Peygamber Efendimize gelen ilk vahiy
Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimize (sav) ilk vahiy, kırk yaşındayken geldi. Tefekkür içerisinde ibadet ettiği Hira Mağarası, İslam'ın doğuşuna tanıklık etti. Burada alınan vahiy ile cahiliye karanlığı, tevhid inancıyla aydınlatıldı. Böylece "Oku!" emri, 23 yıllık risalet hayatının başlangıcını oluşturdu. Peki, Peygamber Efendimize (sav) ilk vahiy ne zaman geldi? Hz. Peygamber (sav) vahiy geldiğinde ne yaptı? İlk vahiy hangi suredir?
Giriş Tarihi: 05.02.2021
11:25
Güncelleme Tarihi: 18.02.2021
14:24
Sesli dinlemek için tıklayınız.
PEYGAMBERİMİZİN (SAV) KALBİNE YERLEŞEN AYETLER
📌 İlk vahiy hadisesini Hz. Peygamber (sav) şöyle anlatır: "O gece Cebrail bana gelerek "Oku!" (İkra) dedi. Ben okuma bilmediğimi söyledim. Bunun üzerine melek beni aldı; dayanabileceğim son noktaya kadar sıktı. Ardından beni bırakıp tekrar "Oku!" dedi. Cevaben yine "Ben okuma bilmem" deyince tekrar son noktaya kadar sıktı ve "Oku!" dedi. Ben "Ne okuyayım?" diye cevap verince melek beni üçüncü defa takatim kesilinceye kadar sıktı ve bıraktıktan sonra şu ayetleri okudu: "Yaratan Rabb'inin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O Rab ki kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediği şeyleri öğretendir ." (el-Alak 96/1-5)
➡ Hz. Peygamber (sav), kendisine nazil olan ayetleri tekrar etti. İnen ayetler Hz. Peygamberin (sav) hem diline hem de kalbine yerleşti.
Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından Alak suresini dinlemek için tıklayın
ALAK SURESİNDE NE ANLATILMAK İSTENİR?
Surede okumanın önemi vurgulanır ve insanın neden yaratıldığına dikkat çekilmektedir.
➡ İnsanlığa inen ilk emirler, bir Müslümanın kâinata nasıl bakmasını gösterir.
➡ İnsan, Allah'a kulluk için yaratılmıştır ve etrafında faydalanacağı dünya, gökyüzü, galaksiler gibi bütün kainat yüce Allah'a kulluk yolunda hizmet için yaratıldı. İşte ilk ayetlerde bunu gösterir.
➡ Müslümanlar, bir ilim okurken yüce Allah'ı unutmayarak onun sonsuzluğunun farkında olmalıdır.
Alak suresinin tefsirini okumak için tıklayın
➡ İlk vahyin "Oku!" olması ve bu ilahi emrin tekrarlanarak söylenmesi, İslam'ın ilime verdiği önemi gösterir. Yüce Allah'ın ayette buyurduğu "Oku!" emrinin konusu belirtilmemiştir.
➡ Müfessirlere göre başta indirilen vahiy olmak üzere kainatı gözlemleyerek ders ve ibret alınması, hakikati anlayıp kavranması istenmiştir. Nitekim en başta yüce Yaradan'ı tanımak dinin ve ilmin en temel gayesidir. Bu sebeple "Yaratan Rabbinin adıyla oku!" buyurularak Hz. Peygamber'in (sav) okuma faaliyetine veya herhangi bir işe, başka varlıkların adıyla değil, yaratan Rabbinin adıyla başlaması ve O'ndan yardım istemesi emredilmiştir.
CEBRAİL NEDEN HZ. PEYGAMBERİ SIKTI?
➡ Kaynaklarda yer alan rivayetlere göre, Cebrail (as)'in onu sıkmasının nedeni vahyin geliş niteliğiyle alakalıydı.
➡ Cebrail (as), O'nu (sav) sıkıp takatini kestiğinde ilâhî kudretin büyüklüğünü de hissetmişti.
➡ Bazen uğultu halinde bazen ise Cebrail (as) aracılığıyla getirilen vahiylerin bir ağırlığı vardı. Her ne şekilde gelirse gelsin ilahi emirler Peygamber Efendimize (sav) bildirilince farklı bir hale bürünürdü. Çevresindekiler de ilahi sürecin ağırlığını hissederdi.
➡ Örneğin deve üzerinde Peygamber Efendimize (sav) vahiy geldiği zaman hayvan çökerdi. Nitekim Peygamberimiz (sav) bir gün minberin üzerine oturmuş çevresindeki Müslümanlarla sohbet ederken dünyaya kendilerini kaptırmamaları konusunda onları uyardı. Sahabelerden birinin sorduğu soruya cevap vermek istediği sırada kendisine vahiy geldi.
Olayı anlatan sahabelerin en gençlerinden Ebû Saîd el-Hudri'nin (ra) bildirdiğine göre, vahyin bitmesinin ardından Resûlullah (sav) "alnından boşanan terleri silerek " konuşmasını sürdürdü.
➡ Vahiy kâtiplerinden Zeyd bin Sabit ise, Allah Resûlü'nün (sav), kendisine "cihada katılanlarla katılmayanların aynı düzeyde olamayacaklarını " belirten âyeti yazdırdığı sırada gelen ikinci bir vahyin tesirini şöyle anlattı:
"Vahiy geldiği sırada Resulullah'ın (sav) dizi, benim dizimin üzerindeydi. Vahyin ağırlığından dizi bana o kadar ağır geldi ki, dizim ufalanıp dağılacak diye korktum. Sonra bu hâl ondan gitti ve âyetin devamı gelmiş oldu ."