Kur'an-ı Kerim'de adı geçen 10 besin
Allah Teala insanlığa pek çok nimet sunmuştur. Bu meyanda müminler için kılavuz olan Kur'an-ı Kerim, bizlere sunduğu farkındalıklar ile hayatımızı aydınlatır ve rehber olur. Yüce kitabımızda adı zikredilen pek çok besin, meyve ve sebze vardır. Hak Teala'nın nimetlerinin en güzel yansımaları olan ve Kur'an-ı Kerim'de adı geçen bu besinler neler? Hangi ayetlerde geçiyor? İşte, tüm bunların cevabını sizler için araştırdık.
Giriş Tarihi: 27.03.2024
10:02
Güncelleme Tarihi: 03.04.2024
16:59
◾ Yüce kitabımızda yer alan bir bir diğer yiyecek ise sarımsaktır. Sarımsak Bakara suresinin 61. ayetinde şöyle geçmektedir; Hani siz, "Ey Mûsâ! Biz bir tek yiyecekle dayanamayacağız. Bizim için rabbine dua et de bize toprağın mahsullerinden; sebzelerinden, kabakgillerinden, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından bitirsin" demiştiniz. Mûsâ ise, "İyiyi kötü ile değişmek mi istiyorsunuz? Şehre inin; istedikleriniz orada var" dedi. Zillete, fakru zarûrete mahkûm oldular; Allah'ın gazabına uğradılar. Bu durum, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerinin, bütün bunlar da isyan etmeleri ve haddi aşmalarının sonucuydu."
Bakara suresinin 61. ayetin tefsiri
◾ Sarımsağın birçok faydası vardır. Öncelikle bağışıklığı güçlendirdiği bilinmektedir. Kan basıncını düşürür ve kalp hastalığı riskini azaltır. Alzheimer ve demans gibi rahatsızlıkları önler.
Bakara suresi 61. ayetin devamı için tıklayınız
◾ Kur'an'da adı zikredilen meyvelerden biri de kirazdır . Bu yiyecek Vâkıa suresinin 27-40. ayetleri arasında geçer. "Amel defteri sağından verilenler; ne mutlu o sağından verilenlere! Onlar dalbastı kiraz ve meyve yüklü muz ağaçları arasında; kesintisiz gölgeler altında; çağlayanların kenarında; bitip tükenmeyen ve yasaklanmayan bol meyveler arasında; kabartılmış döşekler üzerinde (olacaklar). Şüphesiz biz onları (eşlerini) yepyeni bir yaratılışla yaratmışızdır. Onları bâkire, eşlerine sevgiyle bağlı ve yaşıt kılmışızdır. Bütün bunlar, hakkın ve erdemin yanında olanlar içindir. Onların bir kısmı öncekilerdendir; bir kısmı da sonrakilerdendir. "
Vâkıa suresinin 27-40. ayetlerinin tefsiri
28. âyette geçen ve "dalbastı kiraz" olarak çevrilen tamlama daha çok Arabistan kirazının dikensiz olanı manasıyla açıklanır (bu tercihin izahı için bk. Elmalılı, VII, 4706-4707). 29. âyette geçen tamlama müfessirlerin çoğunluğunca "meyve yüklü muz ağaçları" diye anlaşılmış olmakla beraber başka ağaç tasvirleri de yapılmıştır (başka açıklamalar için bk. Şevkânî, V, 177). 34. âyet daha çok "Kabartılmış döşekler üzerinde (olacaklar)" diye anlaşılmıştır. Birçok müfessir ise –müteakip âyetlerin ifadesi ile Hz. Peygamber'in cennet ehli kadınların genç ve aynı yaşta olacakları ve hep öyle kalacakları yönündeki açıklamalarını dikkate alarak– bunu "ve mertebeleri yükseltilmiş eşleriyle birlikte olacaklar" şeklinde yorumlamıştır.
◾ Kirazın birçok faydası mevcuttur. Örneğin kiraz, kan şekerini ve kan basıncını düşürerek kilomuzu kontrol altına almamızı sağlar.
◾ Bunların yanı sıra kemikler ve eklemler üzerinde oluşan stresi de azaltır . Aynı zamanda düşük kalorili olan bu meyve, yüksek vitamin ve su içerir.
Vakıa suresi 27-40. ayetlerin devamı için tıklayınız
◾ Yüce kitabımızda nar, En'âm suresinin 141. ayeti nde yer alır. "Çardaklı ve çardaksız bağları, değişik ürünleriyle hurmaları, ekinleri, birbirine benzeyen ve benzemeyen biçimlerde zeytin ve narları meydana getiren O'dur. Her biri ürün verdiğinde ürününden yiyin; hasat günü de hakkını verin; fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez."
