🔹 Müslümanlar arasında fitne-fesadın yaygınlaşması, toplumsal bir felâkettir. Zira toplumu ayakta tutan en önemli dayanaklardan biri, birlik ve beraberliktir. Fitneden sakınmanın en etkin çaresi, yolunu kapatmak, fitneye yaklaşmamak ve fitne işlememek için Allah'a ve Resulüne olan sevgimizi her an hatırda tutmaktır. Zira fitneyi çıkarmanın en kolay yollarından biri, yalan haber yaymak, insanların kusurunu araştırmak ve söz taşımaktır.
"Ey iman edenler! Eğer fâsıkın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz." (Hucurât, 49/6).
🔹 Birlik ve beraberliğin bozulması kin ve nefretin yayılması demektir. Kin ve nefreti körükleyen ve bunun toplumda çoğalmasına yol açan fitnenin, Müslümanlar için ne kadar tehlikeli olduğu, birlik ve beraberliklerinin ise ne derece önemli olduğunu şu ayet-i kerime ortaya koyar:
"(Ey iman edenler ) Hep birlikte Allah'ın ipine sarılın; parçalanmayın. Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmiş ve O'nun nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar ki, doğru yolu bulasınız." (Al-i İmran, 3/102,103)
Aslında durum Mehmet Akif'in de dediği gibi anlaşılması zor olan bir hakikat değildir; "Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır; Fazîlet hissi insanlarda Allah korkusundandır." (Hatıralar / Âyet Meâli (Âl-i İmrân, 102)
🔹 Kur'an bize yoldayken birtakım münafıklarla da karşılaşacağımızı ayetleri vasıtasıyla haber verir. Münafıklar da fitneci güruhundandır. Toplumda birlik ve beraberliği bozmak, müminleri yoldan saptırmak için türlü entrikalar çevirirler. Münafık "gönülden inanmadığı halde Allah'ı, Peygamber'i ve onun bildirdiği diğer iman ilkelerini benimsediğini söyleyen, müslümanmış gibi görünen kimse" demektir.
"Onlar, oturup kardeşleri hakkında, "Bizi dinleselerdi öldürülmezlerdi" diyenlerdir. De ki: "Eğer sözünüzde doğru iseniz, ölümü başınızdan savın!" (Âl-i İmran,168)
"İnsanlardan bazıları da vardır ki inanmadıkları halde "Allah'a ve âhiret gününe inandık" derler." (Bakara,8)
🔹Vücutlarında boş yere taşıdıkları hastalıklı kalpleriyle müminlere engel olmaya çalışırlar.
"İçinizden engelleyicileri ve size karşı nekeslik (cimrilik) içinde arkadaşlarına, "Bize katılın" diyenleri Allah çok iyi bilmektedir. Zaten bunların pek azı savaşa gelir. Tehlike yaklaştığında ölümden dolayı kendinden geçip gözü kaymış kimse gibi sana baktıklarını görürsün, tehlike geçince de hayra karşı nekeslik içinde size sivri dillerini uzatırlar. Bunlar gerçekte iman etmemişlerdir, Allah da onların yaptıklarını geçersiz saymıştır. Bunu yapmak Allah için çok kolaydır." (Ahzab,18)
🔹Allah Teala bu fitneci münafıkların gösterişçi olduğunu ve onlara uyulmaması gerektiğini şu ayeti ile haber verir:
"Münafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar. Hâlbuki Allah onların oyunlarını kendi başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıklarında üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah'ı da pek az hatıra getirirler." / "Arada bocalayıp duruyorlar; ne onlara, ne bunlara! Allah'ın şaşırttığı kimseye asla bir yol bulamazsın." (Nisâ Suresi,142-143)
🔹 Mehmet Akif de kendi mısralarında "bilenlerle bilmeyenlerin bir olmayacağı" ayetinden (Zümer,9) ilham alarak şu mısraları kaleme alır:
Ey millet, uyan! Cehline kurban gidiyorsun!
İslâm'ı da "Batsın!" diye tutmuş, yediyorsun!
Allah'tan utan! Bâri bırak dîni elinden...
Gir leş gibi topraklara kendin, gireceksen!
Lâkin, ne demek bizleri Allah ile iskât ?
Allah'tan utanmak da olur ilm ile... Heyhât!
Hakkın Sesleri / Âyet Meâli (Zümer, 9)