Yaşlılara hürmetin İslam'daki yeri
İnsanın ilgiye en muhtaç olduğu zaman dilimi yaşlılıktır. İslam'ın yaşlılara karşı gösterdiği ihtimama baktığımızda en mühim ifadeleri Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde bulabiliriz. İslam, yaşlılık dönemini tüm gerçekliğiyle önümüze sunar ve kişiye, bir gün kendisinin de aynı dönemi yaşayacağını hatırlatarak, yaşlılara gereken değeri vermeyi ve muhtaç oldukları ihtimamı göstermeyi "Allah emri" olarak telkin eder. Sizler için yaşlılığa hürmetin İslam'daki yerini ele aldık.
Giriş Tarihi: 22.02.2019
11:55
Güncelleme Tarihi: 22.02.2019
12:02
Fussilet Suresinin 30'uncu ayetinde şöyle buyurulur: "Rabbimiz Allah'tır diyerek dosdoğru bir hayat yaşayanlar, vefatları anında meleklerden şu müjdeyi alırlar: Korkmayın, üzülmeyin. Aksine size söz verilen cennete kavuşacağınız için sevinin. Biz bu dünyada sizin dostlarınız idik. Ahiret hayatında da yine dostlarınız olacağız. Şu andan itibaren artık canınız çektiği her şey ve Allah'ın size va'dettikleri; O, affı ve bağışı bol olan Rabbinizden bir ikram olarak sizi bekliyor."
AYETLERDE YAŞLILIK VE YAŞLILAR
Kur'an-ı Kerim'de yaşlılık ve yaşlılardan bahseden birçok ayet bulunur. Gerek yaşlılık dönemi özelliklerini gerekse yaşlılık psikolojisini anlamamıza imkân veren bu ayetler şöyle sıralanabilir:
"Sizleri yaratan O'dur. Yaşlılık dönemine ulaştıracak, ömrünün son demlerindeki düşkünlük haline, bildiği şeyleri bilemeyecek hale geleceği günlere ulaştıran da O'dur." (Nahl, 70)
"Rabbin kesin olarak şunu emretmiştir: Sadece O'na kulluk edeceksiniz. Bir de anne babanıza iyilikte bulunacaksınız. Şayet onlardan biri ya da ikisi senin yanında yaşlanacak olurlarsa onlara "öf" bile deme! Onları azarlama; ikisine de güzel sözler söyle. Merhametle tevazu kanatlarını onların üzerine ger ve şöyle dua et: "Rabbim! Ben küçükken onlara bana nasıl şefkatle davrandıysalar şimdi Sen de onlara öylece rahmetinle muamele eyle." (İsra, 23-24)
Kur'an-ı Kerim'de, bir evlada sahip olmak maksadıyla uzun yıllar dua eden ve sonunda duası makbul olan Hz. Zekeriya'dan, yine yaşlılık döneminde İsmail ve İshak isimli evlatlarına kavuşan Hz. İbrahim'den de bahsedilmektedir.
"Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd. Bu ayetler, Rabbinin kulu Zekeriya'ya rahmetinden bahsetmektedir. Hani o hafif bir sesle Rabbine şöyle niyaz etmişti: "Rabbim! Kemiklerim zayıfladı. Saçlarım ağardı. Ama ben Sana ettiğim dualar sayesinde hiç bedbaht olmadım." (Meryem, 1-4)
"Bana yaşlılık dönemimde İsmail'i ve İshak'ı lütfeden Allah'a hamdolsun. Şüphesiz Rabbim her duayı işitendir." (İbrahim, 39)
Yine Asr suresi , hayatın son demlerini çağrıştıran ikindi vaktinden bahsetmekle de yaşlılık dönemine işaret etmektedir. Bu surede, hayatın son dönemine yaklaşan insanların kaybetme durumu ile karşı karşıya olduğu vurgulanır. Bununla birlikte bu surede ortaya çıkan bir gerçek de şudur: Yaşlılık aslında bir bakıma dinî açıdan olgunluk dönemi olarak olumlu bir özelliğe de sahiptir. Çünkü faydalı ve güzel davranışlarda bulunmak, insanlara hakkı ve gerçekleri tavsiye etmek ve sabrı öğütlemek de yine yaşlılık dönemlerindeki insanların özelliklerindendir (Asr, 1-3).
Nitekim Hz. Musa'nın kişiliğinde önemli etkileri bulunan bilge yaşlı durumundaki Hz. Şuayb'dan da Kasas Suresi 23-28. Ayetlerde genişçe söz edilmektedir.