Kalbin dilini seslendiren bir veli: Mevlana
Derdini nimet sayıp, ömrünü ilahi aşka adayan âlimdi Mevlana. Bir deryaydı; ney sesinde, derin düşüncelerde, semalarda aradı Allah'ı… Düşünceleri yüzyıllardır insanlığa ışık tutan alim, 66 yıllık ömründe "mutlak aşk"ın izini sürdü. Aldığı örnek eğitim, edindiği sağlam ilim, dinmek bilmeyen aşkı topluma büyük bir sevgi, engin bir dünya görüşü olarak yansıdı. Müstesna Allah dostu Mevlana Celaleddin Rumi'yi rahmet ve minnetle anıyoruz.
Giriş Tarihi: 30.09.2020
13:20
Güncelleme Tarihi: 17.12.2021
09:51
📌 Bahaeddin Veled ile ailesi yedi yıl Karaman'da kaldıktan sonra Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın daveti üzerine 1229 yılında Konya'ya göç etti. Devlet bu dönemde en parlak dönemini yaşıyordu. Başkent Konya, ilim adamları ve sanatkârlarının merkezi halini geldi.
▶ Bahaeddin Veled'e ikametgâh olarak Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni tahsis edildi. Günümüzde Mevlâna Dergâhı'nın yeri, Selçuklu sarayının gül bahçesi iken, Sultan tarafından Mevlana'nın babası Sultânü'l-Ulemâ Bâhaeddin Veled'e hediye edildi.
📌 1231 yılında Bahaeddin Veled vefat edince, kendisinin halifelerinden Seyyid Burhaneddin Muhakkık-ı Tirmizi, Konya'ya gelerek Mevlana'nın manevi eğitimini üstlendi.
▶ Belh'ten Konya'ya uzanan yolculuk boyunca konakladıkları yerlerde çeşitli âlimlerden dersler alan Mevlana, Tirmizi'nin isteği üzerine Halep ve Şam'da tahsil gördü.
▶ Seyyid Burhaneddin Muhakkık-ı Tirmizi , 9 yıllık eğitim sürecinin ardından Mevlana'ya halkı irşad ve öğretimle meşgul olması gerektiğini belirtti.
Mevlana algısı: Şair mi, yaşam koçu mu, veli mi?
📌 1240 yılından itibaren Konya'da fıkıh dersleri verdi. Her vaazına Anadolu'nun dört bir yanından insanlar katıldı.
▶ Zamanla, Mevlana'nın ünü her tarafa yayılmaya başladı. 1244 yılında Şems-i Tebrizi adında bir derviş Konya'ya gelip kendisiyle görüşünce, üzerinde şiddetli bir etki bıraktı.
▶ Manevi alanda ilerlemeyi arzulayan ve bunun için mana adamlarının peşinde olan Mevlana, aradığını bu büyük arifte buldu.
"Mevlana ve Şems'in en büyük mesajı İslam'dır"
📌 Şems-i Tebrîzî ile buluşması 1244'te gerçekleşti. Ömrünün kalanını değiştiren bir ândı. Şems, Mevlana'yı görür görmez önüne çıktı. Bindiği katırın gemini sıkıca tuttu ve sordu:
"Ey dünya ve mana nakitlerinin sarrafı! Hz. Muhammed Mustafa mı büyük yoksa Bayezid-i Bistami mi?" Mevlana hiddetlenerek: "Bu nasıl sual? O ki âlemlerin nurudur, onun yanında kimin sözü olur?" Cevap verdi Tebrizli Şems:
"Resulullah, Rabbime günde yetmiş kez istiğfar ederim diyor. Ama Bayezid istiğfardan söz etmiyor. Hatta cübbemin içinde Allah'tan başkası yok diyor. Buna ne dersin hoca?"
Bir an bile tereddüt etmeden şöyle cevap verdi Mevlana:
"Resulullah, günde yetmiş makam aşıyordu. Her makama vardığında, önceki makamdaki bilgisinin yetmezliğinden istiğfar ediyordu. Bayezid, ulaştığı makamın yüceliğinde doyuma ulaştı. Gücü sınırlıydı. O yüzden böyle konuştu."
İki deryanın kavuşması böyle gerçekleşmişti.
📌 Şems'in ilminden feyizlenen Mevlana, sadece onunla konuşmaya, başkasıyla görüşmemeye başladı. Tasavvuf hırkasını giyen Mevlana, semaya başladı.
▶ Artık Mevlana'nın meclisinde ney ve rebab nağmeleri yankılanıyordu. Mevlana, hayatının bundan sonraki bölümünde şiiri, musikiyi ve semayı kendisine yol arkadaşı edindi.
Mevlana'nın insanlığa yüzyıllardır yol gösteren 5 eseri