"Selam", Rabbimizin esmâ-i hüsnâsından biridir. Allah Teâlâ, kullarını selâmete eriştiren, onlara sağlık ve afiyet bahşedendir. Müminlerin birbirlerine "Selâmün aleyküm", "Allah'ın selâmı üzerinize olsun" diyerek seslendiği her an, selâmın zengin anlam dünyası hayatımıza yansır. Mümin, imanından aldığı huzur ve güveni selâm ile çevresine yayar ve iyi niyetlerini duaya döker.

Peygamberimiz, tanıdığa da tanıdık olmayana da selam vermeyi İslam'ın güzel bir hasleti olarak nitelemiş; selama karşılık vermeyi Müslümanın görevleri arasında saymıştır. Kadın-erkek, büyük-küçük ayrımı yapmadan herkese selam vermiştir. Onun, kızı Hz. Fatıma'ya, "merhaba kızım" diye hitap ettiğini, amcası Ebu Talib'in kızı Ümmü Hani yanına geldiğinde onu 'merhaba Ümmü Hâni' diye selâmladığını biliyoruz. (Buhari Edeb, 98)

Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber, oyun oynayan çocukların yanından geçerken onlara selâm vermiş (Ebu Davud, Edeb, 147), Esma binti Yezid'in haberine göre de, kendisinin de içinde bulunduğu kadınlar topluluğuna uğradığında onları selâmlamıştır. (İbn Mace, 14)

Yaşayanların yanı sıra, kabir ziyaretlerinde, ölülere de selam vererek Allah'ın rahmet ve esenliğinin onlar üzerine olmasını dilemiştir. (Ebu Davud, Cenaiz, 83)

Allah Resûlü, emin belde Mekke'den esenlik diyarı Medine'ye hicret için yola çıktığında, Medineli Müslümanlar günlerce hasret ve heyecan içinde onu beklemişlerdi. Nihayet Sevgili Peygamberimizin şehre ulaştığı haberi duyulunca ahali büyük bir coşkuyla yollara döküldü. Herkesin gözü ve kulağı Peygamberimizde, onun mübarek ağzından dökülecek ilk sözlerde idi. Allah Resûlü, o gün kalabalığa şöyle seslendi:

"Ey insanlar! Selamı aranızda yayın, birbirinize yemek ikram edin, insanlar uykuda iken namaz kılın ki, selametle cennete giresiniz." Tirmizî, Sıfâtü'l-kıyâme, 42.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN