Arama
Oruç ve sabır arasındaki ilişki
Ramazan ayının yegane ibadeti olan oruç, Müslümanları hem dünyevi hasletlere hem de içindeki nefsani duygulara karşı koruyan bir kalkan gibidir. Sabır ırmağının durgun aktığı rahmet mevsimi Ramazan insana bu yönüyle tahammül etmeyi, dayanmayı ve nefse lezzet veren varlıklardan Hak rızası için vazgeçebilmeyi öğretir. İşte, Ramazan ayının ibadeti oruç ve sabrın arasındaki ilişki...
◼ İslam uğruna en çok çile çeken şüphesiz ki Allah Resulü Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) Mustafa'dır. Resul-i Ekrem (SAV) tüm eziyet ve saldırılar karşısında davasından vazgeçmez.
Resulullah (SAV) buyurdu:
"İşittiği bir sözün eziyetine karşı, Allah Teala'dan daha çok sabreden yoktur. Zira müşrikler O'na çocuk nisbet ediyorlar da O yine onlara afiyet ve rızık vermeye devam ediyor."
(Buharî, Edeb 71)
◼ Oruç ibadetinin içindeki sabır bir kimseyi hakiki manada mümin yapabilecek denli büyüktür. Çünkü insanın Allah Teala'nın rızası için dünyevi lezzetlerden vazgeçmesi onda manevi kapıların açılmasına vesile olur.
◼ Orucun en önemli hikmetlerinden birisi de budur: Oruç kişiyi adeta bir sabır taşı haline getirir. Onu dilinden, belinden ve elinden emin bir Müslüman kılar.
◼ Oruç hem insanlığa sabretmenin öğretildiği bir mecra hem de Müslümanların dünyevi tehlikelerden korunması için bir kalkandır. Bu özellik hadis-i şeriflerde de yer bulur.
Resulullah (SAV) buyurdu:
"Oruç bir kalkandır. Oruçlu, saygısızlık yapmasın, kötü konuşmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, iki defa, "Ben oruçluyum." desin…"
(Buhârî, Savm 2)
◼ Oruç, insanlığa sabretmeyi öğretmesi bakımından sorunların çözülmesi, ortadan kaldırılması noktasında ciddi katkı sunar. İnsanın manevi hastalıklarını oruç büyük bir şekilde çözer.
◼ Fiziki rahatsızlıklar noktasında da orucun ciddi çözümleri mevcuttur. Hastalıkların kökünde fazla yemek vardır. Oruç bize itidali, sabretmeyi ve riyazeti öğrettiği için hastalıklarımızdan şifa bulmamızı da kolaylaştırır.
