Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • İslam
  • Sabah namazı imsak vaktinin girmesiyle kılınabilir mi? Şifa niyetiyle Kur'an okumak caiz midir?

Sabah namazı imsak vaktinin girmesiyle kılınabilir mi? Şifa niyetiyle Kur'an okumak caiz midir?

İbadet; kulun Allah'a karşı kulluk vazifesini, O'nun emrettiği tarzda yerine getirmesidir. Öyle ki yüce Allah, "Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet (kulluk) ediniz. Umulur ki, böylece takvaya ermiş olursunuz." buyurur. Bu minvalde Müslümanlar, Kur'an ve sünnet ışığında hareket eder. Peki, sabah namazı imsak vaktinin girmesiyle kılınabilir mi? Zekat kimlere verilir? Şifa niyetiyle Kur'an okumak caiz midir? Abdest alırken belli duaları okumak şart mıdır? İşte ibadet hakkında merak edilen sorular ve cevapları...

İkindi namazının son vakti güneşin batışından hemen öncedir. Ancak mazeret yoksa bu ana kadar geciktirmemek gerekir. Hz. Peygamber (sav) ikindi namazını güneş sararıncaya kadar geciktirip sonra da baştan savma bir şekilde aceleyle kılmayı, münafıkların namazı olarak nitelemiştir (Bkz. Ebû Dâvûd, Salât, 5). Fakat daha önce kılınamamışsa, güneş batmak üzere de olsa kılınır (Kâsânî, Bedâî', I, 124; Merğînânî, el-Hidâye, I, 256, 261-262; Zeylaî, Tebyîn, I, 80; İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 15-16). Nitekim Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Güneş batmadan önce ikindi namazından bir rekâta yetişen, namazın tamamına yetişmiş sayılır." (Buhârî, Mevâkit, 28)

Şâfiî mezhebine göre ikindi namazının vakti, kendi içinde "fâziletli", "ihtiyârî", "kerâhetsiz cevâz", "kerâhetli cevâz" ve "özür" olmak üzere beşe ayrılır. Her şeyin gölgesinin bir buçuk katına çıktığı zamana kadar fazilet, iki misline çıktığı zamana kadar ihtiyarî vakittir. Bir özür yok iken bu ihtiyarî vakti geçirmek caiz değildir. Mekruh vakit ise, bundan sonra güneşin batmasına kadar olan vakittir. Güneşin batışından önce bir rekât da olsa kılabilen kimse ikindi namazını kılmış olur (İbn Kudame, el-Muğnî, II, 15-16;Nevevî, el-Mecmû', III, 27).

  • 5
  • 12
Namaz henüz tamamlanmadan önce vakit çıkarsa bu namaz bozulur mu?
Namaz henüz tamamlanmadan önce vakit çıkarsa bu namaz bozulur mu?

Sabah ve cuma namazı dışında namaz kılarken vaktin çıkmasının o namazı bozmayacağı konusunda âlimler görüş birliği içindedir. Sabah namazında ise güneş doğarken namaz kılmayı nehy eden hadislere dayanan İmam Ebû Hanîfe, güneşin doğmasının kılınmakta olan namazı bozacağını söylemiştir. Bunun yanında İmam Ebû Yûsuf ve Muhammed son oturuşta teşehhüt miktarı oturulmuşsa namazın bozulmayacağını ifade etmişlerdir (Kâsânî, Bedâî', I, 124; İbnü'l-Hümâm, Feth, I, 397).

Namazın önemi hakkında 40 hadis

Diğer mezhepler ise Hz. Peygamberin (sav) sabah namazının bir rekâtı kılındıktan sonra güneş doğar veya ikindi namazının bir rekâtı kılındıktan sonra güneş batarsa o namazın tamamlanacağını ve geçerli olacağını bildiren hadisine (Buhârî, Mevâkit, 27) dayanarak namaz kılarken vaktin çıkmasının o namazı bozmayacağını belirtmişlerdir (İbn Rüşd, Bidâye, I, 95; İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 16-17).

Buna göre sabah namazında ihtilaf bulunmakla birlikte bir vaktin namazı kılınırken diğer vaktin girmesi ile kılınmakta olan namaz bozulmaz.

  • 7
  • 12
Zekat kimlere verilir?
Zekat kimlere verilir?

Zekatın verileceği kimseler Kur'an-ı Kerim'de belirtilmiştir. Bunlar; fakirler, miskinler, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar, müellefe-i kulûb adı verilen kalpleri İslam'a ısındırılmak istenen kimseler, esaretten kurtulacaklar, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış olanlardır (Tevbe, 9/60).

Fakir ve miskin, temel ihtiyaçları dışında herhangi bir maldan nisab miktarına sahip olmayan kimsedir. Ancak temel ihtiyaçları dışında, ister artıcı (nâmî) vasıfta olsun ister olmasın, herhangi bir maldan nisap miktarına sahip olan kimse fakir veya miskin kapsamında olmadığından ona zekât verilmez (İbnü'l-Hümâm, Feth, II, 266).

Borçlu, kul hakkı olarak borcu olan ve borcunu ödeyeceği maldan başka nisab miktarı malı bulunmayan kimsedir (İbnü'l-Hümâm, Feth, II, 268).

Yolda kalmış kimse, sürekli yaşadığı yerde malı bulunsa bile, çıktığı yolculukta parasız kalıp parasına ulaşma imkânı bulamayan, başka bir deyişle, parasızlıktan yolda kalmış ve memleketine dönemeyen kimsedir. Bu kimseye, malının bulunduğu yere dönmesine ve dönünceye kadarki ihtiyaçlarını gidermesine yetecek kadar zekât verilebilir (Kâsânî, Bedâî', II, 43-46). Günümüzde yolcu olan kişi istediği zaman memleketindeki parayı banka kartı veya başka bir yöntemle alma imkânına sahipse ona zekât verilmez.

"Allah yolunda" anlamına gelen "fî sebîlillah" ifadesi ise, kendisini Allah yoluna ve İslam'a adamış hac yolcuları, askerler ve ilim için yola çıkan gerçek kişiler olarak yorumlanmıştır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN