Rabbimiz ile İlişkimizin İnsani İlişkilerimize Yansıyışı
Kişinin Rabbi ile ilişkisi onun bütün ilişkilerine tesir eder ve her şey o perspektiften şekillenir. Kulun Müslümanlığının kalitesi Rabbine nasıl baktığı, Rabbinden gelene nasıl baktığı bu noktada görülür. Kıymetli yazarımız Fatma Bayram'ın Kur'an-ı Kerim ve İnsan İlişkileri dersinin 5. bölümünden önemli notları sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 13.09.2022
11:48
Güncelleme Tarihi: 13.09.2022
15:52
En'am suresi 17. ayette buyrulduğu üzere; "Eğer Allah seni bir zarara uğratırsa, onu kendisinden başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır verirse, (bunu da geri alacak yoktur). Şüphesiz O herşeye kadirdir."
🔶 Şimdi bu ayet, insanlar arası ilişkilerimizde ilkelerimize göre hareket edebilmemiz için ne kadar önemli. Yani insanlardan gelecek menfaate ya da zarara odaklanma, kâr amaçlı ve korku odaklı yaşama, diyor bize ayet-i kerime. Sen, ilkeli ve amaçlı yaşa. Çünkü sana kârı da zararı da verecek olan Allah'tır (CC) ve onun vereceğine kimse engel olamaz.
En'am suresi 17. ayet tefsiri:
Hayır ve şerrin Allah'tan olduğu şeklindeki Ehl-i sünnet itikadını destekleyen bu âyetlere göre hastalık, yoksulluk gibi insanlara elem veren ve istenmeyen durumlar da sağlık ve zenginlik gibi arzu edilen durumlar da Allah'ın kudret elinde olup Allah bir kimseye bunlardan birini veya ötekini takdir ederse bunu önleyecek, takdire karşı koyabilecek hiçbir güç yoktur.
En'am suresini okumak ve dinlemek için tıklayınız...
🔶 Nahl suresi 23. ayette belirtildiği üzere "Hiç kuşkusuz ki Allah (CC) sizin gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da bilmektedir." Bütün iç dünyanızı ve neyi, niçin yaptığınızı bilir. Bu da Kur'an-ı Kerim'de çok yerde geçen bir ifadedir. Düşünün ki benim bütün ilişkilerimde içimden geçen niyetleri, insanlar hakkında ne düşündüğümü hangi amaçla onlara iyi ya da kötü davrandığımı hepsini biliyor, Allah-u Teala.
Nahl suresi 23. ayet tesfiri:
"Masallar" diye çevirdiğimiz esâtîr kelimesinin tekili olan ustûre, "eskilerin, kafalarına göre yazdıkları, düzüp koştukları şeyler" demektir. Anlatıldığına göre putperest Araplar'dan bazıları Peygamber'in huzuruna gidenlerin önlerine geçer, "Senin ondan duyacakların eskilerin masalları!" diyerek (Taberî, XIV, 94-95; Râzî, XX, 18) onları geri çevirmeye çalışırlardı.
Nahl suresini okumak ve dinlemek için tıklayınız...
Fatır Suresi 10. ayette "Kim izzet isterse bilmeli ki izzet tamamıyla Allah'a (CC) aittir. Güzel sözler O'na yükselir; rızâsına uygun iş ve davranışları da O yüceltir. Sinsi sinsi kötülük tasarlayanlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzakları altüst olur." buyrulur.
🔶 Dolayısıyla o saygınlığı, şerefi nerede arayacağız. Allah (CC) benim dostumdur, yaratıcımdır, hidayet rehberim onun sözleridir ve ben onun huzuruna varıp orada yargılanacağım perspektifinden bütün insanlarla ilişkilerimize baktığımız zaman şüphesiz ki ilkesel davranmak çok daha kolay olacaktır.
Fatır Suresi 10. ayet tesfiri:
İzzet kelimesi "onur, saygınlık ve güçlü olma" anlamlarına gelir. "Kim izzet isterse bilmeli ki izzet tamamıyla Allah'a aittir" şeklinde çevirdiğimiz cümleye, bazı müfessirler, "Kim o sözde tanrılara ve putlara taparak bir izzet elde etmek istiyorsa bilsin ki izzet tümüyle Allah'a aittir", bazıları "Kim izzet istiyorsa Allah'a itaat etsin, izzet bulsun", bazıları da "Gerçek anlamda izzetin kime ait olduğunu öğrenmek isteyenler bilsinler ki, her yönden izzet Allah'a mahsustur" mânasını vermişlerdir (Taberî, XXII, 119-120).
Fatır suresini okumak ve dinlemek için tıklayınız...