Mevlid merasiminin Osmanlı'daki tezahürü
İslam tarihinde Rebiülevvel ayının büyük önemi vardır. Çünkü bu ay hem âlemlerin sultanı Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın doğum zamanı hem de bireysel ve toplumsal hayatımızı aydınlatan, insanlık ve merhameti gösteren, sabır ve metaneti bildiren, hayatımızı yüce ahlâk ile güzelleştirebileceğimiz bir tazelenme ayı anlamına gelir.
Giriş Tarihi: 19.11.2018
10:25
Güncelleme Tarihi: 19.11.2018
11:38
II. Abdülhamid zamanında sarayda kandil merasimi
Ayşe Osmanoğlu'nun anlatımıyla II. Abdülhamid zamanında kandil merasimi şu şekilde gerçekleşiyordu:
"Mevlüd kandilinde gündüz alay olur. Hamidiye Camii'ne çıkılır, askere ve arabalara şeker ve şerbet verilirdi. Kandil günlerinin akşamları Küçük mabeyin Dairesi'nde Mevlüd-i Şerif okunurdu. Babam için mevlüdde bulunacak paşalarla bendegân için minderler konurdu. Mabeyn-i Hümayun'a sabahtan tebrike gelenler çok olur, bunlar padişaha arz olunurdu. Mevlüd başlamadan önce babam Küçük Salon'da ayakta olarak Serasker Paşa başta olduğu halde vükelâdan gelenleri Damad Paşa ve beyleri, şehzadeleri kabul ederdi. Sonra mevlüdü okuyacak olan Hamidiye Camii başimamı ile Muzıka-i Hümayun'un güzel sesli müezzinleri girerler, onlar da tebriklerini takdim ederlerdi. Babam gelir minderin üzerine diz çökerek oturur, paşalarla beylere oturunuz emrini verir, herkes yerine geçip otururdu…
II. Abdülhamid zamanında sarayda kandil merasimi
Mevlüd sırasında ikişer kilercinin tuttuğu büyük gümüş tepsilerle akide şekerleri getirilir, önce babama takdim olunur, sonra bütün salonda gezdirilir, herkes birer tane alırdı. Mevlüd bitince babam kalkardı. O kalkınca herkes kalkar, tekrar teşekkürlerini arz ederek çıkarlardı… Babam kendi dairesine geçerken koridorun önüne ikinci hazinedar ve bütün hazinedarlar sıra ile dizilip tebriklerini arz ederlerdi. Kandil akşamları böyle geçerdi…"
Mevlid için toplanmanın faydaları
"Kişi sevdiğiyle beraberdir"
İmâm-ı Celâlüddîn Abdurrahmân bin Abdülmelik Kettânî diyor ki: "Mevlid merasiminin (mevlid için toplanmanın) pek çok faydaları vardır. Bunlardan bazıları:
Mevlid için toplanmak, Resûlullah efendimizin dünyâyı teşrif etmeleri sebebiyle sürür ve sevincin ifadesidir. Bu sevinç, çok kıymetlidir. Hadîs-i şerîfde; "Kişi sevdiğiyle beraberdir" buyruldu.
Resûlullah efendimiz doğdukları zamana kendileri de kıymet verir, Allahü Teâlâ'nın, kendilerini yaratıp var etmesi nîmetine şükr ederlerdi. Resûlullah efendimiz, bugüne olan hürmet ve kıymet vermelerinin ifadesi olarak oruç tutarlardı. Nitekim Ebû Katâde'den (radıyallahü anh) rivayet edildiğine göre; Resûlullah efendimize Pazartesi gününde tutulan oruç hakkında sorulunca şöyle buyurdu: "O gün doğdum. (Kur'ân-ı kerîm) o gün bana indirildi." Bu günde oruç tutmak, fakirleri doyurmak, ziyafet vermek, bir yere toplanmak, Peygamber efendimize salât-ü selâm okumak, hayâtlarını ve yüksek ahlâkını dinlemek sevâbdır.
Resûlullah efendimizin doğumu sebebiyle sevinmek, Allahü teâlânın emridir. Nitekim Enbiyâ sûresi 107. âyet-i kerîmesinde meâlen; "(Ey Habîbim!) Biz seni âlemlere (başka bir şey için değil) ancak rahmet için gönderdik" buyruldu.
Mevlid okunması sebebiyle Resûlullah efendimize salât ve selâm okunur.
Peygamber efendimiz, hadîs-i şerîflerinde buyurdular ki: "Her kim günde yüz defa salevât-ı şerîfe okursa kıyamet gününde güneşin sıcaklığından kurtulup, arşın gölgesi altında benimle beraber olur. Ve her kim benim için bir salevât-ı şerîfe getirirse, rahmet melekleri onun günâhlarının affolması için dua ve istiğfar ederler."
Mevlid kasîdelerinde; Peygamber efendimizin nuru, dünyâyı teşrifleri (doğumu), mucizeleri, mübarek hayâtı ve başka kıymetli hâlleri anlatılmaktadır.
Bunlar ise, bir müslümanın bilmesi îcâbeden hususlardır. Mevlid kitapları bunları öğrenmeye vesîle olmaktadır.
Resûlullah efendimiz, asr-ı seâdetterinde zât-ı âlilerini şiirle medheden şâirleri mükâfâtlandırırlardı. Resûlullah efendimiz bundan razı olunca, şemâil-i şerîflerini, güzel ahlâkını, mucizelerini, mübarek hayâtını yazanlardan, okuyanlardan elbette razı olurlar. Çünkü bunların hepsinden maksad, Peygamber efendimizin rızâsını ve sevgisini kazanarak O'na yakın olmaya çalışmaktır.
Resûlullah efendimizin şemâil-i şerîflerini mucizelerini, irhâsâtını (Peygamberliği bildirilmezden önce, kendi sinden meydana gelen harikulade hâlleri) bilmek, bunları dinlemek ve okumak, Resûlullah'a sallallahü aleyhi ve sellem olan îmânı ve muhabbeti fazlalaştırır. Çünkü insan, yaratılış ve huyu îtibâriyle güzel ve iyi şeyleri sever. Resûlullah efendimizin güzel ahlâkından ve şemâil-i şerîflerinden daha güzel ve üstün bir ahlâk elbette yoktur. Resûlullah'ı çok sevmek, kâmil bir îmânla O'na inanmak emredilmiştir. Mevlid-i şerîf, bu emrin de yerine getirilmesine sebeb olmaktadır.
Resûlullah efendimize tâzîm ve hürmet, dînimizin emridir. Mevlid zamanı bu sevincini izhâr etmek (göstermek), ziyafetler vermek, bir yere toplanmak, fakîrlere ikram etmek, sevinip neş'elenmek, Resûlullah'a en güzel tâzîm ve hürmet olup, Allahü teâlâya şükür ifadesidir.
Mevlid toplantılarını, bütün İslâm âlimleri, müslümanlar güzel görmüş her yerde, mevlid-i şerîf toplantıları yapılmıştır. Mevlid-i şerîf okumak ve bu sebeble toplanmak çok kıymetlidir. Nitekim İbn-i Mes'ûd'un rivayet ettiği hadîs-i şerîfde buyruldu ki: "Müslümanların güzel gördüğü şey, Allahü teâlâ indinde de güzel, onların çirkin gördükleri Allahü teâlâ indinde de çirkindir."