Arama
Mescid-i Aksa Murabıtları
1967 yılında terör devleti tarafından işgal edilen Kudüs, o tarihten itibaren her türlü hak ihlalinin normalleştiği bir şehir oldu. 2000 yılında Ariel Şaron'un Mescid-i Aksa avlusuna girmesi, son yıllarda sıklıkla gerçekleşen Mescid-i Aksa baskınlarının ilk adımıydı. Şehirdeki Müslümanlar bu durum karşısında "murabıtlık" müessesini kurdular. Buna göre "murabıt" olarak adlandırılan gönüllüler her vakitte, baskın ihtimaline karşı Mescid-i Aksa avlusunda bekliyorlar.
◾ Kudüs'ün yalnızca bir kısmını oluşturduğu Filistin, üç semavi din olan Müslümanlık, Hristiyanlık ve Yahudilik için kutsal sayılan bir bölgedir. Bu sebeple asırlardır bu dinlerin mensuplarının bir arada yaşadığı, birbirlerine komşu olduğu bir mekandır.
◾ Maalesef son yüzyılda İsrail, sürekli olarak bölgedeki barışı tehdit eden eylemlerde bulunuyor. Kuşaklar boyunca Filistin'de yaşayan Müslüman halkı acımasızca vatanından koparmaya girişiyor. Geçtiğimiz günlerde bir yenisine daha tanıklık ettiğimiz katliamlarda İsrail, hiçbir hukuk veya ahlaki yargı tanımadan Filistin'i işgale devam ediyor.
◾ Tüm bu işgallere kendi imkanlarıyla karşı koyan Filistin halkı, dillere destan bir mücadele örneği gösterir. Bu doğrultuda gönüllü olarak birçok proje geliştirilir ve uygulamaya konulur. Bunların başında "Mescid-i Aksa Murabıtları" gelir.
◾ Belli bir sistematik çerçevesinde Aksa'da nöbet tutan hemen her kesimden Müslümana "murabıt" ismi verilir. Tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak hayat bulan "Mescid-i Aksa Murabıtları" projesi, bu kutsal bölgeyi boş bırakmamayı amaçlar.
(x) Murabıt ne demek?
(x) Arapça kökenli olan kelime Allaha gönülden bağlı, ibadete düşkün anlamlarına gelir.
◾ Bu nöbeti geçmişte yalnızca erkekler tutarken günümüzde kadınların daha aktif rol aldığını söylemek mümkündür. Özellikle 2005-2006 yıllarından itibaren murabıtların büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturur. Bu değişimin sebeplerine bakıldığında erkeklerin tehdit unsuru olması gerekçesiyle Mescid-i Aksa'ya girişinin genel olarak yasaklandığı görülür.
◾ Bir diğer sebep ise erkeklerin sorumlulukları arasında ailesinin geçimini sağlamanın yer almasıdır. Dolayısıyla erkekler işteyken kadınlar bir disipline bağlı olarak Mescid-i Aksa'da nöbet tutar. Böylece Müslümanların Aksa'dan vazgeçmeyeceği mesajı verilir.
◾ Murabıtların yıllardır süregelen nöbetlerini engellemek için İsrail tarafından ciddi bir baskı söz konusudur. Bölgeye giriş çıkışlarda oldukça sıkı bir denetim uygulanır. Bunun yanı sıra çeşitli ceza ve kısıtlamaların getirildiği de biliniyor.
◾ Murabıtlar; gözaltına alma, uzaklaştırma, seyahat engeli, sağlık sigortasından faydalanamama, bölgeye giriş yasağı şeklinde yaptırımlarla karşı karşıya kalıyor. Ayrıca hapishanede tutulan kadınların tesettürüne de zorla müdahale ediliyor.
◾ Özellikle Ramazan ayında ve bayramlarda İsrail'in baskıları artış gösteriyor. Tüm bunlara rağmen Mescid-i Aksa Murabıtları, barış hakim olana, özgürlük elde edene kadar nöbete devam edeceklerini dile getiriyorlar.
◾ Hatice Huveys, 2014'ten bu yana Mescid-i Aksa'da nöbet tutmayı sürdüren Kudüslü bir kadın. Huveys, Mescid-i Aksa ile kurmuş olduğu bağın çok eskilere dayandığını pek çok kez dile getirir. Henüz küçük bir kız çocuğu iken babasının elinden tutarak burada namaz kılmaya giden Huveys'in, Mescid-i Aksa ile olan hikayesi ufak yaşlarda başlar.
◾ Kudüs'ün sokaklarında koşup oynayan Huveys, ilerleyen yaşlarında Mescid-i Aksa'ya karşı sahip olduğu bu bilinçle gönüllü murabıtlığa başlar. Giriş izni olduğu sürece günlerini Aksa'nın avlusunda geçirir. Buraya gelenlere Kur'an-ı Kerim okumayı öğretir.