Arama
Mescid-i Aksa Murabıtları
1967 yılında terör devleti tarafından işgal edilen Kudüs, o tarihten itibaren her türlü hak ihlalinin normalleştiği bir şehir oldu. 2000 yılında Ariel Şaron'un Mescid-i Aksa avlusuna girmesi, son yıllarda sıklıkla gerçekleşen Mescid-i Aksa baskınlarının ilk adımıydı. Şehirdeki Müslümanlar bu durum karşısında "murabıtlık" müessesini kurdular. Buna göre "murabıt" olarak adlandırılan gönüllüler her vakitte, baskın ihtimaline karşı Mescid-i Aksa avlusunda bekliyorlar.
◾ Murabıtların yıllardır süregelen nöbetlerini engellemek için İsrail tarafından ciddi bir baskı söz konusudur. Bölgeye giriş çıkışlarda oldukça sıkı bir denetim uygulanır. Bunun yanı sıra çeşitli ceza ve kısıtlamaların getirildiği de biliniyor.
◾ Murabıtlar; gözaltına alma, uzaklaştırma, seyahat engeli, sağlık sigortasından faydalanamama, bölgeye giriş yasağı şeklinde yaptırımlarla karşı karşıya kalıyor. Ayrıca hapishanede tutulan kadınların tesettürüne de zorla müdahale ediliyor.
◾ Özellikle Ramazan ayında ve bayramlarda İsrail'in baskıları artış gösteriyor. Tüm bunlara rağmen Mescid-i Aksa Murabıtları, barış hakim olana, özgürlük elde edene kadar nöbete devam edeceklerini dile getiriyorlar.
◾ Hatice Huveys, 2014'ten bu yana Mescid-i Aksa'da nöbet tutmayı sürdüren Kudüslü bir kadın. Huveys, Mescid-i Aksa ile kurmuş olduğu bağın çok eskilere dayandığını pek çok kez dile getirir. Henüz küçük bir kız çocuğu iken babasının elinden tutarak burada namaz kılmaya giden Huveys'in, Mescid-i Aksa ile olan hikayesi ufak yaşlarda başlar.
◾ Kudüs'ün sokaklarında koşup oynayan Huveys, ilerleyen yaşlarında Mescid-i Aksa'ya karşı sahip olduğu bu bilinçle gönüllü murabıtlığa başlar. Giriş izni olduğu sürece günlerini Aksa'nın avlusunda geçirir. Buraya gelenlere Kur'an-ı Kerim okumayı öğretir.
◾ 2021 Yılında verdiği bir röportajında murabıtlık ile ilgili kapsayıcı anlamda bilgi verdikten sonra İsrail'in engelleme ve baskılarından söz eden Huveys, İsrail tarafından defalarca uzaklaştırma alır ve tutuklanır. Öyle ki sekiz yıldır devam ettiği bu görev boyunca toplamda bir yıl dahi Mescid-i Aksa'da bulunamadığına değinir.
◾ Huveys yalnızca kendisine değil ailesine yönelik uygulanan yıldırma çalışmaları ve baskıdan da bahseder. 2017'de bir aylık hapis cezasında çarptırıldığını, bu süreçte hapishane görevlisi tarafından başörtüsünün zorla çıkarıldığını dile getiren murabıt, yıllardır başına gelen onca olay arasında bir tek bunun üzerine gözyaşı döktüğünü ifade eder.
◾ Filistinli Müslümanların İsrail'e karşı Mescid-i Aksa'yı korumak amacıyla yürüttükleri projelerden bir diğeri "Beyarik Seferleri"dir. Bu proje, Filistin'in çeşitli noktalarında ikamet eden Müslümanları otobüs seferleri düzenleyerek bu alana getirmeyi esas alır. Böylece Mescid-i Aksa'da, Müslüman varlığının artırılması hedeflenir.
◾ "İlim Halkaları Projesi" ise özellikle İsrail'in Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediği saatlerde çeşitli derslerin işlendiği ilim halkaları oluşturmak üzerinedir. Bölgede Müslüman yoğunluğunun fazla olmasını amaçlayan bu iki proje kısa sürede İsrail tarafından fark edilir. Sorumlu kişiler tespit edilip cezalandırılır.
◾ Başta Kudüs olmak üzere Filistin İslam alemi için en önemli değerlerdendir. Bu çerçevede her Müslüman'ın bireysel olarak birtakım sorumlulukları mevcuttur. Filistinli Müslümanları desteklemek, her Müslümanın görevidir.
◾ Bu bağlamda murabıtlar diğer ülkelerde yaşayan Müslümanların, Mescid-i Aksa'ya düzenlemiş oldukları ziyaretlerin önemine de dikkat çeker. Bölgeyi sahipsiz bırakmamak adına gerek yerel halk, gerek ziyaretçiler tarafından Mescid-i Aksa'nın avlusunda, Müslüman yoğunluğunun sağlanması İsrail'e verilen büyük bir mesajdır.
(x) *Murabıta Huveys'in son durumu bilinmiyor.