Mukaddes bir yolculuk olan haccın faziletleri
Müslümanlara İslam'ın muhteşem geçmişini hatırlatan hac, üstün amellerden biridir. Bütün ibadetlerin manalarını bir araya toplayan bir ibadet olan hacda Allah'ın misafirleri, "Şüphesiz müminler ancak kardeştir" ilahi hitabını anlar. İşte sizlere mukaddes bir yolculuk olan haccın faziletlerini derledik.
Giriş Tarihi: 12.08.2019
18:04
Güncelleme Tarihi: 12.08.2019
18:30
Hac ibadetinin yerine getirilebilmesi için bazı şartlar vardır. Bir kimseye haccın farz olması için onun şu şartlara sahip olması gerekir:
Müslüman olması Akıllı, bâliğ (ergen) olması Sağlıklı olması Özgür olması Yurt dışına çıkma kısıtlılığı bulunmaması Yol güvenliğinin bulunması Hac mevsime yetişmiş olması Can, mal ve namus güvenliğinin sağlanmış olması Ekonomik yönden hac görevini yapma imkanına sahip bulunması
PEYGAMBERİMİZİN HACCI NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Hz. Peygamber, hicretin onuncu yılının Zilkade ayında hac için hazırlanmaya başlamıştı . Bu durum Müslümanlara duyurularak onların da hazırlanmalarını istedi. Onunla birlikte haccetmek isteyenler Medine'de toplanmıştı. Hz. Peygamber 26 Zilkade'de yanında hanımları ve kızı Fâtıma da olduğu halde, muhacir, ensar ve diğer Arap kabilelerinden oluşan Müslümanlarla birlikte Medine'den hareket etmişti. Yanına kurbanlık yüz deve almıştı. Zülhuleyfe denilen yere vardığında öğle namazını seferî olarak iki rekât kılmış aynı gün burada ihrama girmişti.
Hz. Peygamber, 4 Zilhicce Pazar günü kuşluk vakti Kasvâ adlı devesinin üzerinde Mekke'ye ulaşmıştı. Kabe'yi tavaf edip iki rekat namaz kılıp Safâ ile Merve arasında sa'y etmişti. Veda Haccı süresince Mekke'nin Ebtah mevkiinde kendisi için kurulan çadırda konaklamıştı. Perşembe gününe kadar Mekke'de kalmıştı. Aynı gün Mina'ya hareket etmişti. Öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını orada kılmıştı. Ertesi sabah, namazı kıldıktan sonra güneş doğuncaya kadar burada kalmıştı. Arafat'taki Nemire mevkiinde çadır kurulmasını istedikten sonra Mina'dan hareket edip Müzdelife'den geçerek Cuma günü, Arafat'ta hazırlanan çadıra varıp konaklamıştı. Zeval vaktinden sonra çadırından çıkıp devesine binerek Arafat vadisinin ortasına gelmişti.
Hz. Peygamber, Urane vadisinde meşhur Veda Hutbe'sini okudu. Bir ezan okutarak ayrı ayrı ikametle öğle ile ikindiyi birlikte kıldırdıktan (cem'i takdim) sonra devesinin üzerinde Arafat'a çıktı. Kıbleye dönüp akşama kadar dua ile meşgul oldu. Arafat'ta iken, kendisine, ilâhî tebliğ görevinin tamamlandığını bildiren şu ayet-i kerime nazil oldu:
"...Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'a razı oldum."(Maide,3. ayet)
Hz. Peygamber güneş battıktan sonra Arafat'tan ayrıldı ve Müzdelife'ye geldi. Yatsı vaktinde, akşam namazıyla birlikte yatsı namazını birleştirerek (cem'i te'hir), akşamı üç, yatsıyı da iki rekât olarak, tek ezan ve iki ayrı ikametle kıldırdı. Geceyi Müzdelife'de geçirdi. Ertesi sabah, yani Cumartesi (bayramın birinci) günü sabah namazını Müzdelife'de kıldıktan sonra Meş'ar-i Haram'a geldi. Cemre-i Akabe'ye (büyük şeytan) ufak taşlardan yedi tane attıktan sonra Mina'ya gitti. Burada yine deve üstünde bir konuşma yaptı.
Kurbanlık olarak hazırladığı yüz deveden altmış üçünü, ömrünün her yılı için bir deve hesabıyla bizzat kendisi kurban olarak kesti. Diğer develeri de Hz. Ali kesti. Kurban etinden bir parça yiyen Peygamberimiz, geri kalanını Müslümanlara dağıttı. Daha sonra tıraş olup ihramdan çıktı.
Sonra Kâbe'ye gidip tavaf yaptı ve öğle namazını kıldı. Tekrar Mina'ya dönerek bayram günlerini burada geçirdi. Bayramın ikinci, üçüncü ve dördüncü günleri taşlamalarını tamamladı. Bayramın ikinci günü Mina'da Müslümanlara üçüncü konuşmasını yaptı. Bayramın beşinci günü Mina'dan tekrar Mekke'ye gelip veda tavafını yaptıktan sonra 29 Zilhicce 10 / 26 Mart 632 tarihinde Medine'ye döndü.