Raşit Küçük'ün bilinmeyenleri
İlmi, akademik ve sosyal çalışmalarının yanında yetiştirdiği öğrenciler ile tanınan rahmetli Raşit Küçük, toplumun her kesimine temas eden öncü bir alimdi. 22 Kasım 2022 tarihinde vefat eden Küçük, bir dönem Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu başkanlığı yaptı. Vefatına dek İSAM başkanlığı görevini üstlenen usta isim, ümmet coğrafyası ile ülkemizin arasındaki görünmez sınırları kaldırmaya çabaladı.
Giriş Tarihi: 29.11.2022
17:16
Güncelleme Tarihi: 22.11.2024
08:36
Dertli derviş
🔹 Raşit Küçük, eskilerin "derddaş " diye tarif ettikleri bir mizaca sahipti. Talebeleri başta olmak üzere İslam ümmeti ve Müslümanların dertlerini sahiplenir, çözüm yolları arardı. Hoca'nın bu hassasiyetini Fahrettin Ergün ,
"Hocamız milletin, insanımızın dert babasıydı. Kapısı çalınan hatta 'Müsait misin?' diye sorulmadan sürekli kapısına gelinen, sıkıntıları aktarılan ve o sıkıntılara çözüm arayan, çözüm bulan, bu her ne ise; kız istemeden tutun, nişan, nikah, düğün merasimlerine varıncaya kadar, hastalara okunmasından tutun kavga edenlerin problemlerini, aile içi problemleri, eşler arasındaki küslükleri, kırgınlıkları gidermeye varıncaya dek birçok probleme çözüm bulmuştur. Onları kendine dert edinmiş ve milletten, toplumdan, halktan uzak yaşamayan onlarla iç içe yaşayan gönlünü, kapısını, evini, makamını sürekli onlara bir kişiliğe sahip olarak tanınmış ve böyle yaşamıştır. Yani hastalık döneminde bile kendi derdiyle boğuşurken bile komşularının, insanlarımızın, milletimizin, ümmetimizin derdini dert edindiğini hala o konuları konuştuğunu bilirdik." cümleleriyle anlattı.
Son anına kadar ilim peşinde bir mücahit
🔹 İlim insanın belli bir yaşam dönemini kapsayan değil her anına şamil olan bir haslettir. Nitekim Raşit Hoca son anına dek ilmi, kurumsal ve sosyal yükümlülüklerini devam ettirmiştir. Fahrettin Ergün bu hakikati,
"Son günlerine kadar son saatlerine kadar İSAM'ı işiyle iliği yapılması gereken işleri konuşmaya devam ettiğine şahidiz. Hocamız böyle özel bir kişiliğe sahipti. Bulunduğu yerlere yön veren rehberlik eden ışık tutan bir özelliği vardı. Hocamız çalıştığı yerlerden işi temin eden bir şey bekleyen ordan bir şey alan değil sürekli oralara bir şeyler veren yön veren rehberlik eden kılavuzluk eden bir özelliğe sahipti. Hocamız hep veren taraf oldu hiç alan olmadı kendisinde ne varsa onları aktarmayı severdi. Maaşla yaşayan maaşla geçinen bir insan olmasına rağmen biz biliyoruz ki maaşının birçoğunu ihtiyacı olan insanlara verirdi." cümleleri ile getirdi.
Hayır diyemeyen bir zat
🔹 Dert ile hemhal olmak kadar ümmetin dertleriyle dertlenmek de büyük bir ahlaki fazilet tir. Raşit Küçük hayatı boyunca fikri alınan, görüşleri ölçüsünde hareket edilen bir mevkide oldu. Hoca'nın yakın mesai arkadaşı Ergün bu hususu,
"Kendisinden bir şey istendiği zaman hayır demeyi bilmeyen bir özelliğe sahipti. Rahatsızlığına rağmen en acılı dönemlerinde bile insanların problemlerini konuşan, yazan, çizen, telefonla insanların problemlerini çözmeye gayret eden bir özelliğe sahipti. Bizim gördüğümüz zaman bile dayanamadığımız, tahammül edemediğimiz birçok şeye hocamız sabır gösterdi. Sabır ve metanetle; 'ihtiyaçları olmasa, sıkıntıda olmasalar bana gelmezlerdi' diyerek bizi teskin etmeye çalışırdı. Hocamız bu sosyal hayat içerisinde ülkenin siyasi yönüyle de ilgilenmiş, üniversite yıllarında talebe teşkilatı başkanlığını yaptığından bahsetmiştim. Orasıyla başlayan ve Erbakan Hoca ile perçinlenen tanışıklığı, siyasetten nasiplenmemiş siyasi hiçbir görev almadığı halde sürekli kendisini siyasetin içinde bulup siyasete yön veren bir kişi konumunda olmuştur. Sürekli fikri alınan, düşüncesi sorulan, danışılan ve ondan edinilen bilgiler doğrultusunda siyasi çalışmalara yön verilen bir mevkide olmuştur." cümleleri ile dile getirdi.
Fikir danışılan bir liman
🔹 Bir akil kimse olarak Raşit Küçük, hep kendisine çokça danışılan bir konumda olmuştur. Zaman içerisinde muhtelif kurumları desteklemiş ve fikirleriyle kuşatmıştır . Hoca'nın bu yönünü Ergün,
"Hocamız siyaset içerisinde olan birisi olarak tanınır. 2001 yılında Ak Parti'nin kuruluşunda bulunmuş ve kurucular arasında olmuş ama hiçbir zaman hiçbir göreve talip olmamış, kendisine söylendiği zaman dahi kabul etmemiştir. Raşit Küçük siyasetten alan değil de siyasete de veren bir kişi konumundadır. Onun için hocamız, hakkında zor konuşulan belki de çok konuşulması gereken bir kişi. Çünkü "numuneyi imtisa", Türkiye'de herhalde örneği yok desek abartmış olmayız diye düşünüyorum. Bu özellikleriyle, bu şekliyle ikinci bir Raşit Küçük Hoca'yı Türkiye'de bulmak zordur, diye düşünüyorum. Çünkü herkes almayı sever, almaya meyillidir. Vermeyi sevmez, vermekten hoşlanmaz. İnsan fıtratıdır bu. Ama hocam hep bunun tersini yaşayarak bize örnek olmuştur." cümleleri ile anlattı.
Deniz feneri
🔹 Çalışmaları ve yürüttüğü sosyal faaliyetler ile öne çıkan Raşit Küçük, etrafındaki insanlara ve kendisine danışanlara karşı oldukça cömert ve yardımsever di. Hoca'nın bu yönüne değinen Fahrettin Ergün ,
"Hocamız bir deniz feneriydi. İnsanlara ışık olan yol gösteren, rehberlik eden yanlışa düşmekten insanları kurtaran bir özelliğe sahipti. Deniz feneri olması hasebiyle de insanların kimliğine hiç bakmazdı. Biliyorsunuz deniz feneri, karşıdan gelen geminin dost, düşman, Müslüman, gayrimüslim olmasına bakmaz. Gelen her kim olursa olsun ona yön verir. Hocamızın deniz fenerliği de aynı bu şekildeydi. Kendisine kim gelirse gelsin herkesin ihtiyacını giderir. İnanan, inanmayan fark etmeksizin, kim olduğuna bakmadan herkese yardımcı olmaya çalışan bir özelliğe sahipti." sözleri ile meseleyi aydınlattı.