Arama

Peygamberimizin ibadet hayatı

Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizin bizzat yaptığı ibadetler, İslam ilminin ve hükümlerin bir dayanağını oluşturur. Kulluk şuuru en yüksek seviyede olan Efendimiz (sav), Allah'ı görüyormuşçasına ibadet edilmesi gerektiğini ümmetine tavsiye ederdi. Hz. Peygamber (sav), gündelik yaşamının bir kısmını ibadetlere, bir kısmını kendisinin ve Müslümanların işlerine, bir kısmını ise aile işlerine ayırarak ölçü ve dengeyi sağlardı. Peki, Efendimizin nafile ibadetleri nelerdi? İşte Peygamber Efendimizin (sav) dilinden düşürmediği dualar eşliğinde, Müslümanlara örnek olan ibadet hayatı...

(Ey Rasulüm!) Şüphesiz ki Sen, yüce bir ahlak üzeresin!

Kalem suresi, 4. ayet

Dinin direği namazın İslam'da önemi başın vücuttaki yeri gibidir.

Günde beş vakit belirli şekillerle yerine getirilen namaz, İslam'ın şartlarından biridir. Allah Resulü de namazı, "dinin orta direği" olarak nitelendirdi.

Efendimiz (sav), ashabına öğrettiği namazı herkesten çok eda etti. Öyle ki Hz. Aişe'nin rivayetine göe Hz. geceleri ayakları şişinceye kadar ayakta durup ibadet ettiği olurdu.

Peygamberimizin ibadet hayatı

Okunuşu: "Allâhümme innî es'elükel-hüdâ vet-tükâ vel- 'afâfe vel-ğınâ."

Anlamı: "Allah'ım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği istiyorum."

(Müslim, Dua, 72; İbn Hıbbân, Ed'ıye, No: 900)

Peygamber Efendimiz'in bu duası, özlü ancak anlamı çok kapsamlı bir duadır. Kişinin Allah'a, kendisine ve diğer insanlara karşı görevlerini İslam'ın istediği şekilde yapabilmeyi ifade etmektedir.

Dua etmenin önemini anlatan ayetler

  • 9
  • 28
İslam'ın ilk dönemlerinde nasıl ibadet ediliyordu?
İslam’ın ilk dönemlerinde nasıl ibadet ediliyordu?

"Birinizin kapısının önünden bir nehir geçse ve onda her gün beş defa yıkansa, bu o kimsenin kirinden bir şey bırakır mı, ne dersiniz?" Sahâbîler, "Onun kirinden hiçbir şey bırakmaz." demişler, bunun üzerine Resûlullah, "İşte beş vakit namaz da böyledir! Allah onlarla günahları yok eder." buyurmuştur.

(Buhârî, Mevâkîtü's-Salât, 6)

Risâletin ilk döneminde açıkça namaz kılınamıyordu; Hz. Peygamber (sav), Hz. Ali'yi de yanına alarak Mekke dışında dağ aralarında namaz kılıp dönüyordu. Diğer Müslümanlar da öyle yapıyorlardı. Bir defasında Sa'd b. Ebû Vakkas dağ arasında müşriklerin takibine, alay ve tazyikine maruz kalınca eline geçirdiği bir deve çene kemiği ile birinin başını yarmış ve "Allah yolunda ilk kan akıtan kişi" diye anılmıştı.

Hicr Suresi'nin 94. ayeti "Ey Muhammed! Artık, sana buyurulanı açıkça ortaya koy, müşriklerden yüz çevir" nazil olduktan sonra açık davet başladı, böylece Kâbe ve civarındaki yerlerde namaz da kılınır oldu. Ancak bu durum kıyasıya bir mücadeleyi gerektiriyordu. Örneğin, bir defasında Hz. Ebû Bekir'in de ısrarıyla Müslümanların Kâbe önünde topluca namaz kılma gayreti müşriklerin hücumuyla önlenmek istendi. Bu olayda Hz. Ebu Bekir dahil bazı Müslümanlar ölümden döndüler.

Risaletin altıncı yılında önce Hz. Hamza, daha sonra Hz. Ömer'in Müslüman olmasıyla Kâbe'de iki saf olarak ilk defa açıkça ve topluca namaz kılındı.

  • 10
  • 28

Okunuşu: "Allâhümme e'ınnî 'alâ zikrike ve şükrike ve husni 'ıbâdetike."

Anlamı: "Allah'ım! Seni zikretmek, nimetlerine şükretmek ve sana en güzel biçimde ibadet etmek konusunda bana yardım eyle." diye dua etmelerini söylemiştir.

(İbn Huzeyme, Dua, No:751; Hâkim, No: 1838, I, 499; İbn Ebî Şeybe, Dua, 42, No: 29391)

Peygamberimiz (sav), müminlerin yüce Allah'tan üç şeyi talep etmelerini istemektedir: Allah'ı zikir, nimetlere şükür ve ibadetleri en güzel biçimde yapabilme. Bu üç şeyi yapabilen Müslüman, Allah'a karşı kulluk görevini yapmış olur. İşte Peygamberimiz (sav), Müslümanlardan bu konuda Allah'tan yardım istenmesini ve bu duanın sürekli yapılmasını tavsiye etmektedir.

  • 11
  • 28
Peygamberimizin gece namazları
Peygamberimizin gece namazları

"Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerinizin malik olduklarına güzellikle davranın. Çünkü Allah, her büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez."

(Nisa Suresi, 36. ayet)

Risaletin on birinci yılında Miraç gecesinde beş vakit namaz farz kılındı. Miracı takip eden günlerde Cebrail gelip Hz. Peygamber'le birlikte beş vakit namazı bir gün ilk vakitlerinde, ikinci gün ise son vakitlerinde kılmış ve namaz vakitlerinin başlangıç ve sonunu açıklamıştı. (Müslim, "Mesâcid", 176, 179).

"Ey örtünüp bürünen (resulüm)! Birazı hariç geceleri kalk namaz kıl..." (el-Müzzemmil 73/1-4) ayetleri ile gece namazı farz kılındı. Bir süre sonra indirilen ayetle sorumluluk hafifletilerek gece namazı ümmet-i Muhammed için nafileye dönüştürüldü.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN