Kur'an-ı Kerim'de rüya kavramı
Arapça görme kelimesindan türeyen rüya sözcüğü, uyku sırasında görülen hayallerin yekununu ifade eder. Sözlükte aynı anlamda kullanılan hulm ise rüyada görülen korkunç görüntüleri ifade etmek için kullanılır. Vücudun temel ihtiyaçlarından olan rüya, insan fizyolojisi ve psikolojisi için gerekli bir gerçekliktir. Kur'an-ı Kerim'de de rüya tabiri kullanılmış ve müfessirler bu kavramı incelemişlerdir. Sizler için içerisinde "rüya" kelimesi geçen ayetleri derledik.
Giriş Tarihi: 10.03.2023
18:35
Güncelleme Tarihi: 05.02.2024
10:51
Adamlar, "Bunlar karmakarışık düşlerdir. Biz böyle düşleri yorumlamayı bilmeyiz" dediler.
Yûsuf Suresi 44. Ayet
Yûsuf Suresi 44. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Yûsuf Suresi 44. Ayet Tefsiri
➡ "Karmakarışık düşler" diye çevirdiğimiz edgåsü ahlâm tamlamasındaki edgås kelimesi "yaşı kurusu birbirine karışmış çeşitli bitkilerden meydana gelen ot demetleri" anlamına gelir. Ahlâm ise "uyku halinde görülen, anlamlı olmayan, ilham yoluyla bilgi taşımayan düşler"dir. Dolayısıyla bunların bilgiye ulaşma sonucu veren bir yorumu yoktur. Allah Teâlâ, zindanda çilesini dolduran Hz. Yûsuf'u buradan çıkarmak ve sabrının mükâfatını vermek istedi. Dolayısıyla onun zindandan çıkmasını gerektirecek sebepleri hazırladı.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
Osman Şahin'in sesinden Yusuf Suresi
Onunla birlikte zindana iki genç daha girdi. Onlardan biri, "Ben rüyada şarap yaptığımı gördüm" dedi. Diğeri de, "Ben de başımın üstünde bir ekmek taşıdığımı gördüm. Kuşlar ondan yiyordu. Bunun yorumunu bize bildir. Kuşkusuz biz seni bu işleri iyi bilen biri olarak görüyoruz" dedi.
Yûsuf Suresi 36. Ayet
Yûsuf Suresi 36. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Yûsuf Suresi 36. Ayet Tefsiri
➡ Böylece Yûsuf zindana atıldı. Onunla birlikte biri kralın şarap sunucusu, diğeri fırıncısı olmak üzere iki delikanlı daha zindana girdi. Tefsirlerdeki rivayetlere göre bu iki genç, Mısır'da kralı öldürmek isteyen kimselerin teşvikiyle onun ekmeğine ve şarabına zehir katmışlar, fakat biraz sonra birbirlerini jurnal ederek ekmekçi, şarapta zehir olduğunu; şarapçı da ekmekte zehir olduğunu krala haber vermiş, bunun üzerine her ikisi de hapse atılmışlardı (Şevkânî, III, 30). Bunlardan biri düşünde şarap yapmak için üzüm sıktığını, diğeri ise başının üzerinde ekmek taşıdığını ve kuşun gelip o ekmekten yediğini görmüş, muhtemelen rüyalarını birbirlerine anlatmışlar, fakat yorumunu yapamamışlardı. Bunun üzerine her ikisi de doğruluğuna, ilmine, yorumuna ve şahsiyetine güvendikleri Yûsuf'a gelip ondan rüyalarının yorumunu istediler.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
Osman Şahin'in sesinden Yusuf Suresi
Bir gün Yûsuf, babasına demişti ki: "Babacığım! Ben rüyamda on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederken gördüm."
Yûsuf Suresi 4. Ayet
Yûsuf Suresi 4. Ayeti dinlemek ve mealini okumak için tıklayın
Yûsuf Suresi 4. Ayet Tefsiri
➡ Yûsuf aleyhisselâmın soy kütüğü şöyledir: Yûsuf, babası Ya'kub, babası İshak, babası İbrâhim aleyhisselâm. Görüldüğü gibi Yûsuf, Hz. İbrâhim'in dördüncü kuşaktan torunudur. Ya'kub ile eşi Rahel'den (İslâmî kaynaklarda Rahîl) dünyaya gelmiştir. Resûlullah buyurmuşlardır ki: "İnsanların en şereflisi, Allah'ın peygamberi Yûsuf'tur; o, Allah'ın peygamberinin oğludur; o da Allah'ın peygamberinin oğludur; o da Allah'ın dostunun (halîl) oğludur" (Buhârî, "Tefsîr", 12/2). Rüya, "görmek" mânasına gelen rü'yet masdarından alınmış bir isim olup, uyku halinde birtakım olay ve şekillerin görülmesi demektir.
Tefsirin devamını okumak için tıklayın
Osman Şahin'in sesinden Yusuf Suresi