Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • İslam
  • Katılım bankasına para yatırmak caiz midir? En çok merak edilen dini konular...

Katılım bankasına para yatırmak caiz midir? En çok merak edilen dini konular...

İslam, insanların bütün hayatını kapsar. Bundan dolayı da Müslümanların günlük hayatta kendisine gerekli olan dini bilgileri öğrenmesi farzdır. Kişinin davranışlarının hükmünü bilmesi, dine uygun bir şekilde yaşanabilmesi için zorunludur. Değişen hayat şartları içerisinde çözüm bekleyen yeni sorular da ortaya çıkar. Peki, hangi durumlarda sehiv secdesi yapılır?

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 6
  • 10
Katılım hesabı caiz midir?
Katılım hesabı caiz midir?

🔸 İslam fıkhında meşru kazanç yollarından biri ortaklıktır. Bunların çeşitleri vardır. Birinde tarafların hepsi sermaye ortaya koyar. Diğer çeşidinde taraflardan biri emek koyup diğeri sermaye koyar.

🔸 Diyanet'in fetvasına göre İslam'ın getirmiş olduğu genel finans, iktisat ve ticaret esaslarına aykırı olmamak kaydıyla kâr-zarar ortaklığı adı altında yürütülen kurumsal ya da bireysel ticari işlemlerde ve bu işlemler sonucunda elde edilen kârın katılımcılar arasında paylaşılmasında dinen bir sakınca yoktur.

(x) İslam hukuku açısından Bitcoin ve kripto paralar

🔸 Belirlenen esaslara uygun çalışmaları durumunda, katılım bankalarının kâr hesaplarına para yatırmak ve iştirakçilerine vermiş oldukları kâr payını almak caizdir. Kâr payı oranlarının, banka faizlerine yakın veya eşit olması söz konusu işlemi faize dönüştürmez.

🔸 Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Başkanı Dr. Hüseyin Kayapınar, vatandaşların katılım bankalarına yatırdığı para ile belirli oranda kar ve zarar ortaklığı kurduğunu belirtir. Parayı yatıran kişi sermayedar, banka emek sahibi oluyor. Bunun sonucunda banka, parayı çalıştırıyor.

🔸 Katılım bankalarının kâr dağıtmak üzere topladıkları paraları fıkhen meşru alanlarda nemalandırmaları gerekir.

🔸 Katılım bankalarının dağıttığı kârın helal olması için ticaret ortaklığını esas alan şu işlemleri yapması gerekir:

Mudarebe: Bir tarafın sermaye vermek, diğer tarafın da bu sermayeyi işletmek ve kârı aralarında anlaştıkları belli bir oranda paylaşmasıdır. Zarar ise işletmecinin kasıt, kusur ve sözleşme şartlarına aykırı davranışı yoksa sermayeden karşılanır.

Murabaha: Bir malın maliyetinin müşteriye bildirilmesini takiben maliyetin üzerine kâr eklenerek satılmasıdır. Örnek verecek olursak, bir malı peşin olarak satın alma imkanı bulmayan bir kimse, herhangi bir katılım bankasına giderek söz konusu malı satın alıp kendisine taksitle satmasını talep eder. Katılım bankası da malı peşin alarak üzerine kâr payı da ekleyip vadeli olarak müşteriye satar. Bu durumda dinen bir sakınca yoktur.

(x) İslam hukukuna göre döviz ve para değişimi

❗ Burada dikkat edilmesi gereken nokta, malın ilk önce katılım bankasına satılması sonra da bankadan müşteriye satılmasıdır. Yani alınan malın faturası, katılım bankasına kesilmeli, daha sonra yapılacak bir akitle de müşteriye satılmalıdır.

Müşareke: Katılım bankaları ile iştirakçilerinin ortaklaşa sermaye koymasını, birlikte iş yapmasını ve meydana gelecek kâr veya zararı paylaşmasını esas alan ortaklık yapmalarıdır. Örneğin tarafların ortak sermaye ile fabrika kurup işletmeleri, inşaat yapmaları gibi.

➡ Makine, teçhizat, taşıt aracı ve benzeri malların, bu mallara ihtiyaç duyan girişimcilere bir kira sözleşmesi çerçevesinde kiralanması, kira süresi bitiminde de önceden belirlenen fiyat karşılığında kiralayan kişiye satılması da fıkhen meşru kabul edilir.

Ancak İslam'ın genel hükümlerine uymayan faiz gibi işlemler ise hangi ad altında ve kim tarafından yapılırsa yapılsın caiz değildir.

  • 9
  • 10
Bulunan eşyalarla ilgili hükümler nelerdir?
Bulunan eşyalarla ilgili hükümler nelerdir?

🔸Kayıp eşyanın bulunması hakkında özel hükümler bulunmaktadır. Eğer bulunan eşya bozulacak, kötü niyetliler tarafından çalınacak nitelikte ise alınması gerekir. Fakat kişinin alırken niyeti, kayıp eşyanın sahibini aramak ve malı teslim etmek olmalıdır. Mümkünse bu iş için şahit tutması gerekir. Ardından o malın değerine göre, ilanda bulunup sahibini aramalıdır. Bu durum zaman ve mekâna göre değişir. Büyük şehir ve köyde yitik malın sahibini aramak birbirinden farklı olur. Genelde en uygun yol emniyete bildirmektir. Bu sayede kaybolan malın sorumluluğundan kurtulmuş olunur.

🔸Yitik malın sahibi bir yıl da sürse aranmalıdır. Sahibi bulunamadıysa, kişi fakirse kendi kullanabilir, maddi durumu yerindeyse mal sahibinin hayrına ihtiyaç sahibine verilmelidir.

🔸 Yitik yoksul birine verildikten sonra, sahibi ortaya çıkarsa muhayyerdir. Yani kişinin ya da ihtiyaç sahibinin malını kullanmasına onay verirse onun adına sadaka olur. İstemezse mal aynen mevcutsa sahibine geri verilir, mevcut değilse bulan kişinin değerini vermesi gerekir.

  • 10
  • 10
Yemin bozmanın hükmü nedir?
Yemin bozmanın hükmü nedir?

🔸Yemin, bir insanın bir konudaki sözünü ya da kararını daha da pekiştirmek için Allah'ı şahit tutarak o iddiada ya da inkarda bulunmaktır. Dinimize göre üç çeşit yemin vardır. İlki, eskiye yönelik ve yalan yere yapılan yemindir ki bu en büyük günahlardandır. Bu yeminden kurtuluşun çaresi, sadece tövbe istiğfar etmektir.

🔸 İkincisi, geçmişe yönelik olarak fakat yanlışlıkla ve hatayla yapılan yemindir. Bunun günahı yoktur. Çünkü insanın kasti yoktur.

🔸 Üçüncü yemin türü ise, ileriye yönelik olarak yapılandır. Bir kimse ileriye yönelik yemin etmişse söz konusu olan şey, dinimizin haram kıldığı bir durumu ihtiva ediyorsa, terk etmelidir. Eğer dinimizin emrettiği bir şeyi yapmamaya yönelikse oruç tutmamak gibi yemini bozarak kefaret ödeyecektir. Fakat bir kimse yapıp yapmamak konusunda serbest yani mubah olduğu bir alanda yemin ediyorsa doğrusu gereğinin yerine getirilmesidir.

➡ Bir kimse ileriye dönük yeminini bozarsa, kefaret icap eder. Kefaret ödenirken ise Kur'an-ı Kerim'de geçen ifadelerde köle azat etmek birinci sırada yer alır. İkinci sırada ise on fakire birer fitre miktarı para vermek veya on fakiri yedirip giydirmek, buna gücü yetmezse üç gün peş peşe oruç tutmaktır.

Günümüzde köle azadı mümkün olmadığından birinci derecede kişinin maddi gücü yerindeyse yemini bozduysa on fakiri ya sabah-akşam doyuracak ya onları giydirecek ya da her bir gün için fitre miktarı para vermelidir. Eğer maddi gücü yerinde değilse yeminini bozan kişi üç gün peş peşe oruç tutmalıdır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN