Arama

Yedi helak edici günah nedir? Büyük günahlar hangileridir?

Günah, en basit tanımıyla ilahi emir ve yasaklara aykırı olan fiil ve davranışları ifade eden bir terimdir. Allah, emir ve yasakları Kur'an-ı Kerim'de bildirmiş; Peygamber Efendimiz ise hadis-i şeriflerinde insanlara bu anlamda rehber olmuştur. Resul-i Ekrem büyük günahları sıralamış; günahların en büyüğünün "Allah'a ortak koşmak" olduğunu haber vermiştir. Peki, yedi helak edici günah nedir? Büyük günahlar hangileridir?

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 5
  • 12
EN BÜYÜK GÜNAH: ŞİRK
EN BÜYÜK GÜNAH: ŞİRK

Hem Allah'ın hakkını çiğneyen hem de insanın şeref ve haysiyetini hiçe sayan şirk, hiç şüphesiz en büyük günahtır.

🔸 Şirk, sözlük anlamı olarak ortaklık, ortak koşmak manasına gelir ve şirk koşmak, Allah'ın zâtında, sıfatlarında, fiillerinde veya O'na ibadet edilmesinde ortağı, dengi ya da benzerinin bulunduğuna inanmak anlamına gelir.

🔸 Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın varlığı ve birliği, birçok ayette açıkça ifade edilmiştir.

🔸 Herhangi bir varlığın O'na ortak koşulmaması, yalnızca Allah'a kulluk edilmesi, ancak O'ndan yardım istenmesi ve O'na sığınılması emredilmiştir.

"Kendilerine kitap (Kur'an) verdiğimiz kimseler sana indirilen vahiyden memnun olurlar. Fakat inanç gruplarından onun bir kısmını inkâr eden de vardır. De ki: "Bana, sadece Allah'a kulluk etmem ve O'na ortak koşmamam emrolundu. Ben yalnız O'na çağırıyorum ve dönüş de yalnız O'nadır."

(x) 📕 Ra'd suresi 36. ayetin tefsiri için tıklayın.

(x) 🔊 Ra'd suresini dinlemek için tıklayın.

"De ki: "Ben, yalnızca sizin gibi bir insanım. Şu var ki bana, ilâhınızın, sadece bir ilâh olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı bekliyorsa dünya ve âhirete yararlı iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın."

(x) 📕 Kehf suresi 110. ayetin tefsiri için tıklayın.

(x) 🔊 Kehf suresini dinlemek için tıklayın.

"De ki: "Ben kendisine hiç kimseyi ortak koşmaksızın yalnız Rabbime yakarıp kulluk ederim."

(x) 📕 Cin suresi 20. ayetin tefsiri için tıklayın.

(x) 🔊 Cin suresini dinlemek için tıklayın.

🔸 Nitekim şefaatin de yalnızca Allah'tan beklenmesi ve O'nun izniyle gerçekleşeceğine inanılması da Kur'an-ı Kerim'in buyruklarından biridir.

🔸 İslam öncesi dönemde Ay, Güneş ve yıldızlar gibi gök cisimlerine tapılması ile ilgili de söz konusu varlıklar ve her türlü oluşumun Allah'ın varlık ve birliğini kanıtlayan belgelerden olduğunu; ancak bunlara değil, yaratan ve yöneten Allah'a secde etmenin gerektiği bildirilmiştir.

"Gece ve gündüz, Güneş ve Ay O'nun işaretlerindendir. Eğer gerçekten Allah'a tapıyorsanız Güneş'e de Ay'a da secde etmeyin, onları yaratan Allah'a secde edin."

(x) 📕 Fussilet suresi 37. ayetin tefsiri için tıklayın.

(x) 🔊 Fussilet suresini dinlemek için tıklayın.

🔸 Yine Kur'an-ı Kerim'de cahiliye döneminde kişilerin putlara taptıklarına, bu yolla Allah'a ortak koştuklarına, putların kendileri dâhil kimseye fayda ya da zararının dokunmadığına, hiçbir şey yaratmadıklarına, yaratılmış olduklarına, hiçbir şeye gücü yetmeyen aciz varlıklar olduklarına işaret edilmiş ve insanlar bu konuda uyarılmıştır.

  • 6
  • 12
SİHİR VE BÜYÜNÜN HÜKMÜ
SİHİR VE BÜYÜNÜN HÜKMÜ

Sihir ve büyü, doğaüstü güçler yardımıyla tabiatı etkileyerek olağanüstü sonuçlar elde etme durumudur.

🔸 Sihir ve büyü, Peygamber Efendimizin (sav) helak edici yedi büyük günah arasında saydığı günahlardan biridir.

🔸 Büyüde araç olarak ruhlar, cinler, şeytanlar, canlı veya ölmüş bazı hayvanlar, cisimler, şekiller, hatta adlar kullanılır.

🔸 Tarih boyunca büyüye başvurulduğu gibi günümüzde de en gelişmiş toplumlarda bile büyü yapanlara ilgi duyanlar vardır.

🔸 Cahiliye devrinde sihir ve büyü yaygın bir faaliyetti; cincilik, kehanet, fal okları, yıldızlara bakmak, küçük kareler çizip içlerine harf veya sayı yazmak, düğüm atmak ve üflemek gibi yollarla büyü yapmak son derece yaygındı.

🔸 İslam dini sihir ve büyüye şiddetle karşı çıkmış; Kur'an-ı Kerim ve hadislerde bu eylemler açık ve kesin ifadelerle yasaklanmıştır.

🔸 Büyü ve sihir, menfaat kökenli kötü eylemlerdendir ve Allah'ı, peygamberleri, dini tanımaz.

🔸 Felak suresindeki ilgili ayette sihir kelimesi kullanılmaksızın sihir yapanlar kastedilerek "düğümlere üfleyenlerin şerrinden Allah'a sığınılması" istenmektedir.

(x) 📕 Felak suresi 1-5. ayetlerinin tefsiri için tıklayın.

(x) 🔊 Felak suresini dinlemek için tıklayın.

"De ki: Sabahın Rabbine sığınırım; Yarattığı şeylerden gelebilecek kötülüklerden; Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden; Düğümlere üfürenlerin şerrinden; Bir de kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden!"

  • 7
  • 12
BİR KİMSEYİ HAKSIZ YERE ÖLDÜRMEK
BİR KİMSEYİ HAKSIZ YERE ÖLDÜRMEK

Bir şahsın hayatına haksız yere son verme ve kişiyi öldürme suçu "katil" olarak adlandırılır.

🔸 İslam hukukunda bir kimsenin hukuken can dokunulmazlığı bulunan bir şahsın ölümüne yol açacak bir davranışta bulunmasını ifade eden bu eylem helak edici yedi günahtan biridir.

🔸 İnsanların birbirine karşı işlediği en ağır suç ve günah olan haksız yere birini öldürme fiili, insanlık tarihi kadar eskidir.

🔸 Kur'an-ı Kerim'de, insanın dünyaya gönderilişi anlatılırken meleklerin insanoğlunun yeryüzünde fesat çıkarıp kan dökeceği itirazında bulunduğundan söz edilmiş; gerçekten de çok zaman geçmeden Hz. Âdem'in iki oğlu aralarında doğan kin ve düşmanlık sebebiyle ilk kan dökme olayını gerçekleştirmişlerdir.

"Hani Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Biz seni övgü ile tenzih ederken ve senin kutsallığını dile getirip dururken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?" dediler. Allah "Şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim" buyurdu."

(x) 📕 Bakara suresi 30. ayetin tefsiri için tıklayın.

(x) 🔊 Bakara suresini dinlemek için tıklayın.

