Mücadelesi ve servet hakkında görüşleri ile tanınan sahabi: Ebu Zer el Gıfari
Ebû Zer, haram aylarda bile baskın yapmaktan, yağmacılıktan ve yol kesmekten çekinmeyen bir kabilenin mensubuydu. Putlara tapmayan ve onlardan nefret eden Ebu Zer, İslam'ın tebliğinden birkaç yıl önce Allah'a ibadet etmeye başlamış; Peygamber Efendimizin daveti ile ilk Müslüman olan sahabelerden olmuştu. Cesur, doğru ve açık kalpli bir kişiliğe sahip olan Ebu Zer için Peygamberimiz "Gökkubbenin altında ve yeryüzünün üstünde Ebû Zer'den daha doğru sözlü kimse yoktur" demiş; onun serveti Allah yolunda harcama gayreti içinse Efendimiz "Ebû Zer yeryüzünde Îsâ bin Meryem'in zühdüyle yürür" buyurmuştu.
Giriş Tarihi: 19.01.2021
11:10
Güncelleme Tarihi: 05.04.2022
11:17
Sesli dinlemek için tıklayınız.
İSLAM’I İLK KABUL EDEN SAHABİLERDEN BİRİYDİ
Kâbe'nin yanına giderek Müslümanlığını ilân eden Ebû Zer müşrikler tarafından kıyasıya dövülmüş; ancak Abbas bin Abdülmuttalib'in araya girmesiyle ölümden kurtulmuştu.
Ertesi gün yine aynı yerde Müslüman olduğunu söyleyip dövülünce Peygamber Efendimiz onu, kabilesinin halkını İslam'a davet etmek üzere geri gönderdi ve çağrılmadıkça Mekke'ye gelmemesini istedi. Ebû Zer aldığı emri aynen uyguladı ve gayretleri sayesinde kabile halkının yarısı İslam'ı kabul etti.
📌 Bu dönemde onun Kureyş kervanlarına baskınlar düzenlediği, bunlardan kelime-i şehâdet getirenlere mallarını geri verdiği, ele geçirdiği ganimetleri kabilesinden sadece Müslüman olanlara dağıttığı rivayet edilir.
RESUL-İ EKREM’İN YANINDA VE HİZMETİNDE BULUNDU
Hatta ashâb-ı Suffe akşam yemeklerinde zengin sahâbîlerin evlerine dağıtıldığı zaman bile o hep Resûl-i Ekrem'in evine misafir olurdu.
Ebû Zer, Medine yakınlarında Gabe mevkiinde Peygamberimizin sağmal develerine çobanlık ederken Uyeyne bin Hısn'ın baskınına uğradı ve çıkan çatışmada oğlunu kaybetti.
Ashab-ı Suffe mensubu sahabeler
PEYGAMBERİMİZ DAİMA EBÛ ZER’İN GÖRÜŞLERİNİ ALIRDI
Emirlik isteği Peygamberimiz tarafından uygun bulunmadı ve bu konuda yetersiz olduğu kendisine ifade edildi. O günden sonra Ebû Zer ölünceye kadar hiçbir devlet görevine talip olmadı, verilen görevleri de kabul etmedi.
Mekke fethinde ve Huneyn Gazvesi'nde kendi kabilesinin sancağını taşıdı. Peygamber Efendimiz onun hep yanında bulunmasını ister ve bazı konularda görüşünü alırdı. Resûl-i Ekrem son hastalığı sırasında da Ebû Zer'i yanına çağırtmış ve kendisini kucaklamıştı.
BEDİR GAZVESİ’NE KATILANLARDAN SAYILDI
Hz. Ömer'in hilâfeti söz konusu olunca hilâfetle ilgili görüşü değişmemekle beraber ona da biat etti. Hz. Ömer sahâbîlere maaş bağladığı zaman Bedir Gazvesi'ne katılmadığı halde Ebû Zer'i Bedrî kabul ederek ona Bedrîler kadar maaş bağladı.
Bu dönemde muhtemelen fetihlere iştirak etmek üzere Suriye'ye gitti; kendisine bağlanan maaş ile cihad için at satın alıp besledi ve atları başka mücahidlerle nöbetleşe kullandı. Onun atlarının Humus'ta bulunduğu da söylenmektedir.
KUDÜS’ÜN VE MISIR’IN FETHİNDE BULUNDU
Hz. Ömer'in hilâfetinin son yıllarında Medine'de bulunduğu anlaşılır. Hz. Osman'a ilk biat edenlerden biri olmakla beraber onun yaşlılığı ve yumuşak tabiatı sebebiyle başarılı olamayacağından endişe ediyordu. Bu dönemde de fetih hareketlerinin içinde bulundu.
Muâviye'nin idaresinde Ammûriye'ye kadar giden ordu ile Anadolu fetihlerine, yine onun Suriye valiliği esnasında yapılan Kıbrıs fethine katıldı.
Peygamberimizin "cesur savaşçı" dediği sahabe: Sabit bin Kays bin Hatim