Osmanlı’nın son sultan külliyesi: Muradiye
Ölüm ile yaşamın, rüya ile hakikatin, hüzün ile huzurun bir arada hissedildiği nadide yerlerden biri olan Muradiye , Osmanlı sultanları tarafından yaptırılan son külliye olarak varlığını koruyor. Cami, medrese, hamam, darüşşifa ve türbeden oluşan bu nadide eserin detaylarını sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 09.07.2019
13:01
Güncelleme Tarihi: 09.07.2021
10:36
Kare planlı, yüksek sekizgen bir kasnağa oturan mukarnaslı tromplu kubbelidir. Duvarlar bir sıra kesme taş ve iki sıra tuğla ile örülmüştür. Mermer bir revakla girilen kare mekân aşağıda sekiz, yukarıda dört olmak üzere on iki pencere ile aydınlanmaktadır. Güney duvarında mihrap, diğer iki duvarda ahşap kapaklı dolaplar bulunan türbenin içi Âyetü'l-kürsî yazı kuşağı ve rûmîli palmetli bitkisel motiflerle süslüdür. Türbedeki dört mermer sanduka Gülruh Hatun, kızı Kamer Hatun, Şehzade Alemşah'ın kızı Fatma Hatun ve Kamer Hatun'un oğlu Osman'a aittir.
Arapça kitâbesine göre 853'te (1449) bir sıra taş ve iki sıra tuğladan inşa edilen altıgen planlı ve kubbeli mütevazi yapı II. Murad'ın kadını ve Fâtih'in annesi Hümâ Hatun'a aittir. Türbedeki ikinci sandukanın kime ait olduğu belli değildir.
Murâdiye Camii ile II. Murad Türbesi arasında bir sıra kesme taş ve iki sıra tuğladan inşa edilmiş yapı sekizgen planlıdır. Her yüzündeki üçer sıra pencerenin kemerleri tuğla ile işlenmiştir. Önünde Bursa kemerli bir saçağın koruduğu kündekârî kapı kanatları muhteşemdir. Yavuz Sultan Selim'in 919 (1513) tarihli bir fermanıyla inşa edilen yapının mimarı Alâeddin'dir. Türbede Şehzade Ahmed, kardeşi Şehinşah, Şehinşah'ın oğlu Mehmed ve Yavuz'un kardeşi Şehzade Korkut gömülüdür. Şehzade Korkut önce Orhan Gazi Türbesi'ne defnedilmiş, daha sonra Şehzade Ahmed Türbesi'ne nakledilmiştir.
Türbede yer alan isimsiz iki sandukadan birinin II. Bayezid'in kızı Fatma (Sofu) Sultan'a, diğerinin Şehzade Ahmed'in kızı Kamer Sultan'a ait olduğu kabul edilmektedir.
Şehzade Cem Türbesi: Murâdiye türbeleri içinde en zengin süslemeye sahip olan kesme taştan altıgen planlı türbenin önünde mermer bir revak vardır.
Kanûnî Sultan Süleyman'ın 960 (1553) yılında Konya Ereğlisi'nde boğdurulan oğlu Mustafa Çelebi'nin cesedi Bursa'ya getirilerek önce başka bir yere defnedilmişti. Kapısındaki iki satırlık mermer kitâbeden anlaşıldığına göre 981 (1573) yılında II. Selim'in inşa ettirdiği bu türbeye nakledilmiştir. Bir sıra kesme taş ve üç sıra tuğladan üstü kubbeli yapının yerden 3 m. yüksekliğe kadar olan kısmı onikigen olup tamamen XVI. yüzyılın natüralist üslûptaki İznik çinileriyle kaplıdır. Yapı çini kaplamanın bittiği yerde muntazam bir sekizgene dönüşmekte ve burada sülüsler Âyetü'l-kürsî, Haşr sûresinden bazı bölümler ve esmâ-i hüsnânın yer aldığı yazı kuşağı başlamaktadır. Mekân yedisi alt sırada mermer söveli, yedisi üstte sivri kemerli olmak üzere on dört pencere ile aydınlanmaktadır. Türbenin içinde Şehzade Bayezid'in oğulları Ahmed ve Orhan ile Şehzade Mustafa'nın annesi Mâhidevran Kadın'a ait sandukalar da bulunmaktadır.
Bir sıra taş ve üç sıra tuğladan yapılmış bina revaklı girişe sahip kare mekânlı, yüksek sekizgen kasnağa oturan kubbeli ve on iki pencerelidir. Zeminden tromplara kadar duvarlarda, üç sıra mukarnaslı mihrabın tepeliği ve pencerelerin alınlıklarında zengin rûmî-palmet tezyinatı ve kündekârî kapı kanatları vardır. Geniş bir kuşak içinde celî sülüsle Âyetü'l-kürsî yapının içini dolanmaktadır. Mihrap üzerinde dairevî ve dilimli madalyonlarda çeşitli âyetler ve esmâ-i hüsnânın bir kısmı yer almaktadır. II. Bayezid'in oğlu Şehinşah'ın hanımı ve Şehzade Mehmed'in annesi Mükrime Hatun'a atfedilen tuğla zeminli türbede Mükrime Hatun'dan başka Şehzade Alemşah'ın kızı Fatma Hatun'a ait olduğu yazılı bir sanduka daha vardır. Ancak Fatma Hatun'un Gülruh Hatun Türbesi'ne gömülmüş olması daha kuvvetli bir ihtimaldir.