Uhud Savaşı: Müslümanlar için ibret dolu olay
Müslümanlarla Mekkeli müşrikler arasında yapılan ikinci büyük savaş olan Uhud Savaşı, tarihte ibret alınması gereken en önemli olayların başında gelir. Peygamberimiz her savaşta olduğu gibi bu savaşta da istişareye önem vermiş, Peygamberimizin emrine uymayan okçuların yer değiştirmesiyle savaşın da seyri değişmiştir. Uhud, Müslümanların kalbinde ağır bir yara açtığı, şehit edilen sahabelerin cesetlerinin işkenceye uğradığı bir savaştır. Peki, Uhud Savaşı ne zaman gerçekleşti? Uhud Savaşı kimlerle yapıldı? Uhud Savaşı'nın sonucu ne oldu? Uhud Savaşı kısaca...
Giriş Tarihi: 15.04.2020
09:45
Güncelleme Tarihi: 23.03.2022
12:05
BÜYÜK BİR ORDU TOPLAYARAK MEDİNE’YE HAREKET ETTİLER
Yıl boyunca yapılan hazırlıklar sonucunda 2 bini ücretli toplam 3 bin kişilik bir ordu teşkil edildi. Ebû Süfyân kumandasındaki orduda 700 zırhlı, 200 atlı asker ve 3 bin deve vardı. Kocalarını teşvik etmek ve onların yanında savaşmak üzere kadınlardan da orduya katılanlar oldu. Hz. Peygamber'in amcası Abbas bu hazırlıkları Mekke'den Gıfâr kabilesine mensup bir bedevi aracılığıyla Resûl-i Ekrem'e ulaştırdı.
Huzâa kabilesinden Amr bin Sâlim de birkaç arkadaşıyla Medine'ye gelip Kureyş ordusu hakkında Resûlullah'a bilgi verdi. 25 Ramazan'da Mekke'den hareket eden Kureyş ordusu 5 Şevval'de Zülhuleyfe'ye ulaştı, Akik vadisini takip ederek Medine'nin kuzeyindeki Zegabe mevkiinde konakladı. Burası develerin ve atların otlak ve su ihtiyacını karşılamaya elverişli bir yerdi.
PEYGAMBERİMİZ ‘SAVUNMA SAVAŞI' YAPILMASINI İSTİYORDU
Hz. Peygamber görevlendirdiği sahâbîler vasıtasıyla Medine'ye doğru ilerlemekte olan müşrik ordusunun durumu, asker sayısı ve konak yerlerine dair bilgi edindi. Düşmanın Medine'ye yaklaştığı cuma gecesi şehrin etrafında nöbet tutuldu.
Resûlullah düşmana nasıl karşılık verileceği hususunda sahâbîlerle istişare etti. Kendisi gördüğü bir rüya üzerine Medine'de kalınmasını, kadınların ve çocukların kalelere yerleştirilerek savunma savaşı yapılmasını tercih ettiğini belirtti. Özellikle Bedir Gazvesi'ne katılamayan gençler ve Hz. Hamza, Sa'd bin Ubâde, Nu'mân bin Mâlik düşmanla şehir dışında savaşılmasında ısrar ettiler.
Bedir Muharebesi ne zaman gerçekleşti?
ÇOĞUNLUĞUN GÖRÜŞÜNE UYULARAK KARAR VERİLDİ
Resûl-i Ekrem yenilgiye uğramalarından endişe duyduğunu bildirmesine rağmen çoğunluğun görüşüne uyularak karar verildi. Hz. Peygamber cuma namazının ardından bir konuşma yaparak sabırlı oldukları takdirde zafer elde edeceklerini ifade etti. İkindi namazından sonra hazırlıklarını tamamlayan Müslümanlar Mescid-i Nebevî'de toplanmaya başladılar.
Daha önce meydan savaşı için ısrar edenler evinden dışarı çıkan Resûlullah'a tutumlarından dolayı pişmanlıklarını belirttiler ve savaşın nerede yapılacağı konusunda kendisinin karar vermesini istediler. Resûl-i Ekrem onlara şöyle dedi: "Bir peygamber zırhını giydikten sonra Allah onunla düşmanları arasında hüküm verinceye kadar çıkarmaz. Eğer sabreder ve görevinizi yaparsanız Allah zaferi size ihsan edecektir."
ORDUYA KATILMAK İSTEYEN YAHUDİLERİ GERİ ÇEVRİLDİ
Resûlullah, Medine'de âmâ sahâbî Abdullah b. Ümmü Mektûm'u vekil bırakarak ikisi atlı, 100'ü zırhlı 1000 kişilik bir kuvvetle yola çıktı. Seniyye tepesine gelindiğinde münafıkların reisi Abdullah bin Übey bin Selûl'ün müttefiki olan 600 kişilik bir Yahudi birliği orduya katılmak istediyse de Hz. Peygamber bunu kabul etmedi. Ensardan bazıları müttefikleri diğer Yahudilerden yardım talep etmeyi teklif edince de, "Bizim onlara ihtiyacımız yoktur" dedi.
Şeyhayn mevkiinde orduyu teftiş etti ve yaşı küçük olanları geri çevirdi. Ancak Râfi' bin Hadîc'in iyi ok attığı söylenince ona izin verdi. Ardından Râfi'i güreşte yenen Semüre bin Cündeb'e de müsaade etti. Zeyd bin Sâbit, Üsâme bin Zeyd, Ebû Saîd el-Hudrî ve Abdullah bin Ömer gibi çocuk sahâbîler geri çevrilenler arasındaydı. İslâm ordusu geceyi Şeyhayn'da geçirdikten sonra Uhud dağına doğru yoluna devam etti.
ORDUDAN 300 KİŞİ AYRILARAK MEDİNE’YE DÖNDÜ
Bu sırada Resûl-i Ekrem, orduyu kısa yoldan ve düşmanla karşılaşmadan Uhud'a götürebilecek bir kılavuz isteyince Ebû Hasme el-Ensârî bu görevi üstlendi. İslâm ordusu 7 Şevval 3 (23 Mart 625) tarihinde Cumartesi sabahı Uhud dağına vardı. Sabah namazı burada kılındı. Ordu arkasını Uhud dağına verip Ayneyn tepesini soluna, güneşi de arkasına alıp Medine'ye doğru saf tuttu.
Abdullah b. Übey, "Ben meydan savaşına taraftar değildim. Muhammed çoluk çocuğun sözüne uydu, bizim sözümüze itibar etmedi" diyerek 300 kişilik taraftarıyla birlikte ordudan ayrılıp Medine'ye döndü. Onun ve taraftarlarının Uhud'a varmadan önce Şavt mevkiinde ordudan ayrıldığı da nakledilir.