Arama

Ruhun şifası: Sabır

Sabır başa gelen imtihan ve musibetlere karşı metanetli ve dirençli olmaktır. Lakin bu sadece dünya hayatındaki olumsuzluklara dayanmak değil, aklın ve dinin gösterdiği yolda sebat etmeyi de kapsar. Ruhun şifası olan sabır bir ibadettir. Aynı zamanda yakın anlamlı olsalar da tahammül etmek ve sabretmek aynı manaya gelmez.

"Cezalandırmak isterseniz size yapıldığı kadarıyla cezalandırın, fakat sabır gösterirseniz bilin ki sabırlı davrananlar için bu muhakkak daha hayırlıdır."

Nahl Suresi 126. Ayet

Nahl Suresi 126. Ayeti okumak ve mealini dinlemek için tıklayın

Nahl Suresi 126. Ayet Tefsiri

➡ Adalet İslam'ın aslî ilkesidir ve insan bu ilkeyi ancak kendisi aleyhine yani özveri yönünde aşabilir (ayet 90); buna mukabil, karşı taraf putperest, inkârcı veya başka bir dinden bile olsa ona, onun kendisine verdiği zarardan fazla bir zarar veremez; gördüğü zarara kurallar çerçevesinde dengiyle cevap vermek adalet ilkesinden doğan bir haktır. Ancak yine de Allah, resulüne ve onun şahsında müslümanlara, eğer sabır gösterirlerse, yani kötülüğe dengiyle dahi karşılık verme arzularını dizginleyip mukabelede bulunmazlar ve bu haklarını kullanmazlarsa bunun sabır erdemini kazanmış kişiler için daha hayırlı olacağını bildirmektedir. İslâm ahlâk literatüründe bu davranışın adı hilimdir.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

"Sen onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de rabbini övgüyle tesbih et; yine gecenin bazı vakitlerinde ve gündüzün iki ucunda da tesbih et ki hoşnutluğa erişesin."

Tâhâ Suresi 130. Ayet

Tâhâ Suresi 130. Ayeti okumak ve mealini dinlemek için tıklayın

Tâhâ Suresi 130. Ayet Tefsiri

➡ Hz. Peygamber'in (SAV) ve ona inananların büyük sıkıntılar çektiği bir dönemde inmiş olan bu sûre, –ilk âyetlerinde olduğu gibi– Resûlullah'ın (SAV) ve müminlerin moral gücünü artıran açıklamalarla sona ermektedir. Birçok âyette inkârcı kavimlerin başlarına gelen felâketlerden söz edilip bunlardan ibret alınması istenirken, Kur'an'ın ilk muhatapları arasında da artık bir ilâhî ceza gelmesi konusunun zihinleri kurcalaması tabii idi. Zira o sıralarda müşrikler müminlere karşı baskı ve işkencelerini gitgide arttırıyor ve gerçek peygamber olmadığına insanları inandırmak üzere Resûlullah hakkında küstahça nitelemelerde bulunuyorlardı.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

"Onlar öyle kimselerdir ki, Allah anıldığında kalpleri titrer, başlarına gelen musibetlere sabrederler, namazlarını özenle kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcarlar."

Hac Suresi 35. Ayet

Hac Suresi 35. Ayeti okumak ve mealini dinlemek için tıklayın

Hac Suresi 35. Ayet Tefsiri

➡ Ayetin Mekke'de indiğini kabul edenler, müşriklerin o dönemde müslümanların Kabe'de ibadet etmelerini engellemelerini, Medine döneminde indiği kanaatini taşıyanlar ise Hudeybiye Antlaşması'nın yapıldığı yılda Resûlullah (SAV) ve ashabının Kabe'yi ziyaret etmesine karşı çıkmalarını esas alan açıklamalar yaparlar. 26. âyette Kâbe'nin Hz. İbrâhim (AS) zamanından beri insanlık için toplu bir ibadet mahalli olduğu hatırlatılmaktadır. Ayetin "İbrâhim'i Beytullah'ın bulunduğu yere yerleştirdiğimizde" şeklinde çevirdiğimiz kısmına "İbrâhim'e Beytullah'ın yerini gösterdiğimizde", "İbrâhim için Beytullah'ın yerini hazırladığımızda" mânaları da verilmiştir (Şevkânî, III, 504).

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

Ebu Hüreyre'den (RA) rivayet edildiğine göre Resulullah (SAV) şöyle demiştir:

Allah Teâlâ (CC) şöyle buyuruyor: "Mümin bir kulumun dünyada sevdiği dostunu aldığım zaman, o kimse (sabrederse ve) Allah'tan ecir beklerse onun karşılığı cennettir."

(Buhari, Rikak 6)

Ebu Said el Hudri'den (RA) rivayetle Resul-i Ekrem (SAV) şöyle buyurdu:

"Kim sabrederse, allah ona dayanma gücü verir. kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ikram verilmemiştir."

(Müslim, Zekat 124)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN