Tarihte nam salmış Bürde Kasidesi
Peygamber Efendimiz (sav) daha hayatta iken, ona sevgisini göstermek amacıyla birçok şiir yazıldı. Gelenek haline gelen bu şiir türleri kaside olarak adlandırıldı. Bu kasidelerden biri de Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda okundu: Kaside-i Bürde. Peki, Peygamber Efendimizi (sav) duygulandıran ve Kâ'b bin Züheyr'e hırkasını hediye etmesini sağlayan bu kasidenin beyitleri nelerdi?
Giriş Tarihi: 21.11.2019
17:23
Güncelleme Tarihi: 04.11.2022
09:19
KÂ’B BİN ZÜHEYR NASIL MÜSLÜMAN OLDU?
◾ Hicretin 9. yılında Medine'ye gelen Kâ'b, Peygamber Efendimizin (sav) huzuruna, yüzünü örterek çıktı. Allah Resulü (sav) onu şahsen tanımıyordu. Sonra ise diz çöküp, Efendimizin mübarek elini tuttu ve şöyle sordu: "Kâ'b bin Züheyr, tövbe etmiş ve Müslüman olarak huzuru saadetinize gelmek istiyor. Ben, onu size getirsem, ona emân verir, tövbesini ve Müslümanlığını kabul eder misiniz?"
◾ Peygamber Efendimizin (sav) hiç kimseyle olmadığı gibi, Kâ'b bin Züheyr ile de kişisel bir husumeti yoktu. Eğer söylediklerinden dolayı pişmanlık gösterir ve Müslüman olursa bir mesele kalmamış olacaktı. Nitekim Resulullah (sav) de bu soruya "Evet " cevabını vermişti.
◾ Bunun üzerine Ka'b, elini Peygamber Efendimizin (sav) elinden ayırmadan, şehadet getirerek Müslüman oldu. Hz. Peygamber (sav), bunun üzerine "Sen kimsin?" diye sordu.
◾ Ka'b'ın kendini tanıtmasından sonra ashabdaki bazı kimseler, Efendimize (sav) yazılan hiciv dolu şiiri hatırlayarak şairin üzerine yürüdü. Fakat Resulullah (sav): "Bırak onu! O, şu âna kadar içinde bulunduğu durumdan pişmanlık duymuş ve Hakka dönmüş olarak gelmiştir ." buyurdu.
(Sîre, 4:146-147; ibn-i Kesîr, Sîre, 3:700-705)
PEYGAMBER EFENDİMİZİ DUYGULANDIRAN KASİDE
◾ Kâ'b bin Züheyr, Peygamber Efendimizin (sav) huzurunda yaptıklarından dolayı pişmanlığını, tövbe edip af dilediğini, Müslüman olduğunu, Efendimizi ve ashabının cesaretini dile getire n meşhur kasidesini okudu.
◾ Kâ'b bin Züheyr, şiirinin "Muhakkak ki Peygamber kendisiyle aydınlanılan, Allah'ın çekilmiş yalın kılıçlarından bir kılıçtır " beytini söylediğinde Resulullah (sav) duygulanarak üzerindeki hırkayı çıkarıp ona hediye etti. Bu olay nedeniyle kaside "Kaside-i Bürde" ve ""Banet Süâdü" olarak anıldı.
Suad'ın ayrılığın yetmiyormuş gibi, iki taraf arasında söz taşıyanlar bana; 'Ey Ebû Sülmâ'nın oğlu! Sen, artık kendini ölmüş bil.' dediler .
Kendilerine güvenip de başvurduğum her dost ise bana; 'Seni oyalayıp teselli edemem, başının çaresine bak.' dedi. Ben de, 'Çekilin yolumdan.' dedim. Rahman'ın takdir ettiği her şey elbette olacaktır. İnsanoğlunun mes'ud hayatı ne kadar uzun olursan olsun, mutlaka bir gün bir tabutta taşınacaktır. Resûlullah'ın beni öldüreceğini haber aldım. Resûlullah'ın yanında bağışlanmak en çok umulan şeydir. Özür beyân ederek Allah elçisinin yanına geldim. Resûlullah'ın katında özür daima kabule şayandır. Merhamet ve teenni ile muamele et bana! İçinde birçok nasihat ve hükümler bulunan Kur'an hediyesini sana ihsan eden Allah, hidayetini arttırsın! Rakiplerimin dedikodusuyla beni muaheze etme! Hakkımda birçok dedikodular yapılmışsa da, ben pek o kadar suçlu değilimdir. Ben şimdi öyle bir makamda bulunuyorum ki, burada gördüğüm ve işittiğim şeyleri bir fil görüp işitseydi, muhakkak titrerdi. Burada, beni mutlak Allah'ın izniyle Peygamberin affına nâil olmak kurtarabilir. Ben, Yüce Peygambere karşı hiçbir itirazda bulunmadan sağ elimi, onun adâletli eline uzatıyorum. Şimdi, söz onun sözüdür. Şüphe yok ki, Resûlullah doğru yolu gösteren bir nur, kötülükleri yok etmek için Allah'ın sıyrılmış keskin ve yalın kılıçlarından bir kılıçtır..."
KASİDENİN BÖLÜMLERİ NELERDİR?
◾ Geleneksel kaside şekilden söylenen 53 beyitten oluşan Kaside-i Bürde , üç bölümden meydana gelir. Nesib olarak adlandırılan birinci bölüm 14 beyitten oluşur. Bu bölümde nasihat dinlemeyen, sözünde durmayan, cefakâr , yalancı, vefasız dost olarak simgelenen Süâd'dan ve onun ayrılığından bahsedilir. Rüya gibi boş hayaller peşinde koştuğundan bahseder.
◾ Tasvir olarak adlandırılan 21 beyitten müteşekkil ikinci bölümde kaside geleneğine uygun olarak memduha ulaşmak üzere bindiği deveyi tasvir eder. Üçüncü bölüm olan 17 beyitten oluşan medih bölümünde ise Peygamber Efendimize özrünü, Resûl-i Ekrem'in kendisini affetmesi hususunda hiçbir dostundan yardım görmediğini, Resûlullah'a kendisi hakkında olumsuz birçok şey söylendiğini, ancak bunların dedikoducular tarafından uydurulduğunu, Hz. Peygamber'den ceza değil af umduğunu söyledikten sonra onu övmeye başlar.