Kulluk bilincinin esası: Ölçülü olmak
Ölçülü ve dengeli olma durumu, çağımızda en sık karşılaştığımız ve muzdarip olduğumuz konuların başında gelir. Çünkü aksi halde her şey bozulmaya ve zamanla yok olmaya mahkumdur. Bu minvalde hayatımızda var olması gereken ahengi, kutsi değerlerimizden ayet-i şerifler rehberliğinde nasıl yakalayacağımıza yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 20.10.2022
10:52
Güncelleme Tarihi: 20.10.2022
15:09
İslam düşünürlerine göre ölçülü olmak
🔸 İslam filozoflarından İbn Miskeveyh, "ölçülü olmak" ile ilgili şunları söyler: "Eğer bir kimse ölçü ve dengeyi hayatının her alanına uyguluyorsa adaletli bir kişi olur. Zira bu ilkede ölçüsüzlük yoktur."
▪ İbn Miskeveyh'e göre adalet iki uç noktalarda gerçekleşmez. Adalete ve insanlara ait olması gereken "orta yoldur. Yer ve gök arasında eğer bir düzensizlik ve ahenksizlik olsa kargaşa çıkar, böylece âlem son bulur. Ona göre yaratanın gücü ve kudreti yarattığı her şeyde bir denge gözetmiştir."
🔸 İslam da ölçülü ve dengeli olmayı öğütler. Bilinçli Müslümanın görevi budur. Bir düzen halinde yaşaması ve insanlara örnek olması tüm dengesizliklere karşı bir duruştur.
10 Müslüman düşünürün hayatımıza ışık tutacak eserleri
🔸 Kur'an-ı Kerim ve hadis perspektifinde bir yaşam, insanlara güzellikler ve kolaylıklar sağlayacaktır. Bu anlamda İslam ile tevhid arasında bağ kuran İslam düşünürü, aynı zamanda adalet ve tevhid arasında da ilişki kurar.
🔸 Nasıl tevhid varlıkta birlik anlamına geliyorsa, adalet de ölçü ve denge temelinde erdemin kâmil oluşunu ve istikrarını gösterir. Yine İbn Miskeveyh'e göre akıllı insanın ilk görevi kendisine karşı ölçülü ve dengeli olmaktır.
İbn Miskeveyh kimdir? İran'ın Rey kentinden 940 yılında doğan doğmuş Fars asıllı filozoftur.
Düşünce tarihine yön veren Müslüman filozoflar
🔸 Önemli düşünürlerden Farabi, insanların aşırılıktan kaçınarak "orta" bir noktada durulmasının gerekliliğini savunur. İslam alimine göre devlet yöneticileri halka haklarını eşit oranda, ölçü ve dengeyi gözeterek dağıtmalıdır.
🔸 Yine Farabi'ye göre "ölçülü ve dengeli olmak sevgiye tabidir." Çünkü sevgiyle kurulan devlet adalet ile devam eder.
Farabi kimdir? Doğum yeri tam olarak bilinmeyen Farabi 13. yüzyılda yaşar. Bu devir, İslam'ın altın çağına denk gelir. Ünlü bir filozof olan Farabi, aynı zamanda bilim insanı gök bilimci, mantıkçı, müzisyendir. Maddiyatı hayatının merkezine almayan bir bilgindi.
Farabi kimdir?
🔸 İslam filozofları ölçü ve dengenin karşılığı olarak "adalet" terimini seçerler.
▪ Çünkü adaletli olmak hak gözetmek demektir. Hak gözeten de hakkını alan da mutlu olur.
🔸 O zaman ölçülü ve dengeli olmak, beraberinde mutluluğu getirir. Bu da yüzyılımızdaki insanların sanal şovlar haricinde hakiki mutsuzluklarının nedenini açıklar niteliktedir.
Farabi'nin mutlu insanlar coğrafyası
Kur'an-ı Kerim ve hadisler ışığında ölçülü olmak
🔸 Ölçülü ve dengeli olmak "ayet ve hadisler" ışığında da insanlığa yol gösterici olurlar. Yüce Allah (CC) Kur'an-ı Kerim'de bu kavramları kendi koyduğu doğa yasası ile âlemden yola çıkarak insanlara bildirir. Hz. Peygamber (SAV) de kendi hayatından örnek vererek açıklar.
▪ Bu noktada İslam'ın iki kaynağı olan Kur'an ve sünnetin, insanların huzurlu bir yaşam sürmeleri için "orta" değerler üzerinde durduğunu ve Müslümanların yolunu aydınlattığını söyleyebiliriz.
🔸 Allah (CC), Araf Suresi 55. ayetinde şöyle buyurur:"Rabbinize yalvararak, saygı ve tevazu ile içinizden kısık bir sesle dua edin. Çünkü Allah (CC), haddi aşanları sevmez."
↪Ayetin tefsiri: İnsanlardan, rablerine yakarır bir tarzda, gizli gizli veya alçak sesle dua etmeleri istenmekte; Allah'ın (CC), aşırı gidip buyruğundan çıkanları, bu cümleden olmak üzere duada yakarış ve gizlilik sınırını aşanları sevmediği bildirilmekte; bu suretle, hadiste "ibadetin özü" diye nitelenen dua münasebetiyle insanın rabbi ile ilişkisine bir disiplin getirilmektedir. Nitekim bazı müfessirler buradaki "dua ediniz" buyruğunu "ibadet ediniz" şeklinde açıklamışlardır
🔸 Bir Müslümanda olması gereken ölçü ve dengenin temel kuralı şüphesiz ahlakına da yansımalı. Cenab-ı Hakk Furkan Suresi 63. ayetinde şöyle buyurur:"Rahman'ın kulları yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir..."
↪Ayetin tefsiri: Müminlerin, kendilerine sözlü sataşmada bulunanlara, "selâm" diyerek, yani esenlik dileğiyle karşılık verdikleri bildirilmekte; bu suretle bir bakıma putperest Araplar'ın ortak zihniyetini ifade eden Câhiliye ile müminlerin ortak zihniyetini ifade eden İslâm'ın karşıt kavramlar olduğu ima edilmektedir.
Ayetlerin meali için tıklayınız