Arama

Peygamber Efendimizin sofra adabı ile ilgili 20 hadisi

İslam, Müslümanların bütün hayatını, Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şerifler ışığında şekillendirir. Müminler arasındaki bağın kuvvetlenmesi ancak İslami adaba uygun yaşamakla sağlanır. Arzulanan beraberlik ise Hz. Peygamberin yaşayışını örnek almakla mümkündür. Peygamber Efendimizin günlük yaşayışıyla ilgili rivayet edilen hadislerden çoğu, yeme-içme ve sofra adabına dairdir. Allah Resulü, her işte olduğu gibi yemeğe de besmele ile başlanmasını ve sağ elle tabağın önünden yenmesini istemiştir. Sizler için Peygamber Efendimizin sofra adabı ile ilgili 20 hadisini derledik.

Câbir'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle demiştir: Şeytan her işinizde, hatta yemek yerken dahi sizin yanınıza gelir. Birinizin lokması yere düşerse onu alıp üzerindekileri temizlesin ve yesin; şeytana bırakmasın. Yemeği bitirince parmaklarını yalasın; çünkü insan, bereketin yemeğin neresinde bulunduğunu bilemez.

(Müslim, Eşribe, 135)

Fikriyat TV'de yer alan günün hadisine ulaşmak için tıklayın

Câbir'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav), parmakları yalamayı ve çanağı sıyırmayı emretmiş ve: "Siz bereketin yemeğinizin neresinde olduğunu bilemezsiniz" buyurmuştur.

(Müslim, Eşribe, 133)

Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından sureleri okumak için tıklayın

İbn Abbâs'tan (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: İçecekleri, develerin içtiği gibi bir nefeste içmeyin; iki veya üç nefeste için; içerken besmele çekin. İçtikten sonra da Allah'a hamd edin.

(Tirmizî, Eşribe, 13)

Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav): "İki kişinin yemeği üç kişiye, üç kişinin yemeği de dört kişiye yeter" buyurmuştur.

(Buhârî, Et'ime, 11; Müslim, Eşribe, 178)

Saîd b. Hâris'ten (ra) rivayet edildiğine göre o, Cabir'e (ra) "Ateşte pişirilen yiyeceklerin yenilmesinden dolayı abdest almak gerekir mi?" diye sordu. O da: "Hayır, gerekmez. Biz Peygamber zamanında, ateşte pişirilmiş yemeği nadiren bulurduk. Onu yediğimiz zaman da, avuçlarımız, bileklerimiz ve ayaklarımız yağ içinde kalırdı. Çünkü ellerimizi silecek mendillerimiz yoktu. Yemekten sonra da abdest tazelemeden namaz kılardık." dedi.*

(Buhârî, Et'ime, 53)

*Bu tür rivayetler okunurken bugünün gelişmiş su sistemleri ve imkanları düşünülerek değil, çöl şartlarında yaşayan on beş asır öncesinin imkanları dikkate alınarak değerlendirilmelidir. İslam, temizliği her şeyin önünde tutmuştur. İlk inen ayetler temizliğe vurgu yaptığı gibi, bilhassa su ile temizlenme teşvik edilmiş, su kullanarak temizlik yapanlar övülmüştür. Yemekten önce ve sonra ellerin yıkanması, sabah yataktan kalkınca ellerin ve yüzün mutlaka yıkanması, namaz için abdest alınması, gusül temizliği, cuma ve bayram gibi özel günlerde ve periyodik aralıklarla yıkanılması İslam'ın temizlenmeye ne kadar önem verdiğini göstermeye yeter. Bu tür hadislerdeki anlatılar istisnaî durumları yansıtmaktadır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN