Peygamber Efendimizin diğer ülkelere gönderdiği elçiler
İslam tarihinin dönüm noktalarından biri olan Hudeybiye Antlaşması'ndan sonra huzur ortamı oluştu. Peygamber Efendimiz (sav), bu barış ortamında İslam'ı dünyaya duyurmak için muhtelif ülkelere elçiler yolladı. Devlet büyüklerini, mektuplar vasıtasıyla yüce Allah'a iman etmeye davet etti. Peki, Peygamber Efendimizin (sav) diğer ülkelere elçi göndermesi nasıl olmuştur? Hangi sahabeler elçi olarak gönderildi?
Giriş Tarihi: 31.01.2021
14:52
Güncelleme Tarihi: 31.01.2022
17:21
Sesli dinlemek için tıklayınız.
➡ Peygamber Efendimiz (sav), Kisra'nın helakinden sonra başkasının gelmeyeceğini bildirdi. "Allah'a yemin ederim ki, her ikisinin hazinelerine ulaştığınızda o hazineleri Allah yolunda infak edeceksiniz ." buyurdu.
➡ Nitekim Allah Resulü'nün bu hadisi gerçekleşti. Hz. Ebu Bekir zamanında İran'ın büyük bölümü fethedildi.
➡ Kisra, yaptığı büyük saygısızlıktan sonra bir de Yemen valisi Bazan'a mektup yazarak Hz. Peygamber'i yanına getirmesini söyledi.
➡ Kisra'nın emrini yerine getirmek için Medine'ye giden heyet, Peygamber Efendimizin (sav) huzuruna çıktı. Allah Resulü (sav) kendilerine ertesi gün cevap vereceğini söyledi.
➡ Bu sırada Resulullah'ın bedduası gerçekleşti. Kisra, oğlu Şireveyh tarafından öldürüldü.
➡ Durumu haber alan heyet, Yemen valisini bilgilendirdi. Bazan ise İslam'ı kabul ederek halkın da Müslüman olmasını sağladı.
📌 Şuca bin Vehb, Peygamber Efendimizin (sav) bütün gazalarına katılan sahabelerdendi. Belka valisi Haris bin Şemir el Gassani'ye elçi olarak gönderildi. Mektubun meali:
"Bismillahirrahmanirrahim Allah'ın Resulü Muhammed'den Haris b. Ebî Şimr'e! Doğru yola uyan, tâbi olanlara, Allah'a iman ve Resulünü tasdik edenlere selâm olsun! Ben, seni eşi, ortağı bulunmayan bir Allah'a imana davet ediyorum! Davetimi kabul edersen hüküm ve saltanatın yine sende kalacaktır." (Ibn Seyyid, Uyunüleser c. 2)
➡ Fakat bu mektuptan sonra Belka valisi Haris kibirlenerek "Saltanatımı kim benden sökebilecekmiş?" dedi ve mektubu yere attı. Medine üzerine yürümeye kalktı.
➡ Haris, durumu İmparator Heraklius'a bildirince Medine'ye gitmemesini kendisiyle buluşmasını söyledi.
➡ Şuca bin Vehb, yaşananları Peygamber Efendimize anlatında "Saltanatı, yok olsun! " dedi. Mekke'nin fethedildiği yılda vefat eden Haris ile saltanatı da son buldu.
Hatıb bin Ebî Beltea, Mısır kralı Mukavkıs'ı İslam'a davet etmesi için görevlendirildi.
➡ Hatıb bin Ebî Beltea, kuvvetli hitabetiyle tanınırdı. Mukavkıs'a gönderilen mektubun meali:
Bismillahirrahmanirrahim
Allah'ın kulu ve Resûlu Muhammed'den Kıbtîlerin büyüğü Mukavkıs'a! Hidayete uyan, doğru yolu tutanlara selâm olsun! İmdi ben, seni İslam davetiyle Müslümanlığa davet ediyorum. Müslüman ol, selameti bul da, Allah senin ecr ve mükâfatını iki kat versin. Eğer, bu davetimi kabul etmez, ondan kaçınırsan, Kıbtîlerin günahı, senin boynuna olsun! "De ki: ey Kitaplılar! Geliniz, aramızda ve aranızda, eşit ve ortak bir kelimede birleşelim de, Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na, hiçbir şeyi eş, ortak tutmayalım. Allah'ı bırakıp da, birbirimizi Rab diye tanımayalım. Buna rağmen, onlar, bu davetten yüz çevirirlerse siz şahid olunuz ki, 'Bizler, muhakkak Müslümanlarız!' deyiniz. (Al-i İmran, 64)"
Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından Al-i İmran suresini okumak için tıklayın
➡ Bu vazife verilmeden önce Peygamber Efendimiz (sav) etrafında bulunan sahabelere dönerek "Ey ashabım, mükâfatını Allahü Teala'dan beklemek üzere şu mektubu, Mısır hükümdarına kim götürür?" diye sorunca Hatıb bin Ebî Beltea öne atılarak "Ya Resulullah, ben götürürüm." dedi. Hz. Peygamber "Ya Hatıb, bu vazifeni Allahü Teala senin hakkında mübarek eylesin!" buyurdu.
➡ Mukavkıs, Hatib b. Belta'yı bir süre ağırladı. Sahabeden İslam hakkında çeşitli bilgiler aldıktan sonra kendisini hediyeler ile uğurladı. Peygamberimize (sav) iki cariye hediye etti. Bunlardan birisiyle Peygamberimiz evlendi ve küçük yaşta vefat eden oğlu İbrahim dünyaya geldi.
➡ Mukavkıs, Peygamber Efendimizin (sav) müjdelenen son resul olduğunu anlasa da saltanatını geride bırakamadığı için Müslüman olmadı.
➡ Son dönem İslam alimlerinden Muhammed Hamidullah'ın aktardığına göre Allah Resulu'nün Mukavkıs'a yazdığı mektup Mısır'da Ahmim yakınlarında bir kilisede bulundu. Durumu haber alan Sultan Abdülmecid tarafından satın alınarak Topkapı Sarayı'nda muhafaza edildi.