Arama

Peygamber Efendimizin diğer ülkelere gönderdiği elçiler

İslam tarihinin dönüm noktalarından biri olan Hudeybiye Antlaşması'ndan sonra huzur ortamı oluştu. Peygamber Efendimiz (sav), bu barış ortamında İslam'ı dünyaya duyurmak için muhtelif ülkelere elçiler yolladı. Devlet büyüklerini, mektuplar vasıtasıyla yüce Allah'a iman etmeye davet etti. Peki, Peygamber Efendimizin (sav) diğer ülkelere elçi göndermesi nasıl olmuştur? Hangi sahabeler elçi olarak gönderildi?

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 15
  • 20

📌 Abdullah bin Huzafe es-Sehmi, üstün temsil kabiliyetine sahip olmasından dolayı elçilik vazifesiyle görevlendirildi. İran kralı Kisra'ya Peygamberimizin onu İslam'a davet eden mektubunu götürdü.

Mektubun meali:

"Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla
Allah'ın Resulü Muhammed'ten İran'ın büyüğü Kisra'ya!
Hidayete uyanlara, Allah'a ve Resulü'ne iman edenlere, eşi ve benzeri olmayan tek Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın kulu ve Resulü olduğuna şehadet edenlere selam olsun!

Seni, halkını ve Allah'ın dinine çağırmaya davet ediyorum. Çünkü ben, insanların hepsi için Allah'ın gönderdiği bir peygamberim. Allah diri olanları uyarmak, inanmayanları da haklı olarak cezalandırmak için beni göndermiştir.
Eğer İslam'a girersen selamet bulursun. Yok, eğer buna razı olmazsan, bil ki bütün mecusilerin günahı senin üzerinedir."

  • 16
  • 20

📌 Peygamber Efendimizin İslam'a davet mektubu Kisra'ya ulaştığında Rumlarla yaptığı savaşı kaybetmiş ve büyük huzursuzluk içerisindeydi.

➡ Kisra, huzurunda Arap lisanı bilen biri tarafından mektubu okuttu. Yazının kendi ismiyle başlamaması karşısında kibirlenerek devamını okutmadan parçaladı. Elinde kalan parçaları ise ateşte yaktı. İbn Cerir'e göre de "O benim kölemdir, bunu bana nasıl yazabilir" deme cüretinde bulundu. Elçinin derhal huzurundan çıkarılmasını emretti.

➡ Abdullah bin Huzafe es-Sehmi, Medine'ye döndükten sonra olayı Peygamber Efendimize (sav) anlattı. Bunun üzerine Resulullah "Allah da onun mülkünü paramparça etsin" buyurdu.

Peygamberimizin iltifatına mazhar olan 3 sahabe

  • 17
  • 20

➡ Peygamber Efendimiz (sav), Kisra'nın helakinden sonra başkasının gelmeyeceğini bildirdi. "Allah'a yemin ederim ki, her ikisinin hazinelerine ulaştığınızda o hazineleri Allah yolunda infak edeceksiniz." buyurdu.

➡ Nitekim Allah Resulü'nün bu hadisi gerçekleşti. Hz. Ebu Bekir zamanında İran'ın büyük bölümü fethedildi.

➡ Kisra, yaptığı büyük saygısızlıktan sonra bir de Yemen valisi Bazan'a mektup yazarak Hz. Peygamber'i yanına getirmesini söyledi.

➡ Kisra'nın emrini yerine getirmek için Medine'ye giden heyet, Peygamber Efendimizin (sav) huzuruna çıktı. Allah Resulü (sav) kendilerine ertesi gün cevap vereceğini söyledi.

➡ Bu sırada Resulullah'ın bedduası gerçekleşti. Kisra, oğlu Şireveyh tarafından öldürüldü.

➡ Durumu haber alan heyet, Yemen valisini bilgilendirdi. Bazan ise İslam'ı kabul ederek halkın da Müslüman olmasını sağladı.

  • 18
  • 20

📌 Şuca bin Vehb, Peygamber Efendimizin (sav) bütün gazalarına katılan sahabelerdendi. Belka valisi Haris bin Şemir el Gassani'ye elçi olarak gönderildi. Mektubun meali:

"Bismillahirrahmanirrahim
Allah'ın Resulü Muhammed'den Haris b. Ebî Şimr'e! Doğru yola uyan, tâbi olanlara, Allah'a iman ve Resulünü tasdik edenlere selâm olsun! Ben, seni eşi, ortağı bulunmayan bir Allah'a imana davet ediyorum! Davetimi kabul edersen hüküm ve saltanatın yine sende kalacaktır."
(Ibn Seyyid, Uyunüleser c. 2)

➡ Fakat bu mektuptan sonra Belka valisi Haris kibirlenerek "Saltanatımı kim benden sökebilecekmiş?" dedi ve mektubu yere attı. Medine üzerine yürümeye kalktı.

➡ Haris, durumu İmparator Heraklius'a bildirince Medine'ye gitmemesini kendisiyle buluşmasını söyledi.

➡ Şuca bin Vehb, yaşananları Peygamber Efendimize anlatında "Saltanatı, yok olsun!" dedi. Mekke'nin fethedildiği yılda vefat eden Haris ile saltanatı da son buldu.

  • 19
  • 20

Hatıb bin Ebî Beltea, Mısır kralı Mukavkıs'ı İslam'a davet etmesi için görevlendirildi.

➡ Hatıb bin Ebî Beltea, kuvvetli hitabetiyle tanınırdı. Mukavkıs'a gönderilen mektubun meali:

Bismillahirrahmanirrahim

Allah'ın kulu ve Resûlu Muhammed'den Kıbtîlerin büyüğü Mukavkıs'a! Hidayete uyan, doğru yolu tutanlara selâm olsun! İmdi ben, seni İslam davetiyle Müslümanlığa davet ediyorum. Müslüman ol, selameti bul da, Allah senin ecr ve mükâfatını iki kat versin. Eğer, bu davetimi kabul etmez, ondan kaçınırsan, Kıbtîlerin günahı, senin boynuna olsun!
"De ki: ey Kitaplılar! Geliniz, aramızda ve aranızda, eşit ve ortak bir kelimede birleşelim de, Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na, hiçbir şeyi eş, ortak tutmayalım. Allah'ı bırakıp da, birbirimizi Rab diye tanımayalım. Buna rağmen, onlar, bu davetten yüz çevirirlerse siz şahid olunuz ki, 'Bizler, muhakkak Müslümanlarız!' deyiniz. (Al-i İmran, 64)"

Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından Al-i İmran suresini okumak için tıklayın

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN