Arama
Yıkıcı Batı kurucu Doğu
İslam dünyası zirve döneminde ortaya koyduğu klasik eserleri ile insanlığa büyük katkı sunduğu gibi kendi içerisinde de ilmi ve düşünsel tekamülünü kuvvetlendirdi. Gönül coğrafyamız kitap ve kütüphaneler ile adeta bir gül bahçesini andırırken Batı'da insanlar büyücü olmakla itham edilerek canlı canlı yakılmakta, veba yüzünden nüfusun üçte ikisi ölmekteydi. Sizin için Doğu'nun kurucu Batı'nın ise yıkıcı gücünü araştırdık.
🔹 Halbuki İslam dünyası yüzyıllardır bu anlayış ile hareket ediyor ve ortaya aşılamayan, kıymetli, çağlar ötelerine seslenen eserler koyuyordu.
🔹 İslam klasikleri ortaya konulurken Avrupa'da akıl hastaları yakılıyor, insanlar kiliseye muhalefetten idam ediliyor, kitaplar ancak belli zümrelerin elinde bulunuyordu.
🔹 Bu anlayış şekli ile yoğrulan Batı, eline geçen bilgiyi, eserleri yine kendisine saklama ve bu envanterden dünyayı ele geçirme yolunu elde etmeyi amaçladı.
🔹 İngiltere'nin başlattığı misyoner okulları projesi, bu izahatın en sarih örneğidir. Batılılar bilgi yoluyla diğer kavimleri birbirlerine düşürmeyi ve oluşan boşluktan yararlanarak orayı yönetmeyi hedeflediler.
🔹 Böylece onlar, dünyayı -buradaki dünyadan kasıt; hammadde, insan gücü ve değerli madenler oluyor. Çünkü Batı'nın hakimiyet anlayışı budur.-
🔹 Dünyayı rahat ve sorunsuz ele geçirme faaliyetleri içine girdiler. Neticede Batı düşüncesi, kendisine hizmet edecek bilgiyi bilgi olarak addeder. İşine yaramayan bilgilere bilgi demez.
(x) Dünya tarihinin en trajik olaylarından biri: Çocuk Haçlı seferleri
🔹 Nietzsche, Heidegger ve Hegel gibi modern yüzyılın kurucu filozofları sırf bu sebeplerden dolayı uzun seneler boyunca ağır ithamlara maruz kalıp ötekileştirildiler.
🔹 Her düşünür gibi ölümlerinden sonra bu büyük düşünce insanları da aziz ilan edilerek düşünce yapıları daha seyreltilmiş ve bozuk bir şekilde insanlara servis edildi.
🔹 Yirminci yüzyıl ise sosyal ve edebi ortamın eser ve yazar kaynadığı bir çağ oldu. İki dünya savaşı görmenin getirdiği yüzleşmişlikler ilk elden edebiyatı etkiledi.
🔹 J.D. Salinger'ın dünyayı adeta kasıp kavuran meşhur eseri "Çavdar Tarlasında Çocuklar", yazarın dünya savaşında aldığı ruhi yaralar neticesinde ortaya çıktı.