Medeniyetimizde Muharrem ayı
Muharrem ayı, Osmanlı Devleti'nde Hicri takvimin ilk ayı olmasıyla önem arz etmenin yanı sıra içerisinde gerçekleşen hadiselerle de hatırlarda yer edinen bir zaman dilimidir. Sevincin ve kederin bir arada yaşandığı vakitlere sahne olurken, birlik ve beraberliğin de yoğun şekilde hissedildiği bir ibadet mevsimidir.
Giriş Tarihi: 31.07.2022
16:04
Güncelleme Tarihi: 01.08.2022
10:49
◻ Osmanlı Devleti'nde Muharrem ayında yapılagelen geleneklerden birisi de Aşure geleneğiydi.
◻ Ehl-i Beyt'e olan sevgiyi izhar eden bu günde , Osmanlı halkında ibadet ve hayır yapma duyguları yoğunlaşıyordu.
◻ Bütün Müslüman milletler tarafından çeşitli şekillerde kutlanagelen kadim gelenek Aşure günü, Osmanlılarda mezhebi kimliklere göre Müslümanlar tarafından yas ve sevinç içerisinde geçerdi.
◻ Rûz-i katl ve yevm-i Âşûrâ olarak yadedilen bu vakit, Muharrem içerisinde yapılan en eski uygulamalardan birisiydi.
Türk edebiyatında önemli bir motif: Kerbela
◻ Osmanlı Devleti'nde Muharrem ayının güzide yerinin hissedildiği mekanlardan birisi de tekkelerdi.
◻ Öyle ki Muharrem ayı, en fazla etkisini tekkelerde gösterir ve bu ay, tekkelerin en mahzun ayı olurdu.
◻ Muharrem ayında tekkelerde suyu asgariye indirmek, az yemek, az içmek, az uyumak önemli bir uygulama idi.
◻ Ay boyunca tekkelerde Hz. Hüseyin ve Kerbelâ ile ilgili nağmeler dile dökülür, cûş-u hurûşa gelen dervişler, şiirle bestenin ve yanık sesin en güzel örnekleriyle inler, gözyaşı dökerlerdi.
Cûş-u hurûş:
Neşe ve âhenk
Kerbela olayından sonra hayat bulan bir kavram: Seyyidlik
◻ Tekke halkından, civar komşulardan başlamak üzere, bütün fukara ve çocuklara sofralar hazırlanır, kurbanlar kesilir, Aşure yemeği dağıtılırdı.
◻ Tüm bu faaliyetler Muharrem'in onundan otuzuna kadar, bazan Safer'in onuna kadar kırk gün boyunca devam ederdi.
Safer ayı:
Hicri takvimin başı olan Muharrem ayından sonra gelen ikinci ay
Büyük bir "fesâd"ın acıya döndüğü yer: Kerbelâ…