Peygamber Efendimiz Miraç gecesinde neler yaşadı?
Peygamber Efendimiz, Recep ayının 27. gecesinde yüce Allah'ın davetiyle Mekke'deki Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürülüp oradan da ilahi huzura yükseldi. Miraç olayı, zaman ve mekandan bağımsız olarak tamamen ilahi ölçülerle gerçekleşen bir lütuftu. Peki, İsra ve Miraç olayı nedir? Miraç gecesi neler oldu? Peygamber Efendimiz, Miraçta neler gördü? Miraç olayında Hz. Peygamber'e neler verildi? Hz. Peygamber, Miracı nasıl anlattı? İşte sizler için Peygamber Efendimizin Miraç gecesinde yaşadıklarını derledik.
Giriş Tarihi: 21.03.2020
13:53
Güncelleme Tarihi: 09.03.2021
16:53
Resulullah olayın ertesi günü Harem'de otururken Ebu Cehil gelip alaylı bir eda ile "Gökten yeni bir haber var mı?" diye kendisine laf attı. Resûlullah da: "Evet var! Ben dün gece Kudüs'e Beytu'l-Makdis'e götürülüp getirildim! " deyince Ebu Cehil dalga geçmek için heyecanla herkese seslenerek: "Ka'b İbn Lüeyoğulları! Koşun gelin bakın, Muhammed dün gece Beytu'l-Makdis'e gidip geldiğini söylüyor! Bir gecede gidip gelmiş şimdi de aramızda oturuyor!" demişti.
Peygamber Efendimiz, Mekkelilere yolculuğunu anlattığında, münafık Kureyş kabilesi mensupları O'nu yalanlayıp böyle bu yolculuğun bir gecede olamayacağını düşünerek alay etti. Kimisi de hayretini ifade etmek için alkış tutup elini başına koydu.
Sonra Kudüs'e gidip gelenlerden bazısı da Kudüs hakkında sorular sorup onun yanıtlamasını istediler. Allah da ona, hemen Kudüs'te eseri var olan Mescid-i Aksâ'yı ve bütün şehri gözünün önüne getirip gösterdi ve müşriklerin sorularına çok rahat bir şekilde cevap verdi. Neticede Hz. Peygamber'in (sav) şehir hakkında verdiği bilgilerin doğru olmasından ötürü seslerini çıkaramadılar.
Hatta dönüşte Kureyşlilere ait bir Kervan, Suriye'den dönerken bir mevkide mola vermiş ve orada develerinden birini kaybetmişti. Hz. Peygamber de -filan kervanın- deveyi aramakla meşgul olduğunu ve o deveyi kimin bulup kervana kattığını da görüp Mekkeli müşriklere anlattı.
Aynı zamanda kervanın başında, sırtında iki siyah çuval yüklü bulunan bir deve olduğunu ve muhtemelen falan günde Mekke'ye varacaklarını anlattı. Kervandakiler döndüklerinde olayı aynen tasdik etti. Buna rağmen müşrikler küfürlerinde kalmaya devam etti ve inatlarını sürdürdüler.
Ancak bu olayı ağızlarına dolayan müşrikler, zamanla bazı zayıf iradeli kimseleri etkiledi ve İslam'a yeni girmiş olanlardan bazılarının dinden dönmelerine sebep oldular. Bu durumdan ümitlenen müşrikler, en büyük destekçisinden kendisini mahrum bırakacakları ümidiyle Hz. Ebu Bekir'e koşarak: "Bak! Arkadaşın bu gece Kudüs'e gidip geldiğini anlatmaktadır, yok artık her halde buna da inanacak değilsin ya?" dediler.
Ebu Bekr (r.a): "Bunu o mu söyledi? " diye sorunca, "Evet, bunu Muhammed iddia ediyor." şeklinde cevap vermişlerdi. Ebu Bekir ise hiç tereddüt etmeden: "Eğer o söylüyorsa doğrudur! Bu size neden bu kadar tuhaf geliyor anlayamadım! Yemin ederim ki O, bir olayı haber verdikten çok kısa bir zaman sonra meydana geldiğini hep görüyoruz!" dedi.
Müşrikleri yüzüstü bırakıp Resulullah'a gitti."Ya Resulullah bu anlatılanlar doğru mu? Sen Kudüs'e mi gittin? Orayı bana anlat, ben orayı gördüm, her tarafını iyi bilirim" dedi.
Hz. Peygamber'de Ebu Bekir'e ve orada bulunan herkese bu durumu anlatmaya başladı. Her cümlesinden sonra Ebu Bekir de "Evet doğrudur, doğru söyledin, evet, senin Allah'ın Resulü olduğuna şehadet ederim. " diyerek Resûlullah'ı tasdik etti. Hz. Peygamber (sav) de ona: "Sen de doğru söyledin ve beni tasdik ettin, sen de es-Sıddîksın " buyurdu.