Arama

Yunanistan'ın hain planı

Osmanlılar tarihin gördüğü en adaletli ve hoşgörülü devletlerden biri oldular. Dört asır süren hakimiyetin ardından 1912'de İtalya'ya, 1948 yılında Yunanistan'a geçen Rodos, Osmanlı hakimiyeti ardından merhametsizliğin ve kötülüğün eline geçen yerlerden biri oldu. Adada bulunan Osmanlı eserleri yaklaşık yüz senedir kimliksizleştirilerek Yunan kültürüne hizmet eder hale getirilmeye çalışılıyor. Yunanistan yetmiş dört yıldır tarihin gördüğü en büyük kültür soykırımlarından birine imza atıyor.

1948 Paris Antlaşması ile adaların Yunanistan'a devri özellikle Rodos'ta büyük bir nüfus değişimine sebep oldu. Ada'da bulunan Müslüman nüfusun çok ciddi bir kısmı Türkiye'ye göç etti.

◾ Bu tarihten itibaren Yunanistan haince bir politika benimsedi. Rodos'ta bulunan Bizans eserlerini yenileyen Yunanlar, Osmanlı eserlerini yok etme içerisinde bulundu.

Katliamı durdumak için atılan adım

Bir numune olarak Pargalı Camii

◾ Rodos'ta aktif olarak açık olan ve bir cemaate sahip olan tek cami Pargalı İbrahim Paşa adını taşıyor. Kanuni Sultan Süleyman'ın Sadrazamı Pargalı İbrahim Paşa'nın banisi olduğu cami hakkında da pek olumlu özelliklerden bahsedilemiyor.

◾ Cami evvela göz hapsinde tutuluyor. Kimlerin mabedi ziyaret ettiği bilindiği gibi caminin içindeki üst kat kapalı tutuluyor. Ayrıca Yunanlar tarafından cami sadece namaz vakitlerinde açılmasına müsaade ediliyor.

Pargalı İbrahim Paşa'nın mezarı nerede?

Kimliksizleştirme çabası

Rodos başta olmak üzere tüm Yunanistan sınırları içinde kalan Osmanlı eserlerine dair büyük bir tahribat söz konusu. Açılmayan mabetler, bitmeyen restorasyonlar ve gasp edilen vakıf arazileri bugün çok farklı amaçlara hizmet ediyor.

Selanik, Atina, Mora Yarımadası, Rodos, Girit başta olmak üzere birbirinden mühim İslam sanatının nadide eserleri zaman içerisinde sistematik ve planlı şekilde yok edildi.

Osmanlı'nın ünlü denizcileri

  • 10
  • 15

Yok olan Osmanlı kimliği

◾ Ziyaret yahut ibadet maksadıyla camilere vakit dışında giden Müslümanlar son cemaat yerlerini dahi kullanamıyorlar. Ayrıca gerçekleştirilen restorasyon faaliyetleri de kimliksizleştirme hareketinin bir ayağını teşkil ediyor.

◾ Restorasyon adı altında Müslüman eserleri renkli duvarlarla kaplanıyor. Bu yenileme çalışmalarının sonucunda eserlerin üslubu, özgünlüğü ve İslam'a aidiyeti tamamen ortadan kalkıyor. Restorasyon geçiren mimari eserler bir nevi Bizans dönemi çalışmalarını andırıyor.

Mimar Sinan'ın restore ettiği Selçuklu yapısı

  • 11
  • 15

Bir köksüzleştirme ve gasp yasası

◾ 1970'de çıkarılan "katalipsis" yasası ile Yunan hükümetleri ada üzerindeki mülklerde ciddi pay sahibi oldu. Bu yasa uyarınca on yıllar içerisinde Türklere ait sayısız arazi gaspedildi.

Bilhassa vakıf arazilerini bu şekilde aralarında paylaştıran Yunanlar bu arazilerin ihalelerine Türk kökenli isimlerin girmesini de yasaklayarak ayrımcılık yapıyorlar.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN