20. Yüzyılın en önemli yönetmeni ve filmleri
Satyajit Ray, Hindistan'ın ağdalı sineması içerisinde ayrıksı bir yerde durur ve sinemada ajitasyonu geri planda tutar. Filmlerindeki dramı müzikler aracılığıyla kod oluşturarak yahut oyunculuklar üzerinden sunmayı yeğler.
Giriş Tarihi: 10.05.2018
19:27
Güncelleme Tarihi: 10.05.2018
19:35
APUR SANSAR (APU'NUN DÜNYASI, THE WORLD OF APU – 1959)
Buharlı trenin beraberinde getirdiği bir mutsuzluğu sırtlanır.
Üçlemenin son filminde artık yetişkin bir Apu vardır. Yazma tutkusuyla ve geçmişiyle yoğurduğu gençlik yıllarında evlenen Apu, yine buharlı trenin beraberinde getirdiği bir mutsuzluğu sırtlanır. Ray'ın, üçlemesinin her ayağında kritik noktalara yerleştirdiği tren imgesi, filmlerin yol ve yolculuk temasını da zenginleştirir.
Doğum yaparken eşi Aparna hayatını kaybedince yarım kalan romanını ve şehri terk eden Apu, bu defa seyircisine şehirleşmiş Hindistan panoramaları sunar. Formları değişen kıyafetler, sandalyeler, ilk filmden bu yana artan yatak yükseklikleri dikkat çeker. Ülke bir gelişim gösterirken kent ile köy arasındaki denge de giderek bozulur. Finalde oğluyla ilk kez tanışan Apu, üçlemenin ilk filmi Yol Türküsü'nde kalan çocukluğundan tamamen ayrılır, kendi çocuğuyla birleşir.
JALSAGHAR (MÜZİK ODASI, THE MUSIC ROOM – 1958)
Satyajit Ray'ın dram müzikal türündeki filmi Müzik Odası , güç kaybeden ve maddi anlamda giderek zora giren bir lordu odağına yerleştirir. Roy'un sarayındaki müzik odası, artık geçmişteki ihtişama sahip değildir ancak Roy, hâlâ o zamanların hayaliyle yaşamaktadır. Son parasını da harcama uğruna, son bir kez müzik odasında konser düzenlenmesini ister.
Üstelik konseri, tefeci Ganguly 'nin ev sahipliği yapacağı bir konserle aynı akşama denk getirir.
Doğa, tüm çıplaklığıyla sarayı ele geçirirken ve Roy'un hayatı yavaş yavaş tükenirken, Satyajit Ray hem izleyeni müziğe doyurur hem de zaman, mekân ve karakterler bir kez daha Yeni Gerçekçi yaklaşımla aktarılır.