Dini konularda en çok merak edilen 20 soru 20 cevap
Müslümanların hayatlarının şekillenmesinde en önemli etkiyi Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hadisleri sağlar. Bu nedenle müminler, Kur'an ve sünnet ışığında hareket eder. Peki, sosyal medyada fotoğraf paylaşmak haram mıdır? Kur'an-ı Kerim Türkçe okunur mu? Çok katlı mezar yapılması dinen uygun mudur? Muska takmak haram mıdır? Sizler için dini konularda en çok merak edilen 20 soruyu derledik.
Giriş Tarihi: 18.09.2020
11:14
Güncelleme Tarihi: 04.06.2021
15:10
Camilerde namazdan sonra çekilen toplu tesbih Peygamberimizin döneminde uygulanıyor muydu?
Namazlardan Sübhanallah, Elhamdulillah, Allahu Ekber tespihleri Hz. Peygamber döneminde topluca yapılmaz, herkes kendi kendine okurdu. Sonraki dönemlerde bilmeyenler çoğalınca cemaatçe uygulanmaya başlandı. Bu uygulama İslam'ın ruhuna aykırı değil, faydalıdır.
Namazdan sonra okunacak tesbih ve zikirler
Haram parayla hayır yapılabilir mi?
Haram yoldan edinilmiş para, bir kişiye aitse sahibine iade edilmelidir. Sahibi ölmüşse, mirasçılarına verilmelidir . Onlar da yoksa o kişi adına fakirlere dağıtılmalıdır . Haram para başka yolla edinilmiş de sahibi yoksa bu para genele ait yerlere -hastane, okul gibi- harcanabilir . Ancak bu işlemlerden sevap beklenilmemelidir.
Haramın çeşitleri nelerdir?
Nazardan korunmak için "Maşallah" demek yeterli olur mu?
Maşallah ifadesi "Allah'ın dilediği olur" anlamına gelir. Bu söz, güzel ve beğenilen şeyler karşısında Allah'ın büyüklüğünü hatırlamak ve hayranlık belirtmek için kullanılan bir ifadedir. Bu nedenle de toplumda nazar değmemesi için kullanılır. Peygamberimiz (sav) nazar, göz değmesine karşı Ayet-el Kürsi, İhlas, Felak ve Nas surelerini öğütlemiştir.
Kur'an-ı Kerim Türkçe okunur mu?
Allah'ın kelamı ile ilgilenmeniz ve okuduğunuz şeyi anlamanız berekettir . Çünkü Kur'an-ı Kerim uygulansın, insanların kalbinde yer edinsin diye indi. Bundan dolayı Kur'an'ın Türkçe okunmasının sakıncası yoktur. Fakat herhangi bir ayetten hareket ederek bir sonuca varmanız, fetva vermeniz yanlış olabilir. Bu nedenle ayetleri iniş sırasına göre belirlemek ve ifade ettiği anlamı bilmek lazımdır.
Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından surelerin meallerini okumak için tıklayın.
Cinler ve şeytanlar insanlara zarar verebilir mi?
Cinler de insanlar gibi sorumlu varlıklar olarak yaratılmışlardır. Allah'a inanıp, O'na ibadet eden, iyi amel sahibi olan cinler olduğu gibi insanlara zarar vermek isteyen ve onları iman ve güzel amelden alıkoymaya çalışan kâfir cinler de vardır. Kur'an-ı Kerim'de insan ve cinlerin şeytanlarından söz edilir: "İşte böylece biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. O hâlde onları iftiralarıyla baş başa bırak ." (En'âm, 6/112) Bu âyette işaret edildiği üzere şeytan işi amel işleyen cinlere şeytan denmektedir. Şeytanların başı olan İblîs'in cinlerden olduğu Kehf Sûresinin 50. âyetinde şöyle ifade edilir: "Hani biz meleklere, 'Âdem için saygı ile eğilin' demiştik de İblis'ten başka hepsi saygı ile eğilmişlerdi. İblis ise cinlerdendi de Rabbinin emri dışına çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp da İblis'i ve neslini, kendinize dostlar mı ediniyorsunuz? Hâlbuki onlar sizin için birer düşmandırlar. Bu, zalimler için ne kötü bir bedeldir! "
Bu iki âyete bakıldığında şeytanların ve dolayısıyla cinlerin kötülerinin insanlara zarar vermek istemeleri öncelikle inanç ve amel bakımındandır. Zira Kur'an'a ve Hz. Peygamberin (sav) açıklamalarına bakıldığında şeytan ve şeytan işi ameller işleyen cinlerin düşmanlığı ancak insanları aldatmak ve kötülüğe teşvik etmek suretiyle olmakta, maddi ve fizikî bir zarar vermeden söz edilmemektedir. Bunun için yüce Allah, "Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır." (Bakara, 2/208) buyurmuştur. Burada şeytanın adımlarını izlememekten maksadın şeytanların ve cinlerin vesvesesine kapılarak kötü ameller işlememek olduğu açıktır. Cin sûresinin 6. âyetinde şöyle buyrulmaktadır: "Doğrusu insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazılarına sığınırlardı da, cinler onların taşkınlıklarını artırırlardı." Bu âyette açıklandığı üzere cinlerin insanlara zarar vermesi yüce Allah'ın açık ikazına rağmen insanların cinlere sığınıp onlarla iletişim kurma ve medet umma hevesleri yüzündendir.
Bunun için Felak ve Nâs sûrelerinde bu duruma işaret edilerek insanların, cinlerin ve her türlü yaratığın şerrinden ve vesvesesinden her şeyin Rabbi olan yüce Allah'a sığınmaları teşvik edilmiştir. Bu demektir ki gerçekten Allah'a iman edenler üzerinde şeytanların ve cinlerin hâkimiyeti, bir baskı kurması ve zarar vermesi söz konusu değildir. Şeytanın ve cinlerden şeytanların hâkimiyeti ve zararı sadece onu dost edinenler ve Allah'a ortak koşanlar için söz konusudur (bk. Nahl, 16/99-100).
Bu bakımdan müminlerin cin ve insan şeytanların her türlü şerrinden ve zarar vermesinden Allah'a sığınması ve onlardan korkmaması gereki r. Onlara hiçbir şekilde meyletmeyen ve iradesini sadece hak ve hakikat doğrultusunda kullanan kimseler ise cin ve şeytanlardan gelebilecek her türlü etki ve zarardan korunmuş olurlar.