Anadolu’nun Oxford’u Amasya
Anadolu'nun önemli kültür merkezi ya da Anadolu'nun Oxford'u; şehzadeler şehri ve birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış, asırlarca Osmanlı Devleti'ne padişahlar yetiştirmiş bir şehir Amasya… Bu güzide şehrin tarihini, Süheyl Ünver'in de kaleme aldığı 'Amasya Defteri'ndeki notlar ile kısaca derledik.
Giriş Tarihi: 07.07.2018
12:44
Güncelleme Tarihi: 07.07.2018
12:58
Şadgeldi'nin ölümü üzerine oğlu Ahmed, Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid'in desteğini alarak şehri Kadı Burhâneddin'e karşı müdafaa etti. Yıldırım Bayezid bu sırada Kadı Burhâneddin'e mağlûp olmasına rağmen yeniden giriştiği mücadele sonunda Amasya'yı Osmanlı topraklarına kattı (1398); idaresini de oğlu Çelebi Mehmed'e bıraktı. 1402 Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid'in Timur'a esir düşmesi üzerine, savaşa katılan Çelebi Mehmed, kuvvetleriyle birlikte Amasya'ya çekildi. Hatta kardeşleri Îsâ ve Süleyman'a karşı burayı hareket üssü olarak kullandı. Bundan sonra ise şehir XVI. yüzyıl sonlarına kadar Osmanlılar'ın doğu sınırlarında stratejik bir merkez olarak önem kazandı.
AMASYA ANTLAŞMASI
Osmanlı Devleti ile İran arasında yapılan ilk antlaşma özelliğini taşır. Yavuz Sultan Selim Çaldıran Zaferi'ni müteakip burada kışladı. Kanûnî de Nahcıvan Seferi dönüşü bir müddet şehirde ikamet etti. Onun bu ikameti sırasında İran ile Amasya Antlaşması yapıldı (1555). Bu sırada Avusturya elçilik heyetinde bulunan ve Osmanlılar hakkındaki mektupları neşredilen Busbecq Amasya'da Kanûnî tarafından kabul edildi.
Amasya Antlaşması , tam bir antlaşma vasfını taşımamak ve iki hükümdarın karşılıklı dostluk temennilerinden ibaret gibi görünmekle beraber Basra, Bağdat, Şehrizor, Van, Bitlis, Erzurum, Kars ve Atabegler yurdu üzerindeki Osmanlı hâkimiyetinin Safevîler'ce tanınması anlamına gelmektedir. Amasya Antlaşması, Şah Tahmasb'ın ölümünden sonra II. İsmâil'in tahta geçmesine kadar yaklaşık yirmi beş yıl yürürlükte kalmıştır.
BUGÜNKÜ AMASYA ŞEHRİ
Bugünkü Amasya şehri , Anadolu'nun iç kesimlerini Samsun Limanı'na bağlayan yolların geçtiği bir yerde bulunmaktadır. 1930'da inşa edilen demiryolu burayı tabii limanı olan Samsun'a bağlar ve ulaşımı kolaylaştırır. Şehir kuruluş yerinin fizikî şartları sebebiyle büyük bir gelişme gösterememiştir. Yeşilırmak şehir içinde 4 km. kadar devam eden bir vadide akar. Yeşilırmak'ın sol kıyısında, kale kalıntıları, kral mezarları ile Yeşilırmak arasında yerleşim alanı çok dar olduğundan yerleşme bu kıyıda ince bir şerit oluşturur. Şehrin asıl yerleşim ve gelişim alanı Yeşilırmak'ın sağ kıyısında olup günümüzde bu kesimde güneydoğu ve güneybatı yönlerine doğru bir gelişme göstermektedir.
Şehirde büyük un fabrikaları, bir süt fabrikası, bir de beton yapı elemanları fabrikası bulunmaktadır. Ayrıca iki hastahane, bir de 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi'ne bağlı Eğitim Yüksek Okulu mevcuttur. 1927'de 12.481 olan nüfusu 1950'de 14.470, 1970'te 36.646 ve 1985'te de 53.431'e ulaşmıştır.