Peygamber Efendimizin dilinden tabiat
"Kıyametin kopacağını bilseniz dahi elinizdeki fidanı dikiniz." buyuran Peygamber Efendimiz, çevrenin en iyi şekilde korunmasına büyük ihtimam göstermiş, ashabına da özellikle ağaçları korumayı teşvik etmişti. Gelecek nesillere daha yeşil bir tabiat bırakmak adına Peygamber Efendimiz, gereksiz yere ağaç kesimini yasaklamıştı. Peki, Hz. Peygamber'in ağaçlandırma ile ilgili tavsiyeleri nelerdi?
Giriş Tarihi: 05.11.2019
14:29
Güncelleme Tarihi: 05.11.2020
09:31
"Bir kimse bir ağaç dikse, o ağaç meyve verdikçe sevabı ona yazılır ."
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, V/480)
"Kişi kabirde bile olsa, yedi şeyden meydana gelen sevap devamlı olarak kendisine ulaşır: Öğretilen ilim, halkın yararlanması için akıtılan su, açılan kuyu, dikilmiş ağaç, yapılan mescit, okunmak üzere bağışlanan Kur'an ve ölümünden sonra kendisine dua edecek evlat. "
(Münavi, IV/87)
Esbâb-ı kiramın ileri gelenlerinden Ebu'd-Derdâ, Şam'da ağaç dikmekteydi. Yanına birisi yaklaştı ve hayretle: "Sen, Peygamber Efendimizin yakın arkadaşı olduğun hâlde, ağaç dikmekle mi meşgul oluyorsun?" dedi. Ebu'd-Derdâ Hazretleri şu cevabı verdi: "Dur bakalım, hakkımda böyle acele hüküm verme! Ben Rasûlullah'ı (sav) şöyle buyururlarken işittim: "Bir kimse ağaç diker de o ağacın meyvesinden bir insan veya Allah'ın mahlûkatından herhangi bir varlık yerse bu, o ağacı diken kimse için sadaka olur."
(Ahmed, VI, 444. Bkz. Müslim, Müsâkât, 7)
*Esbâb-ı kiram: Mümin olarak Peygamber Efendimizi gören ve mümin olarak öldüğü bilinen insanlar.
"Her kim, zulme ve tecavüze yer vermeden bir dikimde bulunacak olsa, bu diktiği şeyden Allah'ın herhangi bir mahlûku faydalandığı müddetçe bu, kendisi için kesintisiz devam eden manevi gelir kaynağı olur. "
(İbn Hanbel, III 438)
Peygamber Efendimizin tabiata gösterdiği bu ihtimamı, ashabı büyük ordularıyla hareket ederken bile bitkilere ve ağaçlara zarar vermemek için gayret sarf ediyorlardı. Örneğin Halife Ebûbekir, sefere çıkmaya hazırlanan ordusuna şu emirleri vermişti:
"Hainlik yapmayınız, ganimet malına ihanet etmeyiniz, zulmetmeyiniz, müsle yapmayınız (kulak, burun gibi azaları keserek işkence etmeyiniz); çocukları, yaşlıları ve kadınları öldürmeyiniz! Hurma ağaçlarını kökünden kesmeyiniz ve yakmayınız, meyveli ağaçları kesmeyiniz; koyun, sığır ve develeri yiyeceğiniz hâriç- kesmeyiniz! Manastırlara kapanıp kendilerini ibadete vermiş kimselerle karşılaşacaksınız, onları ibadetleriyle baş başa bırakınız."
(Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, IX, 85; Ali el-Müttakî, Kenz, no: 30268; İbnü'l-Esîr, el-Kâmil, II, 196)