En'âm suresinin 141. ayetinin tefsiri
Arapça'da cennet (çoğulu cennât) kelimesi "bahçe" anlamına gelirse de, âyetin devamındaki "ma'rûşe" (çardaklı) kelimesi dikkate alındığında cennât kelimesini "bağlar" şeklinde tercüme etmek daha isabetli olur. Zemahşerî, "muhtelifen ükülühû" ifadesini "rengi, tadı, hacmi ve kokusu değişik" şeklinde açıklamıştır (II, 44). Yukarıdaki âyetlerde bazı Câhiliye uygulamalarının hükümsüz olduğu belirtildikten sonra burada tekrar sûrenin asıl konusu olan itikadî meselelere dönülerek yeryüzünü türlü nimetlerle bezeyen yüce Allah'ın kudretinin sınırsızlığına ve buna işaret eden delillerin zenginliğine dikkat çekilmesi yanında; müşriklerin, yukarıda değinilen telakkilerinin aksine, sahiplerinin bu tür meyve, ekin ve hayvanların ürünlerinden ve genel olarak Allah'ın insanlar için yarattığı rızıklardan istifade etmenin temelde mubah olduğu, bu sebeple onlardan öncelikle kendilerinin yemeleri veya kullanmalarında bir sakınca bulunmadığı; bunun yanında, başkalarının da bu ürünlerde zekât, sadaka, nafaka, komşu hakkı gibi hakları olduğu belirtilmekte ve bu hakkın ödenmesi emredilmektedir.
◾ Kırmızı meyve ve sebzelerin faydaları her zaman oldukça fazladır. Narın yararlarını da saymakla bitiremeyiz. Ancak bilindiği kadarıyla nar; A, B1, B2, B3 ve C vitaminleri içermektedir.
◾ Bunun yanında bol miktarda potasyum, sodyum, kalsiyum, demir gibi minarelerini bünyesinde barındırır. En bilinen faydası da kalbi kuvvetlendirici etkisinin olmasıdır.
En'am suresi 141. ayetin devamı için tıklayınız
◾ Kur'an-ı Kerim'de incirin de ismi zikredilmektedir. Tin suresinin 1.ayetinde "Yemin olsun incire ve zeytine" şeklinde geçer.
Tin suresi 1. ayetin tefsiri
Yüce Allah kendisinin ilim, sanat ve kudret sıfatlarını gösteren dört önemli varlığa yani insanın maddî gıdalarından olan incire, zeytine, mânevî gıdası olan vahyin indiği Sînâ dağına ve "emin belde"ye (Mekke), insanların muhtaç oldukları maddî ve mânevî ikramların mükemmel örneklerine yemin ederek insanı en güzel biçimde yarattığını, hem bedenen hem de ruhen yükümlülük alabilecek yeteneklerle donattığını ifade buyurmuştur.
◾ Aynı zamanda incir , sindirime yardımcı olduğu gibi bazı kanser türlerinin riskini de azaltır. Çözünür lif bakımından zengin olan bu meyve, kandaki kolesterol seviyesini düşürür böylece kalp hastalıklarını azalmasını sağlar.
Tin suresinin 1. ayetinin tamamı için tıklayınız
◾ Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (SAV) nazil olan Kur'an-ı Kerim'de muzun da adı yer alır. Vakıa suresinin 27 ve 40. ayetlerinde şöyle geçtiği görülür; "Amel defteri sağından verilenler; ne mutlu o sağından verilenlere! Onlar dalbastı kiraz ve meyve yüklü muz ağaçları arasında; kesintisiz gölgeler altında; çağlayanların kenarında; bitip tükenmeyen ve yasaklanmayan bol meyveler arasında; kabartılmış döşekler üzerinde (olacaklar). Şüphesiz biz onları (eşlerini) yepyeni bir yaratılışla yaratmışızdır. Onları bâkire, eşlerine sevgiyle bağlı ve yaşıt kılmışızdır. Bütün bunlar, hakkın ve erdemin yanında olanlar içindir. Onların bir kısmı öncekilerdendir; bir kısmı da sonrakilerdendir. "
Vâkıa suresinin 27-40. ayetlerinin tefsiri
28. âyette geçen ve "dalbastı kiraz" olarak çevrilen tamlama daha çok Arabistan kirazının dikensiz olanı manasıyla açıklanır (bu tercihin izahı için bk. Elmalılı, VII, 4706-4707). 29. âyette geçen tamlama müfessirlerin çoğunluğunca "meyve yüklü muz ağaçları" diye anlaşılmış olmakla beraber başka ağaç tasvirleri de yapılmıştır (başka açıklamalar için bk. Şevkânî, V, 177). 34. âyet daha çok "Kabartılmış döşekler üzerinde (olacaklar)" diye anlaşılmıştır. Birçok müfessir ise –müteakip âyetlerin ifadesi ile Hz. Peygamber'in cennet ehli kadınların genç ve aynı yaşta olacakları ve hep öyle kalacakları yönündeki açıklamalarını dikkate alarak– bunu "ve mertebeleri yükseltilmiş eşleriyle birlikte olacaklar" şeklinde yorumlamıştır.
◾ Muz evvela tokluk hissi verdiğinden diyet yapanlar için oldukça makul bir meyvedir. Kan şekerinin dengeler ve sindirim sistemini düzenler.
Vakıa suresi 27-40. ayetlerin devamı için tıklayınız