Arama

Ramazan-ı Şerif'in son on gününü nasıl geçirelim?

Rahmet mevsimi Ramazan-ı Şerif'in son on gününü idrak ediyoruz. Her sene olduğu gibi Ramazan ayı tüm bereketi, rahmeti ve güzelliğini son günlerde daha cömertçe dağıtıyor. Bu on günün içindeki Kadir Gecesi ise "bin aydan daha hayırlı" olmasıyla meşhur. Peki Ramazan ayının son on gününü nasıl idrak etmeliyiz? Bu günlerde yapmamız gereken nafile ibadetler neler? Sizler için Ramazan ayının son on gününün önemini araştırdık.

  • 3
  • 10
İtikaf nedir?
İtikaf nedir?

◾ İtikâf kelimesinin sözlükte, "bir şeye devam etmek, müdavim olmak, insanın kendisini bir yerde alıkoyması ve bir yere kapanıp ibadetle meşgul olmak" anlamına gelir.

◾ Dini bir terim olarak itikâf, akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına gelmiş bir Müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet ederek Allah'a yakınlık elde etme niyetiyle burada bir süre durması demektir.

◾ İtikâf, Hz. İbrahim'in döneminden beri bilinen bir ibadetti ve inananlar itikâfa girmek için Kâbe'ye giderdi. Cenab-ı Hakk, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor:

"…İbrahim ile İsmail'e şöyle emretmiştik: "Gerek ibadet kastıyla Kâbe'yi tavaf edenler için, gerek itikâfa çekilenler için, gerekse rükû' ve secde edenler için evimi tertemiz tutun!"

Bakara Suresi 125. Ayet

Bakara Suresi 125. Ayet Tefsiri

◼ Âyette Kâbe'nin, dünyanın muhtelif yerlerinden insanların bıkmadan, tekrar tekrar gelip ziyaret edecekleri, ibadet sevabı kazanacakları bir hac mahalli olarak yapıldığı, bu sebeple oranın güvenli bir yer kılındığı, başlangıçtan itibaren yüce Allah'ın muradının bu olduğu bildirilmekte, bunun Araplar için şükredilmesi gereken bir nimet ve bir onur vesilesi olduğuna işaret edilmektedir. Nitekim Kâbe Hz. İbrâhim'den itibaren bilinen bütün tarihi boyunca bir hac ve ziyaret mahalli olarak işlev görmüş, bu durum başta Mekkeliler olmak üzere Araplar için maddî ve mânevî faydalar sağlamış; bu yüzden orada bulunan insanların, hatta bütün canlıların güvenliğine de özel bir önem verilmiş; bu iki hususa, yani Kâbe'nin hem bir hac mahalli olarak ziyaret edilmesine hem de güvenliğinin korunmasına putperest Araplarca bile önemle riayet edilmiştir.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

◾ Öte yandan, bir nevi itikâf yaparak Rabbiyle baş başa kalan Hz. Musa'nın Tûr Dağı'na çıkmadan önce aralarında geçen "ahidleşme" hadisesini ise A'raf suresinin 142. ayetinde şöyle anlatılır:

"Musa ile otuz gece için sözleştik ve onu bir on gece ile tamamladık. Böylece Rabbinin tayin ettiği vakit kırk gece olarak tamamlandı."

A'raf Suresi 142. Ayet Tefsiri

◼ İsrâil halkı, Mısır esaretinden kurtulup Sînâ çölüne geçtikten sonra bu çölde kırk yıl boyunca evsiz barksız dolaştılar. Bu yüzden Sînâ çölü "şaşkın vaziyette dolaşmak" anlamına gelen Tîh adıyla da anılır. Tûrisînâ, bu çölün ve yarımadanın güneyinde bulunmaktadır. Yüce Allah, esaretten kurtulan kavme şeriatını bildirmek üzere Mûsâ'ya Tûrisînâ'ya gelmesini emretti. Mûsâ, yerine kardeşi Hârûn'u bırakarak ondan sulh ve sükûnu korumasını, bozgunculuk çıkarabileceklere karşı dikkatli olmasını istedi. Bu tedbirleri aldıktan sonra Allah'ın emrine uyarak Tûr'a gitti.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

Resulullah (SAV), Ramazan ayının son günlerini Mescid-i Nebevi'de ibadet ile geçirir, dünya işleri ile ilgilenmezdi. Eşlerinin yaşadığı hücre-i saadetler, mescide çok yakın olmasına rağmen evlerine gitmez, gece ve gündüzünü istiğfar ile geçirirdi.

İtikaf ile ilgili hadisler

Enes b. Mâlik ile Übey b. Ka'b'in verdikleri bilgiye göre, Peygamberimiz (SAV) sadece bir yıl seferde olduğu için itikâf ibadetini yerine getiremedi. Fakat ertesi sene yirmi günlük itikâfa girdi. Bu itikâf günleri ise hayatındaki son itikâfı oldu.

◾ Hz. Peygamber'in (SAV) bu tatbikatından hareketle âlimler, oruçlu kimsenin özellikle Ramazan'ın son on gününde itikâfa girmesini müstehap kabul eder.

Ebu Said (RA) anlatıyor:

"Biz Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte Ramazan'ın orta on gününde itikafa girdik, yirminci günün sabahı olunca eşyalarımızı (evlerimize) taşıdık. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) (bir hutbe irad etti ve) sonra şunu söyledi: "İtikâfa girmiş olanlar, itikâf mahallerine dönsünler. Zira bu gece bana Kadir gecesinin hangi gece olduğu gösterilmişti, sonra unutturuldu. Siz, son onda ve tek gecelerde arayın. Ayrıca bu gece kendimi su ve çamur içinde secde eder gördüm."

Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) itikâf mahalline dönünce, o günün sonuna doğru hava bozdu. Mescid o sıralarda (üzeri dallarla örtülmüş) çardak şeklindeydi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in burnu ve burun yumuşağı üzerinde su ve çamur bulaşığını gördüm. Bu gece 21. gece idi."

(Buhari, Fadlu Leylet'l-Kadr 2,3 - İtikaf 1, 9, 13 - Müslim, Sıyam 213, (1167)

Kadim Bir Kulluk Geleneği Olarak İtikaf

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN