Şehitlikle ilgili ayet ve hadisler
Şehit, şahit olan ve hazır bulunan demektir. Ölüp yok olan, kaybolup giden değil, ölümsüzleşendir. Şehit, Allah için ölümsüzleşmenin diğer adıdır. Bunun içindir ki şehit, diridir. Ölmez ve ona ölü de denmez. İşte Allah katındaki en yüksek mertebelerden biri olan şehitlikle ilgili ayet ve hadisler...
Giriş Tarihi: 28.02.2020
14:27
Güncelleme Tarihi: 15.02.2021
14:40
KUR'AN'DA ŞEHİT VE ŞEHİTLİK
Kur'ân-ı Kerîm'de Allah öldürülenlerin ölü değil diri oldukları anlatılır. Hz. Peygamber Allah yanında öldürülenler yanında şehitlik kabul edilen birtakım ölümlere daha yer verir. Şehitlik Allah katında çok yüksek bir mertebedir. Bu mertebeye nail olanlar, gıpta edilecek birçok nimete erecektir. Ayrıca dünya hayatında onlara uygulanacak bazı fıkhî hükümler de vardır. Diğer taraftan kimin gerçek mânâda şehit olduğu, onun niyetine bağlıdır ve bu niyet ancak Allah tarafından bilinebilir.
Bu bakımdan dünyada şehit muamelesi görenlerin bir kısmı Allah tarafından şehit olarak kabul edilmeyebilir. Yine dünyada şehit muamelesi görmeyen bazı insanlar da Allah tarafından şehit kabul edilebilir. Kur'ân-ı Kerîm'de biri ikil, yirmisi çoğul olmak üzere elli altı defa geçen şehid kelimesi, çoğu yerde "tanık" anlamında, bazı âyetlerde esmâ-i hüsnâdan biri olarak bazılarında ise "Allah'ın iradesine uygun biçimde yaşayan kâmil insan, örnek kişi, önder" mânasında, kullanılmıştır.
Birçok âyette şehitliğin önemine ve Allah katındaki değerine dikkat çekilmiştir. Meselâ, "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Zira onlar diridir, fakat siz farkında değilsiniz" (el-Bakara 2/154); "Sakın Allah yolunda öldürülenlerin ölü olduklarını sanma! Onlar diridir ve rableri katında rızıklara mazhar olmaktadır" (Âl-i İmrân 3/169); "Allah yolunda öldürülenlere gelince Allah onların amellerini zayi etmez (…) Allah onları kendilerine tanıtmış olduğu cennete koyacaktır" (Muhammed 47/4-6) meâlindeki âyetlerde bu husus vurgulandığı gibi bazı âyetlerde şehidlerin Allah katındaki derecesinin peygamberler ve sıddîklardan sonra geldiği ifade edilmiştir.
Fahreddin er-Râzî suda boğulan, hastalık vb. sebeplerden ölen kimseleri şehid diye niteleyen hadislere dikkat çekerek bu âyetteki şühedâ kelimesini Allah'ın dinine yardım amacıyla savaşta canını feda edenlerle sınırlı olarak yorumlamanın doğru olmayacağını, Allah'ın adını yüceltmek için çaba gösterip toplumda adaleti ayakta tutan ilim sahibi kimselerin de (Âl-i İmrân 3/18) bu kapsamda düşünülmesi gerektiğini söylemiştir.
Yine onlar, Cenâb-ı Hakk'ın kendilerine olan büyük lütfu ve ihsânıyla sevindikleri gibi, ayrıca Allah'ın, mü'minlerin mükâfatını zâyi etmeyeceği yolundaki va'dinden dolayı da büyük bir sevinç duyarlar."
(Al-i İmran 3/169-171)
"Allah yolunda öldürülenlere sakın "ölüler" demeyin. Çünkü onlar diridir, fakat siz farkında değilsiniz."
(Bakara 2/154)
Câbir radıyallahu anh şöyle dedi: Bir adam: –Yâ Resûlallah! Eğer Allah yolunda öldürülürsem ben nerede olacağım, dedi. Resûl-i Ekrem: –"Cennette" diye cevap verdi. Bunun üzerine adam elinde bulunan hurmaları attı, sonra düşmanla savaştı ve neticede şehit düştü.
(Müslim, İmâre 143 . Ayrıca bk. Buhârî, Meğâzî 17; Nesâî, Cihâd 31)