Teravih namazı nasıl kılınır? Teravih namazının hikmeti nedir? Peygamberimiz teravih namazını nasıl kılardı?
Teravih, Ramazan ayına mahsus olmak üzere yatsı namazından sonra kılınan nafile namazın adıdır. Teravih namazı kılmanın her gün ayrı bir fazileti vardır. Peki, Peygamberimiz teravih namazını nasıl kılardı? Teravih namazının fazileti nedir? Teravih namazı nasıl kılınır?
Giriş Tarihi: 07.05.2019
12:35
Güncelleme Tarihi: 23.04.2020
14:41
İslâm âlimleri, teravih namazının erkek ve kadın her Müslüman için sünnet olduğu konusunda görüş birliğine vardı. Orucun değil ramazan ayının sünneti olduğundan oruç tutamayanlar da bu namazı kılar.
PEYGAMBERİMİZ TERAVİH NAMAZINI NASIL KILARDI?
Teravih namazını başlangıçta cemaate bizzat kıldıran Hz. Peygamber ümmetinin yükünü arttırabileceği düşüncesiyle bu uygulamadan vazgeçmiştir. Onun bu namazı iki veya üç gün mescitte kıldırdığı, cemaatin gittikçe çoğaldığını görünce mescide çıkmadığı ve bunu Allah'ın farz kılabileceği endişesiyle yaptığını söylediği rivayet edilir. Resûlullah'ın kıldırdığı teravih namazlarından birini anlatan Ebû Zer el-Gıfârî onun namazı neredeyse sahura kadar uzattığını söyler.
Hz. Aişe'den gelen rivayetlerden birinde o şu açıklamayı yapar: "Resûlullah bir gece mescitte namaz kıldı. Cemaat de ona uydu. İkinci gece yine aynı şekilde namaz kıldı. Derken cemaat çoğaldı. Üçüncü yahut dördüncü gece cemaat yine toplandı, fakat Resûlullah onların yanına çıkmadı. Sabah olunca (cemaate) 'Yaptığınızı gördüm! Aslında sizin yanınıza çıkmama bir engel yok idiyse de, bu namazın size farz kılınacağından endişe ettim (de bu sebeple çıkmadım)' buyurur." Yine Hz. Aişe'den Hz. Peygamber'in kendisine odası önünde hasır sermesini istediği ve üç gece arka arkaya teravih kıldırdığı, dördüncü gece hasırı toplatarak uygulamayı bıraktığı rivayeti de gelir.
Hz. Peygamber, ramazanın yirmi üçüncü, yirmi beşinci ve yirmi yedinci gecesi olmak üzere teravihi bizzat cemaate kıldırmış, hatta son cemaatine aile fertlerini de çağırmıştır.
Teravihin tek başına kılınmasına Hz. Ebû Bekir döneminde devam edildi. Bu uygulamanın camide meydana getirdiği dağınıklığı, artık farz kılınma ihtimali bulunmadığını ve Resûl-i Ekrem'in konuyla ilgili sözünden çıkan anlamı dikkate alan Hz. Ömer 635 yılında Übey b. Kâ'b'dan cemaate teravih namazı kıldırmasını istedi ve bu uygulama günümüze kadar sürdü.