Aydın'ın Karacasu ilçesinde bulunan, geçmişi 7 bin yıl öncesine uzansa da en ihtişamlı devrini Roma döneminde yaşamış olan Afrodisyas, antik çağda aşkın ve güzelliğin tanrıçası olarak tanımlanan Afrodit'e adanmış kentler arasında en ünlüsü olarak biliniyor. Kent yakınlarında bulunan mermer ocakları ve heykeltraş okulu sayesinde Roma döneminin en bilinen heykeltraşlık merkezleri arasına giren Afrodisyas, kazılardan çıkarılan eşsiz heykel ve kabartmaları, halen ayakta olan kent yapılarıyla her yıl çok sayıda tarih meraklısı ve sanatseveri ağırlıyor. Özellikle Tetrapylon kapısı, Sebasteion tapınağı, stadyum, antik tiyatro, hamam gibi yapılarıyla dikkati çeken kent, zengin heykel buluntularının sergilendiği müzesiyle de diğer antik kentlerden ayrılıyor. Afrodisyas Antik Kenti, Polonya'da geçen yıl Temmuz ayında gerçekleştirilen UNESCO 41. Dünya Miras Komitesi toplantısında Dünya Miras Listesi'ne dahil edildi. Aynı zamanda Türkiye'nin bu listedeki 16. kültür varlığı. Yerleşim tarihi MÖ 5. bin yıl ortalarına kadar uzanan Afrodisyas , MÖ 6. yüzyılda küçük bir köy görünümünde iken, MÖ 2. yüzyılda Menderes Vadisi'ndeki yoğun şehirleşme döneminde kent devleti statüsü kazandı. MÖ 1. yüzyılda Roma ile yakın ilişkilere sahip olan Aphrodisias, daha sonra Roma İmparatoru olarak Augustus unvanını alacak olan Octavian tarafından 'Tüm Asya'dan kendime bu kenti seçtim.' sözleriyle koruma altına alındı. Roma Senatosu tarafından MÖ 39. yılında vergi muafiyeti ve özerklik gibi ayrıcalıklar tanındıktan sonra hızla gelişmeye başladı. Afrodisyas, MS 1.-5. yüzyıllar arasında bütün Akdeniz dünyasında büyük üne kavuşan, başta Roma olmak üzere, İmparatorluğun dört bir yanında imzalarını taşıyan eserleri bulunan heykeltıraşlar yetiştirdi. Mermer ocaklarının kente yakın olması, Afrodisyas 'ın mermer heykel sanatı için yüksek kaliteli bir üretim merkezi haline gelmesinin önemli bir nedeniydi. Roma İmparatorluğu'nun Asya Eyaleti'nde, dönemin mermer sanatı ve mimarisinin tüm yönleriyle araştırılıp anlaşılmasını sağlayan kentlerden biri oldu. Kente adını veren ve kent kimliğinin gelişiminde önemli rol oynayan Afrodisyas, kutsal alanının ve kentteki özgün Aphrodite kültünün de Akdeniz Havzasında geniş bir alanı kültürel açıdan etkilediği bilinir. Afrodisyas'ın arkeolojik önemi, Geç Helenistik Dönem'den Roma ve Bizans dönemlerine kadar süren yoğun bir fikir ve değer alışverişini gözler önüne sermesinden kaynaklanır. Büyük ölçüde mermerden inşa edilmiş yapılar ve bunlarla ilişkili kabartma ve yazıtların istisnai ölçüde iyi korunması da önemlidir.