Mukaddes bir yolculuk olan haccın faziletleri
Müslümanlara İslam'ın muhteşem geçmişini hatırlatan hac, üstün amellerden biridir. Bütün ibadetlerin manalarını bir araya toplayan bir ibadet olan hacda Allah'ın misafirleri, "Şüphesiz müminler ancak kardeştir" ilahi hitabını anlar. İşte sizlere mukaddes bir yolculuk olan haccın faziletlerini derledik.
Giriş Tarihi: 12.08.2019
18:04
Güncelleme Tarihi: 12.08.2019
18:30
Kâbe etrafında, cins, ırk, renk, mevki, makam, zengin, fakir ayrımı olmadan saf tutan, tavaf edip Allah'a yönelen büyük kalabalık içerisinde kendisini, adeta mahşer yerinde Allah'ın huzuruna çıkmış birisi olarak algılar.
Hac adayı, her gün en az beş defa yöneldiği ve Kur'an'da Allah'ın evi olarak da nitelenen Kâbe'yi bizzat yerinde görüp, orada, başta Hz. Muhammed olmak üzere, geçmiş peygamberlerin hak din uğrunda verdikleri mücadeleleri hatırlar.
Hac esnasında hiçbir şeye zarar vermemek esas olduğundan, insanın çevresiyle ilişkisinde son derece dikkatli davranması gerektiği ortaya çıkar. Bu husustaki titizliğin ölçüsü, Kur'ân-ı Kerim'deki yasaklardan ve bu yasakların çiğnenmesi halinde verilecek cezaları bildiren ayetlerden anlaşılır. Hacda büyük ölçüde bitki ve canlılara karşı özen gösterip kimseyi incitmeyerek, sabırlı ve güler yüzlü olarak hac esnasında daha önce teorik olarak haberdar olduğu fakat layıkıyla yaşayamadığı ahlaki özellikleri kazanır.
Hac ibadetinin hikmetlerinden birisi de, çeşitli uluslara mensup Müslümanların bir araya gelerek buluşmaları, tüm farklılıklara rağmen İslam kardeşliğinin kucaklayıcı atmosferinde kaynaşmalarıdır.
Bunun en güzel örneği, Amerikalı siyahi Müslüman Malcolm X'in, siyahi ırkının üstünlüğüne dayalı İslam anlayışının yanlışlığını hac görevini eda ederken fark etmesi ve bu görüşünden tamamen vazgeçmesidir. Dolayısıyla hac, dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar bütün Müslümanların aynı değerlere sahip oldukları ve bu değerlerin kendileri için ortak bir zemin oluşturduğu gerçeğini ortaya koyar.
Hac ibadetinin yerine getirilebilmesi için bazı şartlar vardır. Bir kimseye haccın farz olması için onun şu şartlara sahip olması gerekir:
Müslüman olması Akıllı, bâliğ (ergen) olması Sağlıklı olması Özgür olması Yurt dışına çıkma kısıtlılığı bulunmaması Yol güvenliğinin bulunması Hac mevsime yetişmiş olması Can, mal ve namus güvenliğinin sağlanmış olması Ekonomik yönden hac görevini yapma imkanına sahip bulunması
PEYGAMBERİMİZİN HACCI NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Hz. Peygamber, hicretin onuncu yılının Zilkade ayında hac için hazırlanmaya başlamıştı . Bu durum Müslümanlara duyurularak onların da hazırlanmalarını istedi. Onunla birlikte haccetmek isteyenler Medine'de toplanmıştı. Hz. Peygamber 26 Zilkade'de yanında hanımları ve kızı Fâtıma da olduğu halde, muhacir, ensar ve diğer Arap kabilelerinden oluşan Müslümanlarla birlikte Medine'den hareket etmişti. Yanına kurbanlık yüz deve almıştı. Zülhuleyfe denilen yere vardığında öğle namazını seferî olarak iki rekât kılmış aynı gün burada ihrama girmişti.
Hz. Peygamber, 4 Zilhicce Pazar günü kuşluk vakti Kasvâ adlı devesinin üzerinde Mekke'ye ulaşmıştı. Kabe'yi tavaf edip iki rekat namaz kılıp Safâ ile Merve arasında sa'y etmişti. Veda Haccı süresince Mekke'nin Ebtah mevkiinde kendisi için kurulan çadırda konaklamıştı. Perşembe gününe kadar Mekke'de kalmıştı. Aynı gün Mina'ya hareket etmişti. Öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını orada kılmıştı. Ertesi sabah, namazı kıldıktan sonra güneş doğuncaya kadar burada kalmıştı. Arafat'taki Nemire mevkiinde çadır kurulmasını istedikten sonra Mina'dan hareket edip Müzdelife'den geçerek Cuma günü, Arafat'ta hazırlanan çadıra varıp konaklamıştı. Zeval vaktinden sonra çadırından çıkıp devesine binerek Arafat vadisinin ortasına gelmişti.