Kalem suresi tefsiri ve meali
Kur'an-ı Kerim'de Allah Teala'nın üzerine yemin ettiği eşyalardan birisi de kalemdir. Resulullah (SAV) Efendimizin nübüvvetine, ahiret hallerine, kafirler ve müminlerin akıbetine dikkat çeken Kalem Suresi adını ilk ayetteki "el-Kalem" kelimesinden alır. Nun Suresi olarak da bilinen ve mushaf sıralamasında altmış sekizinci sırada olan sure, Mekke döneminde nazil olmuştur. İşte, Kalem suresi tefsiri, fazileti ve meali...
Giriş Tarihi: 26.03.2024
12:31
Güncelleme Tarihi: 26.03.2024
17:21
Kalem Suresi 10-16. Ayet
﴾10-14﴿ Olur olmaz yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp iğneleyen, durmadan laf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günahkâr, huysuz ve kaba, üstelik karakteri bozuk kimselere, serveti ve çocukları var diye sakın boyun eğme.
﴾15﴿ Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, "Öncekilerin masalları!" der.
﴾16﴿ Yakında onun alnına (cehennemlik) damgasını vuracağız!
Kalem Suresi 10-16. Ayet Tefsiri
◾ Müşriklerin ileri gelenleri hakkında inen bu âyetler, onların genel karakterlerinin güzel bir özetidir. "Ne idüğü belirsiz" diye çevirdiğimiz 13. âyetteki zenîm kelimesine müfessirler "bir toplumdan olmadığı halde onlara yamanmış olan, babası bilinmeyen, kötülüğü ile tanınan, lüzumsuz kimse, faydasız şey" anlamlarını vermişlerdir (bk. Râzî, XXX, 84-85). Zenîm kelimesinin burada özellikle günah işlemekten, haksızlık yapmaktan, zarar vermekten utanıp çekinmeyecek kadar tabiatı bozulmuş, insanlığını kaybetmiş, bu anlamda soysuzlaşmış kişiyi ifade ettiği söylenebilir. Bu âyetlerde Hz. Peygamber ve ona iman edenler uyarılarak anılan kötü niteliklerin tümünü veya bir kısmını taşıyan kimseye mal ve oğulları var diye yani zengin ve güçlü olduğu için boyun eğmemeleri istenmektedir.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
Kalem Suresi 17-33. Ayet
﴾17-18﴿ Biz, vaktiyle şu bahçe sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara da belâ verdik. Hani bahçe sahipleri, ("Allah izin verirse" gibi) bir kayıt koymaksızın sabah erkenden bahçenin mahsulünü kesinlikle devşireceklerine yemin etmişlerdi.
﴾19-20﴿ Fakat onlar uykudayken rabbin tarafından gelen kuşatıcı bir âfet bahçeyi sarıverdi de bahçe kesilip kurumuş gibi oldu.
﴾21﴿ Sabahleyin birbirlerine şöyle seslendiler:
﴾22﴿ "Eğer devşirecekseniz erkenden tarlanızın başına gidin!"
﴾23﴿ Derken yola koyuldular. Birbirlerine şöyle fısıldıyorlardı:
﴾24﴿ "Aman, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın!"
﴾25﴿ Amaçlarını, planladıkları gibi gerçekleştirmek üzere erkenden yola düşüp gittiler.
﴾26-27﴿ Bahçeyi gördüklerinde ise, "Herhalde yanlış yere gelmişiz; yok yok, ürünü kaybetmişiz" dediler.
﴾28﴿ İçlerinden aklı başında olan biri şöyle dedi: "Ben size, 'Allah'ın yüceliğini dile getirmelisiniz' dememiş miydim?"
﴾29﴿ Şöyle cevap verdiler: "Rabbimizin şanı yücedir; doğrusu biz haksızlık etmişiz."
﴾30﴿ Ardından, birbirlerini kınamaya başladılar:
﴾31﴿ "Yazıklar olsun bize!" dediler, "Gerçekten biz azmış ve sapmıştık.
﴾32﴿ Belki rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Biz rabbimizden bunu diliyoruz."
﴾33﴿ İşte ceza budur. Âhiret azabı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi!
Kalem Suresi 17-33. Ayet Tefsiri
◾ Bu âyetlerdeki kıssada bir bahçe olayı örnek gösterilerek Allah'ın verdiği nimetlere şükretmeyen Mekke müşrikleri uyarılmaktadır. Rivayete göre geçmişte dindar bir adamın her türlü meyve, ekin ve hurma ağaçları bulunan bir bahçesi vardı. Hasat zamanı geldiğinde fakirleri çağırır, bahçenin ürünlerinden onlara ikramda bulunurdu. Adam ölünce oğulları, aile fertlerinin çokluğunu ileri sürerek yoksulların payını kesmeye ve bahçenin ürününü sabahleyin erkenden gizlice toplamaya karar vermişler, ancak gece gelen bir âfet ürünü imha etmişti (bk. Râzî, XXX, 87).
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
Kalem Suresi 34-41. Ayet
﴾34﴿ Şüphesiz Allah'a itaatsizlikten sakınanlar için rableri katında nimetlerle dolu cennetler vardır.
﴾35﴿ Öyle ya, emrimize boyun eğenleri o günahkârlarla bir mi tutacağız?
﴾36﴿ Size ne oluyor? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?
﴾37-38﴿ Yoksa elinizde okuduğunuz bir kitap var da orada istediğinizin sizin olacağı mı yazılı?
﴾39﴿ Yoksa, "Neye hüküm verirseniz o mutlaka sizindir" diye tarafımızdan lehinize verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?
﴾40﴿ Sor onlara: İçlerinden kim buna kefil oluyor?
﴾41﴿ Yoksa onların (kendilerine akıl veren) ortakları mı var? Doğru söylüyorlarsa haydi getirsinler ortaklarını!