Zekat nedir, kimlere verilir? Zekat hakkında ayet ve hadisler...
İslam'ın beş temel ibadetinden biri olan zekat, Kur'an-ı Kerim'in pek çok yerinde namaz ile birlikte anılmış; "Namazı kılınız, zekatı veriniz." buyurulmuştur. Peygamberimiz zekatın, temel ibadetlerin üçüncüsü olduğunu bildirmiştir. Peki zekat kimlere verilir? Zekat kimlere farzdır? Zekat hakkında ayet ve hadisler ışığında bilgileri derledik.
Giriş Tarihi: 28.02.2020
08:40
Güncelleme Tarihi: 28.02.2020
09:25
Zekât malı bereketlendirir ve çoğalmasını sağlar. Mallarının zekâtını verenlerin ve yoksullara yardım edenlerin mallarının arttığı bilinen bir gerçektir. Bunda sevindirilen yoksul gönlünün büyük rolü olduğunda şüphe yoktur. Zaten zekât kelimesinin sözlük anlamı da bunu göstermektedir.
"Her kim malındaki Allah hakkını verir, (cimrilikten) sakınır ve (verdiğinin yerine daha iyisinin verileceğine) inanırsa, artık biz bu kimseye muhakkak vicdan rahatı verir ve ahiret mutluluğunu kolay kılarız. Kim cimrilik eder, kendini müstağni (ihtiyacı yok) sayar ve en güzel olanı da yalanlarsa (cennet nimetleri ile ihsan sahibi kişileri bekleyen sonucun daha güzel olacağı gereğine 'yalan' derse) biz de onu en zor olana hazırlarız. Düştüğü zaman da malı kendisine hiçbir fayda vermez." Leyl, 92/5-11
"Eğer şükrederseniz elbette size (nimetimi) artırırım. Ve eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir." İbrahim, 14/7
Zekât, mala olan hırsı azaltır. Her şeyin zararlı olduğu gibi, mala karşı aşırı istek de zararlıdır. Böyle haris olan kimse meşrû ve gayr-ı meşrû demeden malını çoğaltmaya çalışır. Kazandığı mal ile ne çevresindeki yoksullara yardım eder, ne de hayır kurumlarına destek olur. O sadece kazanmayı bilir ve nihayet kazandığı mal ile hiçbir iyilik yapmadan, toplum ve insanlığın hayrına olacak bir hizmette bulunmadan ömrünü tamamlamış olur.
Peygamberimiz, dünya malının yeşil ot gibi çekici ve tatlı olduğunu; bu maldan yetime, vatanından uzakta kalanlara ve yolda kalmışlara sadaka veren zengin Müslümanın ne hayırlı kişi olduğunu; onu haksız olarak alan, meşrû olmayan yollardan kazanan kimsenin ise, yiyip yiyip doymayan bir obur olduğunu ve bu malın, onun aleyhinde kıyamet günü şahitlik yapacağını, bildirmiştir. Buhârî, "Zekât", 47; Müslim, "Zekât", 41.
"Yoksulluktan darlıktan, zilletten, haksızlık yapmaktan ve haksızlığa uğramaktan Allah'a sığının." Neseî, "İstiâze", 17; İbn Mâce, "Dua",13
Zekât, yoksulun çalışma isteğini artırır. Çünkü almaktan çok vermek daha zevklidir. Bu zevki tatmak için yoksul, çalışmanın, alın teri dökerek kazanmanın gerektiğini anlar ve bu yola yönelir. Elbette iyi niyetle çalışana Allah Teâlâ'nın vereceğinde şüphe yoktur.