Arama

Peygamber Efendimizin diğer ülkelere gönderdiği elçiler

İslam tarihinin dönüm noktalarından biri olan Hudeybiye Antlaşması'ndan sonra huzur ortamı oluştu. Peygamber Efendimiz (sav), bu barış ortamında İslam'ı dünyaya duyurmak için muhtelif ülkelere elçiler yolladı. Devlet büyüklerini, mektuplar vasıtasıyla yüce Allah'a iman etmeye davet etti. Peki, Peygamber Efendimizin (sav) diğer ülkelere elçi göndermesi nasıl olmuştur? Hangi sahabeler elçi olarak gönderildi?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

➡ Peygamberimize (sav) hükümdarların mühürsüz mektup okumadığı bildirilmesiyle kendisine üzerinde alt alta "Allah-Resûl-Muhammed" yazılı gümüşten bir yüzük yaptırdı.

➡ Allah Resulü (sav) vefatına kadar bu yüzüğü taktı. Vefatından sonra Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman bu yüzüğü takma şerefine nail oldu. Fakat günün birinde Hz. Osman'ın elinden kuyuya düştü. Kuyunun tüm suyu boşaltıldığı halde yüzük bulunamadı.

Peygamberimizin İslam'a davet mektupları

➡ Gönderilen elçiler, İslam'a yürekten bağlı, emir ve yasakların esaslarını bilen, gittikleri ülkelerin dillerinde hâkim kişilerdi. Ayrıca davetçilerin güzel görünüşlü, sağlam vücutlu, kılık kıyafetine önem gösteren kişiler olması gerekirdi. Çünkü bu kişiler, her yönüyle İslam'ı temsil ederdi. Nitekim Bizans imparatoruna güzelliği ile meşhur olan Dihye bin Kelbi'nin gönderilmesi bunu gösterir.

➡ Peygamber Efendimizin (sav) elçiler vasıtasıyla gönderdiği mektuplardan günümüze çok azı ulaşabildi. Fakat hadis ravileri sayesinde aslına uygun olarak günümüze aktarıldı.

Dihyetü'l-Kelbî Bizans İmparatoru Heraklius'a, Amr bin Ümeyye ed-Demri Habeş Hükümdarı (Necaşi) Ashame'ye, Abdullah bin Huzâfe İran Kisrâsı Hüsrev Perviz'e, Hatıb bin Ebî Beltea'yı Mısır Firavunu Mukavkıs'a, Salit bin Amr'ı, Yemâme Valisi Havza bin Ali'ye, Şuca' bin Vehb'i Gassân Meliki Münzir bin Hâris bin Ebî Şemir'e elçilik vazifesiyle gönderildi.

Dihye bin Kelbi, Bizans İmparatoru Heraklius'a gönderilen elçiydi.

➡ Dihye bin Kelbi, sahabeler arasında güzelliği ile meşhurdu. Cebrail (as) insan suretiyle vahiy getirdiği zaman çoğu zaman onun şemailine bürünürdü.

➡ Dihye bin Kelbi, ticaretle uğraştığı için gittiği yerler hakkında geniş bilgiye sahipti ve Rumca bilirdi.

➡ Peygamber Efendimiz (sav) ashabına "Kim benim şu mektubumu Kayser'e (Bizans imparatoruna) götürürse onda cennet vardır." diye buyurdu. Bunun üzerine ashabı "Ya Resulullah öldürülmese de mi?" dediğinde Hz. Peygamber "Öldürülmese de" buyurdu. Bunun üzerine Dihye bin Kelbi, ileri atılarak elçilik vazifesine talip oldu.

  • 10
  • 20

➡ Dihye bin Kelbi'nin götürdüğü mektup okunurken Heraklius'un alnından terler döküldüğü ve "Süleyman Peygamberden sonra ben, böyle Bismillahirrahmanirrahim diye başlayan bir mektup görmemişimdir!" dediği rivayet edilir. (Ebu Ubeyd, Kitabülemval s. 34)

Mektubun meali:

"Bismillahirrahmanirrahim
Allah'ın kulu ve Resulü Muhammed'den Rumlârın büyüğü Heraklius'e! Hidayete uyanlara, doğru yolu tutanlara selâm olsun!
Bundan sonra, derim ki ben, seni İslam davetiyle Müslümanlığa davet ediyorum! Müslüman ol, selâmeti bul da, Allah, sana ecr ve mükâfatını iki kat versin! Eğer, bu dâvetimi kabul etmezsen, yoksul çiftçilerin bütün tebaan olan halkın günahı, senin boynuna olsun!
"De ki: Ey Kitaplılar! Geliniz, aramızda ve aranızda eşit ve ortak olan bir kelimede birleşelim de, Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na, hiç bir şeyi, eş, ortak tutmayalım. Allah'ı, bırakıp ta, birbirimizi Rab tanımayalım. Buna rağmen onlar, bu davetten yüz çevirirlerse siz şahit olunuz ki bizler, Müslümanlarız!" deyiniz. (Al-i imran, 64)"

(Abdurrezzak, Musannef ç. 5, s. 346)

  • 11
  • 20

➡ Dihye bin Kelbi, elçilik vazifesi için yola çıktığı zaman, Heraklius, Farisiler ile savaş yapmış ve galip gelmişti. Zaferinin ardından Şam bölgesinden Kostantiniyye'ye dönerken Humus'ta Peygamberimizin mektubu kendisine ulaştı.

➡ Dihye bin Kelbi ile Bizans İmparatoru arasında şu konuşma geçti: "Ey Kayser! Ben, senden daha hayırlı bir zat tarafından sana elçi olarak gönderildim. Beni sükûnetle dinle ve sonrada nasihate icabet et. Çünkü beni huşu içinde dinlemezsen ve nasihate kulak vermezsen insafa gelemezsin."

➡ Kayser "Devam et!" dedi. Dıhye "Biliyor musun, Mesih, namaz kılar mı idi?" diye sordu. Kayser "Evet!" dedi. Bunun üzerine sahabe "Öyle ise ben seni, Mesih'in, kendisine namaz kılmış olduğu Allah'a davet ediyorum. Ben seni, Mesîh daha annesinin karnında iken, gökleri ve yeri yaratıp idare etmekte bulunmuş olan Allah'a davet ediyorum. Ben seni, önceden Musa'nın, ondan sonra da, Meryem oğlu İsa'nın, geleceğini müjdeleyip haber verdiği şu 'ümmî Peygamber'e imana davet ediyorum. Eğer sen de, bu hususta eskiden kalma biraz ilim varsa eğer, kendin için, dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmek istiyorsan, onları, gözlerinin önüne getir, dök! Aksi takdirde ahiret mutluluğu elinden gider, dünyada küfür ve şirk içinde kalırsın! Şunu da, iyi bil ki senin Rabbin olan Allah, cebbarları, helak edici ve nimetleri değiştiricidir!" dedi.

Kayser, Peygamberimizin mektubunu öpüp gözlerine sürdü. Sonrasında o an itibariyle cevap vermenin uygun olmadığını, kendisine zaman vermesini istedi. Düşündükten ve araştırma yaptıktan sonra Bizans imparatoru şu cevabı verdi:

"Allah, senin iyiliğini versin! Vallahi, ben; iyi biliyorum ki senin sahibin, Allah tarafından insanlara gönderilmiş bir peygamberdir. Zaten, biz de O'nun gelmesini, bekleyip duruyorduk. Kitaplarımızda da, O'nu, O'nun ismini ve vasfını yazılı bulmuştuk. Fakat ben hayatım hakkında Rumlardan korkuyorum. Eğer, korkmasaydım, kendisi ülkemde bulunsaydı, O'na hemen tâbi olur ve yardım ederdim. Sen, Roma'ya git! Orada, bir zat vardır. O'nun ismi Dağatır'dır. Kendisi, Nasranî âlimlerinin büyüklerindendir. Sahibinin işini, davetini, O'na da haber ver. Vallahi, o, Rumlar katında benden daha ulu kişidir. Onun sözü de, benden daha geçerlidir. Gidip bir de onu gör bakalım ne söyler?" (Hz. Muhammed'in Cihan Peygamberi Oluşu ve Herkesi İslam'a Davet Edişi- M. Asım Köksal)

➡ Peygamber Efendimiz, Rumların ruhani lideri olan Patrik Dağatır'a da mektup yazmıştı.

➡ Bizans patriği Dağatır, Dihye bin Kelbi ile görüştükten sonra Müslüman oldu. Çevresindeki Rum ahaliyi de İslam'a davet etti. Fakat etrafında bulunan kalabalık galeyana gelip Dağatır'ı öldürdüler.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN