Alev Alatlı: Batı medeniyeti dünyayı bitiriyor
Yazar, ekonomist ama hepsinden önce bu dünyaya bakış açısıyla zihinlerimizde iz bırakan Alev Alatlı'nın toplam 11 ciltlik "Nasihatname" serisinin ilk iki cildi, Turkuvaz Kitap'tan yayımlandı. Alev Alatlı, gazeteci Hilal Kaplan'a verdiği röportajda "Hakim Batı medeniyeti, bu dünyadaki yaşamı eline yüzüne bulaştırdı. Dünyayı bitiriyor, sıra Mars'ı perişan etmekte" sözlerine yer verdi.
Giriş Tarihi: 04.08.2019
11:02
Güncelleme Tarihi: 02.02.2024
15:23
‘BİLDİĞİMİ MEZARA GÖTÜRMEYEYİM DİYE ÇIRPINIYORSUNUZ’
İlmin zekâtını vermek de denir?
Doğru, öyle de denir. Zekâtın gittikçe daha fazla önem kazandığını görüyorum. Eğitim seviyesi düştükçe, paçozlaşma arttıkça biliyor olmanın kefareti daha da büyüyor sanki. Ve sonunda ne yapayım da şu bildiğimi, tecrübe ettiğimi, hissettiğimi mezara götürmeyeyim diye çırpınmaya başlıyorsunuz.
Ne yapayım da örneğin Hilal Kaplan Hanım benim yaşımı kendi yaşına katsın. 2019 itibariyle 110 küsur yaşında ama gencecik bir Türk olarak 21. yüzyıldaki serüvenine avansla devam etsin.
‘BEN KURU KURUYA AHKÂM KESENLERDEN OLMAYAYIM’
"Türk olarak" şerhinin altını çiziyorum çünkü benim anladığım kültür Türk kültürü. Çoluk, çocuk, benden büyükler, benden küçükler, olan biteni görmek, başlarını sudan çıkarmak isteyenler, taslarını doldursunlar ve yaşamlarına avansla devam etsinler.
Ve ben kuru kuruya ahkâm kesenlerden, komplo teorileri üretenlerden olmayayım. Ağızımdan her çıkanı belgelendireyim. Referanslarım tam ve sahici olsun ki, "Nereden çıkardın bunu?" dendiğinde, "İşte burada" diyebileyim.
Bazı cümleler, hatta çoğu cümle "yavrum" hitabıyla bitiyor. Yani odağı gençliğe çevirme gayretiniz var.
E, tabii. 2000 doğumlular oy verecek yaştalar artık. 21. Yüzyıl onların yüzyılı. Çocuklarım, torunlarım, öğrencilerim var. Onları nasıl bir dünyaya atıyoruz? Geleceğe nasıl hazırlamalı, nasıl donatmalıyız? Bırakalım gençliklerinin keyfini çıkarsınlar rehavetine kapılırsak, asimilasyona razıyız demektir.
Kendimiz kandırmayalım. Ya asimile olacak, ölmeyecek kadar gıda, yeni dünya düzenini tehdit etmeyecek kadar eğitim, ehemmiyetsiz tasarruflar, ehemmiyetsiz servetler derken kendi yağlarında kavrulan kümeler oluşturacak ya da ayaklarımız yere basacak bizi bekleyen ikilemin bilincine varacağız.
‘BATI MEDENİYETİ, YAŞAMI ELİNE YÜZÜNE BULAŞTIRDI’
"Yeni dünya düzeniyle iyi geçinmek için ABD'nin şerri ile uzlaşmak gerekir" diyorsunuz.
Batılılaşma, çağdaşlaşma, uzlaşma nedir, ne değildir anlayalım istiyorum. Hâkim Batı medeniyeti, bu dünyadaki yaşamı eline yüzüne bulaştırdı. İnsanoğlunun yegâne sığınağı olan gezenimize layık görülen kader canımı acıtıyor. Bunca sefalet, açlık, kuruyan denizler...
Dünya bir ayettir, yavrum. İklimini değiştirmek, kurdun kuşun neslini tüketmek cüretini kimler, nereden bulurlar? Neyle uzlaşacaksınız? "Dünyayı bitiriyorum, sıra Mars'ı perişan etmekte." Ve bunun ortaya konuş biçimi; teknoloji, sanayi bir sürü güzelleme ve sonuç ortada. Türkiye'nin kıymetini bilmek lazım.
‘HAKİKATİ GİZLEMEK DE KUL HAKKININ İHLALİDİR’
"Asimile ol, rahat et" diye bir şey de yok yani!
Hayır, yok. Çok geç değil. Gidişat yavaşlatılabilir, hatta durdurulabilir. Ozonu delen, tamir etmesini de bilir. Yapay Zekâ, suları kirleten bakterileri yiyen nano-robotlar da üretebilir. İş ki, niyetlenilsin, kul hakkına riayet edilsin. Kuş hakkı diye bir nassın varlığı kabul edilsin. Kul hakkı, Somali ağızdan ekmek almaktan ibaret değildir.
Hakikati gizlemek, toprağa iltisaklı ot gibi yaşamasına razı olmak da kul hakkının ihlâlidir. Hâsılı, Mavi Gezegenin varsa bir kurtarıcısı, o kurtarıcı kadim kodları unutmayan Türk-İslam medeniyeti olacaktır. Niyesini on bir cilt boyunca anlatıp duruyorum. Umarım işinize yarayacaktır.