🔸 Bu olay neticesinde haksız yere birisini öldürenin onun günahını da yüklenerek büyük bir vebal üstlendiği ve âdeta bütün insanlığı öldürmüş gibi ağır bir suç işlediği belirtilmiştir.

"İşte bundan dolayı İsrâiloğulları'na şöyle yazmıştık: "Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur." Şüphesiz peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler. Ama bundan sonra da onların çoğu yeryüzünde taşkınlık göstermektedirler."

(x) 📕 Mâide suresi 32. ayetin tefsiri için tıklayın.

(x) 🔊 Mâide suresini dinlemek için tıklayın.

🔸 Haksız yere adam öldürmenin büyük bir suç ve günah olduğu ilâhî dinlerin ortak temalarından biridir.

🔸 Kur'an-ı Kerim'de, insan hayatının Allah tarafından dokunulmaz kılındığı belirtilerek haklı bir sebep bulunmadıkça hiçbir cana kıyılmaması, yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir başka mümini öldürme hakkının bulunmadığı, haksız yere ve bilerek adam öldürmenin dünyevî cezasının kısas, uhrevî cezasının da cehennemde ebedî kalış olduğu bildirilmiştir.

  • 8
  • 12
YETİM MALI YEMEK
YETİM MALI YEMEK

"Yalnız olmak, tek başına kalmak" anlamındaki yütm kökünden türeyen yetim sözcüğü, babası ölmüş çocuk manasında kullanılır.

🔸 Hadis-i şerifte yetimin zayıflığına işaret edilmiştir.* İslam fıkhına göre yetim henüz bulûğ çağına gelmemiş çocuklar için kullanılır. Bir hadiste bulûğ çağından sonra yetimliğin kalktığı vurgulanmıştır.

(x) * İbn Mâce, "Edeb", 6

🔸 Çocuğun nafakasını temin etme, haklarını koruma ve onu yetiştirmede babanın daha çok rolü bulunduğundan yetimlik özellikle babaya bağlanmıştır.

🔸 Cahiliye döneminde kabileler arası savaşlarda ve yıllarca süren kan davalarında ölenler arkalarında çok sayıda yetim bırakmıştır. Arap toplumunda kızlara, eli silah tutmayan çocuklara, yaşlı ve kadınlara miras hakkı tanınmamış ve yetimlere babalarının malları verilmemiştir.

🔸 Kur'an-ı Kerim'de 22 ayette yetimlerle ilgili konulara değinilmiş ve yetimlere iyi davranılması emredilmiş; yetimlerin malına el koymak yasaklanmıştır.

"Yetimlere mallarını verin, temizi pis olanla değişmeyin, onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin; zira bu büyük bir günahtır."

(x) 📕 Nisâ suresi 2. ayetin tefsiri için tıklayın.

(x) 🔊 Nisâ suresini dinlemek için tıklayın.

"Senden kadınlar hakkında açıklama istiyorlar. De ki: "Onlara ait hükmü, Allah ve kitapta size okunan ayetler açıklıyor; onlar için yazılanı kendilerine vermediğiniz, nikâhlamak da istemediğiniz yetim kadınlar hakkında, çaresiz çocuklar hakkında, yetimlere âdil davranmanız hususunda size okunup duran ayetler (açıklıyor). İyilik olarak ne yaparsanız şüphesiz Allah onu eksiksiz bilmektedir."

(x) 📕 Nisâ suresi 127. ayetin tefsiri için tıklayın.

(x) 🔊 Nisâ suresini dinlemek için tıklayın.

"Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına, onun iyiliğine olmadıkça el sürmeyin. Ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız hakkında bile olsa, adaletli olun. Allah'a verdiğiniz sözü eksiksiz yerine getirin. İşte düşünüp öğüt alasınız diye Allah size bunları emretti."

(x) 📕 En'âm suresi 152. ayetin tefsiri için tıklayın.

(x) 🔊 En'âm suresini dinlemek için tıklayın.

"Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri deneyin; eğer onlarda akılca bir olgunlaşma görürseniz hemen mallarını kendilerine verin, büyüyecekler de mallarını alacaklar diye o malları israf ile ve tez elden yiyip tüketmeyin. Zengin olan (veli) yetim malına tenezzül etmesin, yoksul olan da kararınca yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun; hesap sorucu olarak da Allah yeter."

(x) 📕 Nisâ suresi 6. ayetin tefsiri için tıklayın.

(x) 🔊 Nisâ suresini dinlemek için tıklayın.

  • 9
  • 12
FAİZİN İSLAM’DAKİ HÜKMÜ
FAİZİN İSLAM’DAKİ HÜKMÜ

Arapçada "ribâ" Türkçede "faiz" olarak adlandırılan durum, en basit haliyle ödünç işlemlerinde ve alışverişte karşılığı bulunmayan fazlalık olarak tanımlanır.

🔸 İslam fıkhında bu kavram, borç verilen bir parayı veya malı belli bir süre sonunda belirli bir fazlalıkla ya da borç ilişkisinden doğan ve süresinde ödenmeyen bir alacağa ek vade tanıyıp bu süreye karşılık onu fazlalıkla geri almanın veya bu şekilde alınan fazlalığın adıdır.

🔸 Faiz, Cahiliye devrinde kullanılan bir yöntemdi ve borçlu alacaklısına giderek, "Borcu ertelersen sana şu kadar fazla veririm" derdi, alacaklı da borcu ertelerdi.

🔸 O dönemde Araplar, faizi belirli aralıklarla ödenmek şartıyla borç para verirler, ara dönem sonlarında faizi, vade dolduğunda da anaparayı isterlerdi.

🔸 Eğer borçlu ödeme yapamayacak durumda ise vadenin uzatılması karşılığında faiz miktarı da arttırılırdı.

🔸 Kur'an'da büyük günahlardan sayılan faiz konusuna getirilen yasak ayetlerde şöyle yer almıştır:

"Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi kalkarlar. Bunun sebebi onların, "Alım satım da ancak faiz gibidir" demeleridir. Hâlbuki Allah alım satımı helâl, faizi ise haram kılmıştır. Artık kime Allah'tan bir öğüt erişir de faizciliği bırakırsa geçmişte yaptığı kendisine aittir, işi de Allah'a kalmıştır. Kim de yine faizciliğe dönerse işte bunlar orada devamlı kalmak üzere cehennemliklerdir.

Allah faizi tüketir, sadakaları ise arttırır ve Allah hiçbir inkârcı günahkârı sevmez.

Şüphe yok ki iman edip dünya ve âhiret için yararlı şeyler yapanlar, namaz kılanlar ve zekât verenlerin Rableri katında ecirleri vardır; onlara ne korku vardır ne de üzüleceklerdir.

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve gerçekten iman etmiş iseniz faizden kalanı bırakın.

Bunu yapmazsanız Allah ve Resulü tarafından size bir savaş açıldığını bilin. Eğer tövbe ederseniz, haksızlık etmemek ve haksızlığa uğramamak üzere anaparanız sizindir."

(x) 📕 Bakara suresi 275-279. ayetlerin tefsiri için tıklayın.

(x) 🔊 Bakara suresini dinlemek için tıklayın.

"Ey iman edenler! Kat kat faiz yemeyin. Allah'tan sakının ki kurtuluşa eresiniz."

(x) 📕 Âl-i İmrân suresi 130. ayetin tefsiri için tıklayın.

(x) 🔊 Âl-i İmrân suresini dinlemek için tıklayın.

🔸 Bu ayetlerle faiz kesin olarak yasaklanmıştır. Faizden vazgeçilirse anaparanın borç verene ait olduğunun vurgulanması, anaparaya yapılacak az veya çok her türlü ilâvenin faiz kapsamına gireceği ifade edilmiştir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN