Üsame bin Zeyd; İslam ordularının genç komutanı
Peygamberimizin "Allah ve Resulünü seven Üsame'yi sevsin!" iltifatına mazhar olan Üsame bin Zeyd, henüz on sekiz yaşında iken sahabenin ileri gelenlerinin bulunduğu orduya komutan tayin edildi. Peygamber Efendimizin terbiyesiyle yetişen Üsame, ömrünün 20 yılının onun yakınında geçirerek ailenin bir ferdi oldu. Peki, Peygamber Efendimiz Üsame bin Zeyd için nasıl dua etti? Hz. Ebu Bekir neden Üsame'den izin istedi?
Giriş Tarihi: 17.01.2020
16:26
Güncelleme Tarihi: 17.01.2022
14:36
Hz. Aişe, Peygamber Efendimizin Üsame'ye olan sevgisini şöyle anlattı: "Üsame çocuktu. Düşmüş yüzü kanamıştı. Resûlullah (sav) onu bu halde görünce bana, "Üsame'nin yüzünü yıka" buyurdu. Ben toparlanıncaya kadar Resûlullah (sav) Üsame'yi kucakladı, yüzünü gözünü yıkadı ve kanını temizledi. Onu öptü, sevdi ve teselli etti."
Hz. Üsame, henüz on beş yaşından küçükken, Allah yolundaki savaşa katılmak istese de yaşının küçük olması nedeniyle Peygamberimiz ona ve arkadaşlarına bu konuda izin vermedi.
Bu durum neticesinde çok üzülüp gözyaşı döken Üsame, Hendek Gazvesi öncesinde, boyunu biraz daha uzun göstermeye çalışarak savaşa katılmak istedi. Peygamber Efendimiz de ona şefkat göstererek izin verdi.
BABASININ ŞEHİT OLDUĞUNU BİZZAT GÖRDÜ
Sonraki Allah yolunda yapılan savaşların tamamında ve tertip edilen seriyyelere aktif bir şekilde katılan Üsâme, bazı seriyyelerde komutan olarak da görev yaptı.
Üsâme, Mûte Savaşı'nda babası Zeyd b. Hârise'nin sancağı altında savaştı. Bu sırada daha on sekiz yaşını doldurmamıştı. Babasının şehit olduğunu bizzat gördü; ardından Ca'fer b. Ebû Tâlib, Abdullah b. Revâha ve Hâlid b. Velîd kumandasında savaşmaya devam etti.
*Seriyye: Hz. Peygamber'in bizzat katılmayıp görevlendirdiği kumandanlarla sevk ve idare ettiği sefer.
PEYGAMBER EFENDİMİZİN YANINDAN AYRILMAYAN SAHABE
Mekke fethedildiğinde Peygamber Efendimiz ile birlikte Beytullah'a giren Üsâme , Huneyn Gazvesi'nde , ilk başlarda uğranılan yenilgi üzerine kaçmayıp Peygamber Efendimizin yanında kalan çok az sayıdaki sahabe arasında yer aldı.
Üsâme Veda haccı sırasında da Bilâl-i Habeşî ile Hz. Peygamberin yanında yer aldı. Biri Allah Resul'ünün devesinin yularını tutuyor, diğeri elbisesiyle gölge yaparak onu güneşten koruyordu.
Hz. Peygamber'in birçok seferde Üsame'yi devesinin terkisine aldığı rivayet edilir. Bu durum Allah Resul'ünün ona gösterdiği bir sevginin yansıması olarak yorumlandı.
“KALBİNİ YARIP BAKTIN MI?”
Üsâme b. Zeyd, Hz. Peygamber tarafından görevlendirildiği bir seriyyede düşman safında Müslümanlara karşı savaşan bir kişiyi öldürmek üzere iken muhatabı yüksek sesle kelime-i şehadet getirdi. Fakat Üsâme yine de bu adamı öldürdü.
Medine'ye dönüldükten sonra durum Hz. Peygamber'e iletildiğinde, Üsâme'yi çağırdı. Kendisine niçin böyle davrandığını sordu. Üsâme ise; "Ey Allah'ın Rasûlü! O, gerçekten iman etmemişti, ölümden kurtulmak için böyle söylemişti" dediğinde Allah Rasûlü ona "Kalbini yarıp baktın mı?" cevabını vererek yapılan davranışı onaylamadığını bildirdi.
Bu hadiseden dolayı çok pişmanlık duyan Üsâme bundan sonra kelime-i şehadet getiren hiç kimseyi öldürmeyeceğine dair söz verdi. Üsâme böyle bir hata yaptığı ve Resulullah'ı üzdüğü için kendini affedemeyerek "Keşke daha önce değil de bugün Müslüman olsaydım" dedi.